‘Şok’ baskından kırılmaya, beşinci yılında Zap operasyonu

‘Şok’ baskından kırılmaya, beşinci yılında Zap operasyonu

Dünya Anadil Günü olarak da anılan 21 Şubat 2008 günü Türk ordusu Medya Savunma Alanları’na Güneş Operasyonu ismiyle bir kara operasyonu başlattı. Hedef ‘şok’ baskınla HPG anakarargahını kuşatmaktı ancak, gerillaların direnişiyle daha operasyonun ilk gününde savunmaya çekilmek zorunda kaldılar…

2007 baharıyla birlikte dillendirilmeye başlanan ve tüm yıl boyunca gündemden düşmeyen sınır ötesi kara operasyonu tartışmalarını en yakından izleyen güç şüphesiz HPG’ydi. Bir yandan Medya Savunma Alanları’nı ve Güney Kürdistan’ı hedefleyen olası bir kara operasyonuna dönük hazırlık çalışması yürüten HPG, diğer yandan 2007 yılının baharı ile birlikte Kuzey Kürdistan’da başlayan ve yaz aylarında oldukça şiddetlenen savaşta üstün bir performans sergiliyordu.

2008 yılına girişte geçmiş savaş yılının bilançosu da netleşmiş, HPG 1 Ekim 2006 tarihinde ilan edilen tek taraflı ateşkesten 1 Aralık 2007 tarihine kadar olan 14 aylık süreçte Türk ordusunun tam 579 operasyon düzenlediğini duyurmuştu. Bu süre içerisinde Medya Savunma Alanları’na da 39 saldırı düzenlenmişti.

OPERASYON BAŞLIYOR

Bu bilanço 2008 yılında yaşanacakların bir işareti gibiydi. Sınır ötesi kara operasyonuyla startı verileceği öngörülen şiddetli savaş için çok beklemeye gerek kalmamıştı. Aynı zamanda Dünya Anadil Günü olarak da anılan 21 Şubat 2008 günü Türk ordusu Medya Savunma Alanları’na Güneş Operasyonu ismiyle bir kara operasyonu başlattı.

Operasyon, ismini 8 Ekim 2007’de Gabar Dağında Türk ordusunun düzenlediği bir operasyonda gerillalar tarafından öldürülen Piyade Onbaşı Kasım Aksoy'un 3 yaşındaki kızı Güneş'ten alıyordu. “İntikamı alınacaktır” naraları altında, Türkiye kamuoyunun duygularını şaha kaldırmayı düşünen genelkurmay, düzenlenen operasyonun hedefini de “terör örgütünün mensuplarını etkisiz kılmak ve Kuzey Irak'taki örgütsel altyapıyı kullanılmaz hâle getirmek" olarak belirlemişti.

20 Şubat günü sabah 09.30-10.00 saatleri arasında HPG Anakarargahı’nın bulunduğu Zap alanına yönelik Türk savaş uçaklarıyla başlatılan saldırı öğleden sonra saat 17.00’a kadar aralıksız sürmüş, hemen ardından da sınır üzerindeki karakollardan ağır topçu atışı başlamıştı. Savaş uçaklarınca vurulan yerler ve tüm alan obüs ve havanlarla yoğun ve eş zamanlı bir biçimde saatlerce bombalanmıştı.

HEDEF, 3 CEPHEDEN KUŞATMAK

Zap operasyonu esnasında HPG Anakarargahı’nı sevk ve idare eden Anakarargah Komutanı Dr. Bahoz Erdal bu saatleri ayrıntılarıyla anlatıyordu:

“Bu bombardıman altında Türk ordusu üç cepheden harekete geçti. Hakkari cephesinden Serê Sevê taburu üzerinden hareket edildi. Hedefleri Çiyayê Reş alanını ele geçirmekti. Burası üzerinden Zap suyu üzerine gelecek, batı yönünden Zap’ı çembere alacaklardı.

Diğer bir cephe Êrîş Karakolu üzerinden Xerekol tepesi, oradan da Şikefta Birîndara tepesini ele geçirmek istiyordu. Zap alanı üzerindeki en hakim dağdır orası. Eğer orası ele geçirilirse karargah alanı da kontrol altına alınmış olacaktı. O yüzden bu cephenin esas hedefi Şikefta Birîndara’yı ele geçirmekti. Orayı düşürüp yerleşmek istiyorlardı.

Üçüncü cephe de yine Êrîş Karakolu hattı üzerinden Bircela, Küçük Cilo, Şamkê hattını takip ederek Çemço ve Sîda alanına gelmekti. Bu cephenin amacı da karargahı doğu tarafından çembere almak, arkasına sarkmaktı. Bir anda ele geçirmek için şaşırtmak istiyorlardı. İki tugaya yakın asker hızlı bir şekilde hareket ederek arkadan dolanmayı ve karargahın doğu ve güney uçlarını kapatmayı hedefliyordu.”

İLK KIRILMA BATI CEPHESİNDEN

Karadan saldıran ilk cephenin hedefinin Çiyaye Reş olduğunu belirten Bahoz Erdal operasyonun 2. günü alana gelmek isteyen askerlerin gerillalarca vurulduğunu, çok sayıda ölü ve yaralısı olan bu birliğin tekrar toparlanma, ölü ve yaralılarını toplamaları için birkaç gün geçmesi gerektiğini ifade etmişti.

