Silivri’de tutsaklar elektriği olmayan odada tutuluyor

MA-TUHAYDER Eşbaşkanı Esin Çelik, Silivri 5 No’lu hapishanedeki tutsakların ailelerine bilgi verilmeden sevk edildiklerini ve tutsakların elektriği olmayan odada tutulduğunu belirtti.

Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MA-TUHAYDER), son dönemde Silivri hapishanesinde artan hak ihlallerine ilişkin Aksaray'da bulunan dernek binalarında basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm’ün yanı sıra, Silivri hapishanesinde bulunan birçok tutsak yakını katıldı.

Toplantının yapıldığı salona, “Cezaevlerindeki insanlık dışı hak ihlallerine son verilsin!” pankartı asıldı.

Silivri 3 Nolu Cezaevi’nde esir tutulan Yakup Akman, Fergil Fırat ve Ali Karabaş’ın aileleri hapishanede yaşanan hak ihlallerine tepki göstererek, “Tutsaklar üzerindeki bu baskılara sesiz kalmasınlar. Buna ses versinler. Bu zulüm olmasaydı gençlerimiz ne Kürdistan dağlarında olurdu nede zindanlarda. Bu zulmü lanetliyorum. Bütün onur sahibi insanlara buradan tutsaklara sahip çıkma çağırısı yapıyoruz” dedi.

DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR

Ardından söz alan HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, cezaevlerindeki bu durum ile Türkiye’nin demokrasi anlayışının belli olduğunu vurgulayarak, zindanlardaki baskının dışarıda direnenlere de uygulandığını söyledi. Gülüm, “Cezaevlerinde şu anda düşman hukuku uygulanıyor. Hasta tutukluların ölüme terk edilmesinden infaz yakmalarından bunu görebiliyoruz. Cezaevlerinden tamamen iktidar ne derse onu yapan bir mekanizmaya dönüştüler. Tamamen keyfi uygulamalar yürütülüyor. Sadece Silivri cezaevinde değil, bu uygulamalar bütün cezaevlerine yayılmış durumda” diye belirtti.

TÜM TOPLUMUN SORUNUDUR

Baskıların gün geçtikçe arttığına işaret eden Gülüm, “Bunun sadece cezaevlerine yönelik bir operasyon olmadığını biliyoruz. Bu tüm toplumu susturmaya yönelik bir operasyondur. Çünkü iktidar dışarıdakileri de cezaevine atmakla tehdit ediyor. İktidar, ‘hakkınızı ararsanız sizi de cezaevine gönderirim, tutuklarım’ mesajı veriyor. Bunun için cezaevleri tüm toplumun sorunu olmalıdır. Bizim sessiz kalmayacağımızı bir kez daha ifade ediyorum ve herkesi ses çıkarmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.

SORUNLARIN TEMELİ İMRALI TECRİDİDİR

Ardından basın açıklamasını okuyan MA-TUHAYDER Eşbaşkanı Esin Çelik, hapishanelerde yaşanan sorunların temel kaynağının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit olduğunu söyledi. Çelik, 22 yıldır Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış mutlak tecridin tüm cezaevlerine sirayet ettiğinin altını çizerek, “Özellikle siyasi tutsaklar üzerinde yoğun hak ihlalleri, hukuksuzca uygulanan disiplin ve hücre cezaları ile bizlere yansımaktadır” dedi.

ARTAN HAK İHLALLERİ

Son süreçte Silivri Cezaevi’nde hak ihlallerinin arttığını belirten Çelik, “Bunun son örneği İstanbul Silivri Kampüs Cezaevi’nde yaşanmaktadır. 8 Ekim 2021 tarihinde Silivri 5 No'lu da tutuklu bulunan siyasi tutsakların odaları dağıtılmış, kampüs içerisinde farklı bloklara gönderilmiş ve bir kısmı da cezaevi dışında, henüz ailelerin de bilmedikleri cezaevlerine sürgün edilmişlerdir. 11 Ekim‘de tutsakların aileleri ile yaptıkları telefon görüşündeki aktarmalar ile açığa çıkmıştır. Tutsaklar elektriği olmayan odalarda tutulduklarını, yatakların ,kişisel eşyalarının verilmediğini ve gardiyanlar tarafından sürekli tehdit ve hakaretlere maruz kaldıklarını aileler tarafından iletilmiştir” ifadelerini kullandı.

TECRİT BİR AN ÖNCE KALDIRILSIN

Silivri hapishanesinde tutsaklara yönelik devam eden hak ihlallerinden dolayı ailelerin tedirgin olduklarını söyleyen Çelik, “Bu yaşananlar insan haklarına aykırıdır. Siyasi tutsaklara yönelik uygulanan bu hukuk ve insanlık dışı muamelelere bir an önce son verilmelidir. Öncesinde de birçok kez dile getirdiğimiz gibi bu yaşananlar birlikte bir kez daha çağrımızı yeniliyoruz. Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ve tüm Türkiye cezaevlerine yayılan ağır tecrit koşullarının bir an önce kaldırılması, huzur ortamının oluşturulması adına ciddi adımların atılması gerekmektedir” şeklinde konuştu. 

Toplantı, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganının ardından son buldu.