Silahlar susturamadı, KHK'lar mı susturacak?

1990'lı yıllarda JİTEM ve Hizbul-kontranın tetikçiliğiyle Musa Anter (Apê Musa), Yahya Orhan, Cengiz Altun, Hafız Akdemir, Ferhat Tepe ve Hüseyin Deniz gibi isimlerin de aralarında olduğu 70'i aşkın gazeteci katledildi.

Yalanın perdesini yırttıkları ve "gerçekleri karanlıkta bırakmadıkları" için 1990'lı yıllardan bu yana Türk devletinin her türlü baskısına maruz kalan Özgür Basın geleneği, dün olduğu gibi hakikatin bayraktarlığını yaparak zulmün karşısında dimdik ayakta kalmaya devam ediyor. Kapatmalar, matbaada sansür uygulamaları, gözaltı, tutuklama, işkence, bombalamalar ve 1990'lı yıllarda 70'i aşkın gazeteci ve dağıtımcısının katledilmesine rağmen Özgür Basın geleneği, şiar edindiği "gerçekler karanlıkta kalmayacak" sözünü tutageldi.

1990'lı yıllarda Milli Güvenlik Kurulları'nda (MGK) alınan kararlarla OHAL valilerinin talimatlarıyla JİTEM ve Hizbul-kontranın tetikçiliğiyle Musa Anter (Apê Musa), Yahya Orhan, Cengiz Altun, Hafız Akdemir, Ferhat Tepe ve Hüseyin Deniz gibi isimlerin de aralarında olduğu 70'i aşkın gazeteci katledildi. Dönemin Tansu Çiller-Doğan Güreş-Mehmet Ağar gladyo troykasının "susturun" talimatlarına rağmen Özgür Basın anka kuşu gibi yeniden küllerinden doğmayı başardı. Susmayan ve susturulamayan Kürt gazeteciliği, Kürdistan'ın dört parçasının yanı sıra Avrupa'da da etkin bir şekilde yayın yapmaya başladı.

Kürdistan'da Türk devletinin yaktığı Kürt köylerini, katledilen ve "faile meçhul"e giden insanların katillerinin bulunması için canları pahasına gerçeğin üzerine giden Kürt gazeteciler Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Aydın Erdem, Enes Ata, Medeni Yıldırım ve Kemal Kurkut gibi yüzlerce devlet cinayetinin üzerlerinin örtülmemesi için emek harcadı.

Bu basın geleneğine mensup Deniz Fırat, Mahmur'da DAİŞ faşizmine karşı, Ayfer Serçe Rojhilat'ta İran saldırısında Nujiyan Erhan Şengal'de işbirlikçilerin kurşunuyla, Rohat Aktaş Cizîr bodrumlarında ve Burhan Karadeniz ve Bahattin Karatük gibi birçok isim de sürgünde hakikatin peşinde koşarken katledildiler, yaşamlarını yitirdiler.

Dün gladyo devletinin namlularının ucunda gazetecilik görevini yapanlar, bugün de Erdoğan-Bahçeli faşizminin katletme, işkenceden geçirme, gözaltına alma, tutuklama ve kapatmaları karşısında görevini yapmaya devam ediyor. 15 Temmuz darbe girişimini "Allah'ın lütfu" olarak gören AKP'nin daha sonra ilan ettiği OHAL'le birlikte çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) birincil hedeflerin arasında yine Kürt basını vardı.

AKP'NİN OHAL'LE BİRLİKTE ÖZGÜR BASINA YÖNELİK SALDIRILARI

OHAL'den sonra AKP faşizminin ilk hedefi Özgür Basın'ın beşiği olan Özgür Gündem Gazetesi oldu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Özgür Gündem'e yönelik baskılar artınca Türkiye'deki birçok gazeteci Özgür Gündem ile dayanışma ağı oluşturmuştu. Gazetenin nöbetçi yayın yönetmenliğini yapan Ahmet Nesin, Erol Önderoğlu ve Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasından sonra 16 Ağustos 2016 tarihinde gazetenin merkezi basılmış ve tüm çalışanları işkence edilerek gözaltına alındı. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Zana (Bilir) Kaya, Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı, Yayın Danışma Kurulu üyeleri Necmiye Alpay ile Aslı Erdoğan tutuklandı. Gazetenin nöbetçi yayın yönetmenliğini üstlenen onlarca isme ise davalar açıldı, para ve hapis cezaları verildi. Gazeteci Murat Çelikhan'ın ise cezası onaylandığı için cezaevine konuldu.

