Seyfo Center: Türkiye aleyhine davalar açılacak

Seyfo Center Başkanı Sabri Atman, ABD Başkanı Joe Biden'ın soykırım açıklamasına dikkat çekerek, "Türkiye aleyhine davalar açılmaya başlanacak” dedi.

Asuri-Süryani Soykırım Araştırmaları Merkezi (Seyfo Center), uzun yıllardır soykırım konusunda yaptığı araştırmalarla biliniyor. 1914-1915 Ermeni, Asuri-Süryani-Keldani ve Pontus Rumlarına yapılan soykırımı araştırmayı sürdürürken, ülkelerin Seyfo'yu kabul etmeleri için girişimlerde bulunuyor.

Seyfo Center'in girişimleri sonucu aralarında Avustralya, Hollanda, Ermenistan, Vatikan ve Çek Cumhuriyeti ile bazı ABD eyaletlerinin de bulunduğu bazı ülkeler  Seyfo soykırımını kabul etti.

Kuruluşundan beri Seyfo Center'in başkanlığı görevini yürüten Sabri Atman, ANF'nin soykırımla ilgili sorularını yanıtladı.

Her 24 Nisan  öncesi ABD'nin soykırım deyip demeyeceği yoğun olarak tartışılmasına rağmen bugüne dek ABD soykırım dememişti. Bu yıl ABD'nin 1915 soykırımını soykırım olarak adlandırılmasının nedenleri anlatır mısınız?

Evet, her yılın 24 Nisan’ında Amerikan devlet başkanının ‘soykırım’ sözcüğünü ağzına alıp almayacağı merak edilir ve sonucu beklenirdi. Türk hükümetleri bunun gerçekleşmemesi için büyük paralar harcardı. ABD'de başkan adayları seçilmeden önce Ermeni soykırımını tanıyacakları vaadini verir ancak seçildiklerinde ise verdikleri sözde durmazlardı. Bilindiği gibi başkanların etrafı danışmanlarla doludur. Bu danışmanlar karar alınacak konuları enine boyuna teraziye koyar, bunun getirisini ve götürüsünü hesap ederler. Bir nevi Henry A. Kissinger’in, 'Amerika'nın kalıcı dostu veya düşmanı yoktur, yalnızca çıkarları vardır' sözünden hareket ederler. Daha önceki Amerikan başkanlarının çoğunun, Birinci Dünya Savaşı sıralarında Ermeni, Süryani ve Helen halklarına karşı yapılan vahşetin adını zikretmemelerinin nedeni sözünü ettiğim böylesi bir toplama-çıkarma yani reel-politikaya sadık olmalarındandır.

Peki ne oldu da Joe Biden Ermeni soykırımını tanıdı?

Bunun birçok nedeni vardır. Her şeyden önce on yıllarca bunun mücadelesi var. Joe Biden daha önce defalarca başkan seçildiği takdirde Ermeni soykırımını tanıyacağı sözünü vermişti. Son iki sene içerisinde Ermeni, Süryani ve Helen soykırım taslağı kabul edilmişti. Biden verdiği sözden cayamazdı. İkincisi, Türkiye’nin dünyadaki itibarı her geçen gün azalıyor ve Türkiye yalnızlaşıyor.

Türkiye hükümetleri her sene, Amerika’da büyük paralar harcayıp büyük uğraş verirlerdi. Ancak durum değişti. Türkiye’de her geçen gün artan anti-Semitizm, Türkiye’nin cihatçı grupları eğitmesi, bu gruplara ev sahipliği yapması, Suriye ve Ege politikası bir yerlerde çok iyi not edildi. Bütün bunların ötesinde de Erdoğan’ın yapılan bütün ikazlara rağmen Aya Sofya’yı müzeden camiye çevirmesi, Amerikan hükümetlerinin bütün ikazlarına rağmen S-400’leri Rusya’dan alan Erdoğan’ın horozlanmasına cevap verilmeliydi.  Amerikan Başkanı Biden, verdiği mesajla Erdoğan’a “fazla diklenme” mesajı verdi.

Türkiye hükümeti ne mi yaptı? Birtakım milliyetçi, ulusalcı kesim ve hükümet yetkilileri sıraya girip, senelerdir kullandıkları klişeleşmiş ’alınan karar yok hükmündedir' şeklindeki sözlerinin dışına çıkabildiler mı, İncirlik Hava Üssünü kapatacağız, NATO dan çıkacağız diyebildiler mi? Hayır, diyemediler, çünkü Erdoğan’ın kendisi de biliyor ki uzatmaları oynuyor. Biraz da olsa horozlanmasının sebebi iç kamuoyuna yöneliktir.

Seyfo Center uzun yıllardan beri Seyfo'nun kabul edilmesi için çalışma yürütüyor. Kuruluşundan bu yana örgütünüzün soykırım konusunda yaptığı çalışmaları özetleyebilir misiniz?

