Sınır infazlarıyla yiten hayatlar…

Sınır infazlarıyla yiten hayatlar…

Van’ın Özalp ile Saray köylerinde sınır ticareti yaptığı gerekçesiyle İran ve Türk askerleri tarafından katledilenlerin ardında kadın ve çocuklar kaldı.  2000’li yıllarda artan sınır infazlarıyla birlikte ailelerinin hukuki mücadeleleri de engelleniyor.

Doğu ve Batı Kürdistan arasına çizilen sınırdan geçen gençler, İran ve Türk askerleri tarafından sistematik olarak hedef alınıyor. Her yıl onlarca kişi sınır boylarında yargısız infazlara konu oluyor. Bu cinayetlerin failleri ise tam bir cezasızlıktan yararlanıyor. Yiten her yaşamın ardında ise başka bir dram kalıyor.

Sınır ticareti yapanların kimisi ardında 4 çocuk, kimisi henüz doğmamış çocuğu bırakırken, Türk ve İran devletine göre her zaman kurbanlar suçlu

20 TL İÇİN KATLEDİLDİLER

Van’ın Özalp ilçesine bağlı ve İran ile Türk devletin kurduğu karakol ve kalekollardan 1 km uzaklıkta bulunan Yukarı Tugalı Köyü’nde son 10 yıl içerisinde katledilenlerden birisi olan 24 yaşındaki İslam Kesici, bir bidon mazot almak için 16 Haziran 2010 tarihinde köy yakınında Türk askerleri tarafından hedef alındı. Kurşun yağmuruna tutulmadan sadece bir saat önce iki çocuğu ve hamile olan eşiyle vedalaşmıştı.

Kesici’nin eşi Leyla kesici olayı şöyle anlatıyor: “Eşimle 4 yıllık evliydik. 2 çocuğumuz vardı ve ben hamile olduğum için hastanede kalıyordum, yanıma geldi İran’a gideceğini söyledi. Biz gitme dememize rağmen o bizi dinlemedi. Çünkü evde ihtiyacımız vardı. O gece bize haber geldi eşimin yaralı olduğunu söylediler. Anne ve babası sınıra gitti ancak İran askerleri izin vermedi onun için 2 buçuk saat kan kaybı nedeniyle yaşamını yitirdi. Ama Türk askerleri 600 metreden ateş etmişlerdi.  Şuan 3 çocuğum ile yapayalnız kalmışız. Dava açtık ama Van Cumhuriyet Başsavcılığı davamıza takipsizlik kararı verdi. 20 TL kazanmak için 2 bidon mazot için birçok ailenin hayatını kararttılar. Yetim bırakılan bu çocuklarımın hesabını Türk askerlerinden sorulmasını istiyorum. Kayınbabam 60 yaşında ve 17 nüfusa bakmak zorundadır İran ve Türkiye bu sınırlarda daha ne zamana kadar insan kanını dökecekler?”

Arxurka Köyünde yaşayan 18 yaşındaki Murat Eskiner, sınırda vurulmadan 4 ay önce Yıldız Aygündüz ile evlendi. Ardında iki aylık hamile olan eşi kaldı.  Kayınbabasının evinde yaşamını sürdürmek zorunda kalan Yıldız Eskiner,  3 yaşındaki kızı Viyan ile birlikte eşinin yasını tutarak yaşamını sürdürdüğünü şöyle anlatıyor: “Eşim Murat ile 4 aylık evliydik. O zaman kimlikte yaşım dolmadığı için daha resmi nikah bile yıkamamıştık. Köyümüzden 1 km uzaklıktaki tepede sınır konulmuş, bu sınırın arkasında mazot almak için giderler. Yanı başımızda Kürtlerin şehirleri var. Oraya sürekli eşim ve diğer köylüler giderlerdi. Son yıllarda İran ve Türk askerleri sınırda gördüklerini öldürürlerdi.  Yoğunca yaşanan ölümler nedeniyle eşimin gitmesini istemiyordum. Çünkü artık 2 aylık hamileydim ve eşimi 10-20 TL için ölmesinden korkuyordum. Bir gece evimizin hemen karşısında bulunan İran karakolundan mazot almaya giden köylüleri taradılar eşimin vurulduğu haberi bize geldi. Ama Türk askeri ile birlikte bu katliamı gerçekleştirdiğini biliyoruz. Yazık değil mi? Eşim daha çocuğunu görmeden gencecik yaşta katledildi. Benim en ücra bir köyde yaşadığım zorluğun acının ve kederin hesabını kim verecek? Açıkçası ben devletin verdiği tazminatın derdinde değilim. Kızım yetim kaldı bizde burada boyu büyük bir yaşam sürdürüyoruz.”

En büyük oğlu olan Murat Eskin’i kaybeden Zinet Eskin, Türk ve İran devletine isyan ederek, Özalp köylerinde onlarca gencin öldürülmesiyle arkalarında çok sayıda kadın ve çocuğunun da yaşamlarının karardığını söylüyor.

“Oğlumu daha 18 yaşındayken toprağa verdim. Beni şuan hiçbir şey teselli edemez. Köyümüzün 1 km ötesine gidemeyecek durumda hapis hayatı yaşıyoruz. Bir de burada insanların devletin hiçbir nimetinden yararlanamıyor. Üstüne üstlük bizi öldürüyorlar. İran ve Türkiye’nin kendi aralarında yaptığı sınır zulüm ve kan kokuyor. Yüreği yanmış bir anne olarak daha 4 aylık evli olan ve hiç görmediği çocuğun vebalini devlet nesil verecek.”