Bunun dışında Kürt basınına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalar devam etti. Açıklanan verilere göre şu anda Türkiye'de 180 gazeteci cezaevinde. Bunlardan 40'a yakını Kürt basın emekçilerinden oluşuyor. OHAL ile basına yönelik baskılar daha sonra diğer basın kurumlarına da yönelerek devam etti. KHK rejimi ile kapatılan diğer Özgür basın kurumları şöyle:

Özgür Gün TV

1994 yılında kurulan ve Amed merkezli yerel yayın yapan Özgür Gün TV, 2014’te uydu yayınına başladı. Türkiye'de Kürtçe yayın için 23 Mart 2004 tarihinde RTÜK'e başvuran Özgür Gün TV, iki yıl sonra aldığı izinle 23 Mart 2006 tarihinde Dergûşa Çandê (Kültür Beşiği) adlı kültür programını yapmaya başlamıştı. Böylece Türkiye'de bir özel televizyonun ilk kez farklı dil ve lehçelerde yayın yapıyordu.

Tv 10

29 Kasım 2011'den itibaren uydu üzerinden yayına başlayan ve 2012'den itibaren de Türkçe'nin dışında başka dil ve lehçelerde yayın yapma izni aldı.

Van TV

2005 yılından itibaren Wan merkezli yerel yayın yapmaya başlayan Van TV, 17 Ocak 2013 tarihinde uydu yayınına başlamıştı.

Jiyan TV

2014’te yayın hayatına başlayan Jiyan TV,  21 Mart 2016’da Zazakî dilinde yayın yapmaya başlamıştı.

Azadi TV

Amed'de yayın yapan dört yerel televizyondan biri olan Azadî TV, de Kürtçe ve Türkçe yayın yapıyordu.

İMC TV

İMC TV, 1 Mayıs 2011 İşçi ve Emekçi Bayramı'nda 12 saatlik canlı yayınla, test yayınlarına başlamıştı. Uydu üzerinden yayın yapan İMC TV, 26 Şubat 2016’da TURKSAT uydusundan çıkartılmıştı. Yayına Hotbird ve internet üzerinden devam ediyordu.

Zarok TV

Merkezi Amed'de 21 Mart 2015'te yayınına başladı. Türkiye'nin ilk kez Kürtçe'nin Kurmancî ve Zazakî lehçelerinde yayın yapan çocuk kanalıydı. Kapatıldıktan sonra gelen tepkileri üzerine kapatma kararı kaldırıldı ancak televizyona yüzde 60 zorunlu Türkçe kotası getirildi.

Denge TV

Kürtçe yayın yapan bir müzik kanalı da kapatılan televizyonlar arsında yerini aldı.

Mezopotamya TV

Kürtçe müzik ve programlar yapan bir kanaldı.

Rengin Radyo

Mardin'in Kızıltepe ilçesinde Kürtçe, Türkçe ve Arapça yayın yapıyordu. 3 Ekim 2016 günü polis baskınıyla kapısına mühür vuruldu.

Ses Radyo

Mersin’de 21 yıldır Kürtçe, Arapça ve Türkçe yayın yapan bu Radyo Ses de kapatıldı.

Radyo Karacadağ

Urfa’da yayın yapan radyo, 13 yıldır yayın yapıyordu.

Özgür Güneş

Malatya'da yayın yapan Özgür Güneş de Kürtçe ve Türkçe türküler ve özgün müzik formatında yayın yapıyordu.

Dünya Radyo

1990'lı yıllardan bu yana Adana'da yayın yapıyordu.

Doğu Radyo

Van’da yayın yap Doğu Radyo'nun yayını 28 Eylül’de durduruldu. Ertesi gün polis baskınıyla binası mühürlendi.