Seyfo Center, 2012 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri'nde birçok şubesiyle faaliyet gösteriyor. Bu kurumun başkanı olarak söz sahibi olabilmemiz için buradaki Asur-Süryanilerin uyandırılması ve bu soruna karşı duyarlı kılınması gerektiğinin bilincindeydim. Bundan dolayı Amerika’nın her tarafında konferanslara katıldım, bilgi toplantıları oldu. Kitaplar çevrildi ve basıldı. Farklı mezheplere ait bütün Asur-Süryani kiliseleriyle ve diğer kurumlarıyla iyi ilişkiler geliştirildi. Ermeniler başta olmak üzere Helen kurumlarının bütün renkleriyle iş birliğini geliştirdik. Tabiri caizse çalmadık kapı bırakamadık. Demokrat ve Cumhuriyetçi kongre ve senato üyeleriyle geliştirdiğimiz ilişki sonucu Asur-Süryani soykırımı birçok eyalette kabul edildi. Amerikan başkanının attığı adım önemli ve anlamlıdır. Birincisi, kongre ve senatodan geçen ve Asur-Süryani ve Helen soykırımını da içeren taslağa dayanıp bu konuşmasında bu halkları da anmalıydı. Amerikan başkanı her nasıl Ermenice dilinde ‘Meds Yeghern’ deyimini kullanıyorsa, biz de kendisine Süryanice olan ‘Seyfo’ sözcüğünü öğreteceğiz.

Biden'ın soykırımdan söz etmesi bugüne kadar soykırıma mesafeli duran devletleri nasıl etkileyecek?

Amerikan Temsilciler Meclisi ve Senatosundan sonra, Başkan Joe Biden’ın da soykırımı kabul etmesi küçümsenmeyecek derecede önemlidir. Türkiye’nin sesi daha da kısılacak ve bu konuya mesafeli yaklaşan İsveç gibi birçok ülke daha cesur bir şekilde hareket edecektir.

Siz uzun yıllardan beri ABD'de yaşıyorsunuz. Biden'ın soykırım demesi ABD'de nasıl etki yarattı? ABD'de çok sayıda soykırımından zarar görenlerin yakınları yaşıyor. Onlara hukuki olarak tazminat talep etmenin yolu açılıyor mu?

Ronald Reagan’in daha önce bir başkanlık bildirisinde yaptığı ve andığı ve büyük bir aradan sonra Biden yaptığı konuşmada hem de iki kez soykırım sözcüğünü kullandı. Bu kabul sadece Ermeniler arasında değil ama büyük bir kesim tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Bu tanıma ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır:

Birincisi, böylesi bir tanıma soykırıma uğramış bir halkın torunlarının yarasına su serpti. Onları bir nevi rahatlattı. Senelerdir verdikleri uğraşın bedelini aldılar.

İkincisi, Biden tarafından Ermeni Soykırımının kabulü, ABD mahkemelerinin Ermeniler tarafından Türkiye hükümetinden gelen soykırım dönemi taleplerine ilişkin iddialarda bulunan davalara devam etmesini sağlayacaktır. Daha öncesinde federal yargıçlar, ABD hükümetinin Ermeni Soykırımı’nı tanımadığı için Kaliforniya gibi eyaletlerin bu davalara izin vermeyeceğini ve yasalar çıkaramayacağını gerekçe olarak gösteriyordu. Amerikan Temsilciler Meclisi ve Senatosundan sonra Başkan Joe Biden’ın tanımasından sonra federal yargıçlar bu saatten sonra Türkiye aleyhine açılacak davaların önüne geçemeyeceklerdir.

Üçüncüsü, Amerika Birleşik Devletleri süper bir  güçtür. Burada alınan kararların diğer ülkeleri etkilemesi çok olağandır. Başkan Biden’ın açıklaması özellikle Büyük Britanya, İsveç, Avustralya, İsrail  ve daha birçok ülke üzerinde etki yapacaktır.

Son bir nokta da şudur:  Amerika’da atılan bütün bu adımlar soykırıma uğrayan Ermeni, Asuri ve Helen halklarının somut taleplerini daha yüksek bir sesle haykırmalarının önünü bir parça açmıştır. Türkiye aleyhinde davalar açılmaya başlanacaktır.

Erdoğan'ın soykırımı tarihçilere bırakma ısrarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Erdoğan soykırımı tarihçilere bırakalım diyor, çünkü başka söyleyecek bir argümanı da yok. İnsanlığa karşı büyük bir suç olan soykırım gibi bir suçun tarihçilerle sınırlı tutulmaması gerektiğini kendisi de biliyor. Ancak şark kurnazlığı yapıyor. Onun amacı bunu kendi inkarcı ve besleme tarihçilerine bırakıp konuyu unutturmaktır, Ermeniler, Süryaniler ve Helenler bunun tartışmasını çoktan bitirdi. Onlar başlarına gelenlerin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Soykırımdan daha da ağır bir tanım varsa, işte o tanımı kullanmayı tercih ederler.