Gün Radyo

Amed'de yayın yapan Gün Radyo, Kürtçe lisans için iki yıl bekledikten sonra 3 Mart 2006 tarihinde Kürtçe yayın yapmaya başlamıştı.

29 Ekim 2016 tarihinde ise çıkarılan bir KHK ile Kürt haber siteleri kapatıldı.

– Dicle Haber Ajansı: 4 Nisan 2004 tarihinde internet üzerinden yayına başladı. İnternet sitesi Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olmak üzere üç dilde yayın yapıyordu.

– Jin Haber Ajansı: 8 Mart 2012 tarihinde yayın hayatına başlayan Jin Haber Ajansı (JINHA) Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olarak kadın haberciliği yapıyordu.

Azadiya Welat Gazetesi:

26 Şubat 1994'ten 2006'ya kadar haftalık Kürtçe gazete olarak yayınlandı. 15 Ağustos 2006'da günlük olarak yayınına devam etti. Gazete üç defa çeşitli nedenlerle kapatmakla cezası almasına rağmen yayınına devam etti. 16 Ağustos'ta yayını durduruldu.  29 Ekim'de ise KHK ile kapatıldı.

24 Ağustos 2017 tarihinde kapatılan basın ve yayın organları

Dihaber:

14 Kasım 2016 tarihinde yayınına başladı. 24 Ağustos 2017 tarihinde kapatıldı. Dihaber7den yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) karanlığına karşı 14 Kasım 2016 tarihinde “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” şiarıyla yayın hayatına başlayan dihaber, gecenin en karanlık saatinde yayınlanan, 25 Ağustos 2017 tarihli 693 sayılı KHK ile kapatıldı. OHAL ve KHK rejimiyle varlığını sürdürmeye çalışan iktidar, dihaber’in hakikati ortaya çıkarma çabasına ancak 9 buçuk ay dayanabildi. Bu süre boyunca da 15 kez internet sitesine yayın yasağı getirilen, çalışanları saldırıya uğrayan, gözaltına alınan ve tutuklanan dihaber, bütün KHK ve OHAL karanlığına karşı kararlı bir şekilde Özgür Basın geleneğini sürdürdü ve bundan taviz vermedi" denildi.

Gazete Şûjin

Aralık 2016 tarihinde "Medyanın Diline çuvaldız niyetine" sloganıyla yayın hayatına başladı. 24 Ağustos 2017 tarihinde kapatıldı.

Kapatılan Gazete Şûjin'den yapılan açıklama ise şöyle: "Aralık 2016 tarihinde “Medyanın diline, çuvaldız niyetine” şiarıyla yayın hayatına başlayan Gazete Şûjin, sabah karşı yayımlanan 25 Ağustos 2017 tarihli 693 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı.

“Bir kadın olarak susun” diyenlerin dünyasında, çuvaldız haberciliğimizle kurulduğumuz günden itibaren medyada kadının sözünü ve sesini büyüttük. Devletinden medyasına kadar kadınlara çizilen ‘makbul kadınlık’ sınırlarını tanımayan gazetemiz, kadın odaklı haberciliğinde “özel olan politiktir” şiarıyla öz savunmaya geçerek, kadın bedenine ve yaşamına saldıran ataerkilliği ve erkek basını ifşa etmeye devam etti. Bu sebeple doğrudan gazetemize ve arkadaşlarımıza yönelik birçok tehdit aldık. Yayın alanlarımızdan biri olan web sitemize çok kez siber saldırı gerçekleşti. Özellikle kamuoyu oluşturulmasına engel olunan ve halkın haber alma hakkının kısıtlandığı olaylarda ilk ve güvenilir haberleri veren gazetemiz, çuvaldızı batırdığı egemenler tarafından bugün susturulmak istendi."

Rojeva Medya

Amed’de bir grup gazeteci tarafından hazırlanan Rojeva Medya Gazetesi, Kürtçe olarak yayın hayatına 11 Kasım 2016 tarihinde “Xezeba Firatê mezin dibe (Fırat’ın Gazabı büyüyor)” manşeti ile başladı. Gazetenin editör yazısında gazetenin yayın hayatına başlama nedeni “Okurlar, Kürtçe haber, yorum ve yazılardan nasipsiz kalmasın” sözleriyle ifade edildi