Bu kırılma ardından “o cepheden herhangi bir saldırıları olmadı” diyen Erdal, şunları belirtiyordu; “İlker Başbuğ Çelê’ye (Çukurca) geldi, çok ısrar da etti fakat oradan bir daha gelemediler. Geri çekilip beklemeye geçtiler. Ondan sonra Çiyayê Reş cephesinde karadan herhangi bir saldırı olmadı. Sadece 2. gün saldırısıydı.”

‘SABIRSIZLIKLA BEKLİYORDUK!’

Zap operasyonunda bu cephede savaşan Cigerxwîn, saldırı düzenleyen askerleri ilk fark eden gerillalardan biri idi. Gerilla Cigerxwîn o anı şöyle anlatıyor:

“Nöbet yerine gidip baktığımda 3 asker gördüm. Gelip komutanıma söyledim, herhalde operasyon başladı dedim. Komutanımız da doğruladı. Bine yakın bir güç bulunduğumuz Çiyaye Reş alanına yönelmişti.

Tüm arkadaşlar mevziilere girmişti. Düşmanın yakınlaşmasını ve ilk vuruşu sabırsızlıkla bekliyorduk. Bir kolları Çiyaye Reş’e geldi. Arkadaşların direnişi sonucu kırıldı. Çok büyük bir darbe vuruldu. 22 asker öldürüldü. Bu darbe ardından büyük bir kırılma yaşadılar. Obüs ve topların, kobra helikopterlerin bombardımanları eşliğinde ilerlemek istediler. Ne yaptılarsa da tepeyi elimizden alamadılar. Bu yüzden geri çekilmek zorunda kaldılar.

Daha sonra bir kez daha denediler. Arkadaşlar bir kez daha vurdu. Gelip tepeye bayrak dikmek istiyorlardı, o amaçla tepeye bir saldırı başlattılar. Bu kolda da en önde bulunan askerlerin hepsi öldürüldü. Buradaki çoğu arkadaşımız bir ya da iki senesi dolmuş yeni arkadaşlardı.

DOĞU CEPHESİNDE DURUM

Operasyonun batı cephesinde bunlar yaşanırken, doğu cephesindeki askerler hedefledikleri bölgeye ulaşamamıştı. Zap arazisinin derinliklerine doğru yolculuklarını 3. gün tamamlayabilen doğu cephesi, sabahın erken saatlerinden itibaren gerillalarla şiddetli çatışmalara girdi. Şikefta Birîndara tepesinden uzanarak Çemço suyu üzerine gelen Karker tepesi silsilesini ele geçirmek için saldıran bu cephe tüm gün boyunca 4 kez denemesine rağmen her seferinde gerillalar tarafından geri püskürtüldü.

Bu çatışma anlarını ve sonrasını Dr. Bahoz Erdal şöyle anlatıyor:

“Eğer üst sırtlara yetişebilselerdi orayı tutup kendileri için zemin haline getireceklerdi. O yüzden de çok ısrar ediyorlardı. Fakat o gün sabahtan akşama kadar iç içe çok şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu, akşama kadar düzenlenen saldırılar ardından düşman kırıldı. Çok sayıda ölü ve yaralıları oldu. Bizim o saate kadar da bu cephede herhangi bir kaybımız olmamıştı.

Epey daraldıklarından hava desteği istediler. İlk başta obüs ve havanlarla alan bombalandı ama yine de arkadaşlarımızı mevzilerinden çıkartamadılar. Bu sefer kobralar geldi ve arkadaşlara vurmak istedi. Kobra saldırısı eşliğinde de karadan askerler harekete geçecek ve böylece bu mevziler ele geçirilecekti. Arkadaşlar bir yandan karadan gelen askerlerle, diğer yandan kobra helikopterlerle çatışıyorlardı. Akşama doğru arkadaşlar bu kobralardan bir tanesini düşürdü.

Gece saatlerinde aynı bölgede bu sefer arkadaşlar saldırıya geçtiler. Savaşın inisiyatifi arkadaşlara geçmişti. Arkadaşlar bu fırsatı değerlendirdi ve bir saldırı düzenlediler. O saldırıda da güçlü bir darbe vuruldu. Arkadaşlar çok sayıda düşman askeri öldürmüş, 15 cenazenin üzerine gitmiş, bu askerlere ait çok sayıda silah ve teçhizat da ele geçirmişlerdi. Bu gece eyleminde Ayhan ve Baran arkadaşlarımız şehit düştüler.”

‘ŞOK’ BASKINDAN SAVUNMAYA…

Zap’ın doğusundan ilerleyerek HPG Anakarargahı’nı çembere almak ve bizzat karargahı ele geçirmek isteyen doğu cephesi savaş inisiyatifini kaybetmişti. ‘Şok’ baskınla karargahı ele geçirmek isteyen iki tugaylık asker savunmaya geçmişti.

Operasyonun son gününe kadar gerillaların sürekli bu güce yönelik eylem yaptığını kaydeden ve bu eylemlerden bazılarına katılmış olan Çekjîn isimli gerilla bu operasyonda en fazla darbe yiyen, kayıp veren gücün bu doğu cephesindeki güç olduğunu ifade ediyor. Operasyonun yedinci günü Şamkê tarafında kapsamlı bir saldırı gerçekleştirildiğini ifade eden Çekjîn, bu saldırı esnasında Tufan isimli bir arkadaşının yaşamını yitirdiğini, saldırılan tepedeki Türk askerlerinin sökülerek kendi arkadaşlarının burada mevzilendiklerini kaydetti.

Doğu ve batı cephesinden darbe alarak geri çekilen Türk ordusunun tek umudu Şikefta Birîndara cephesinin başarı elde etmesiydi. Her iki cephenin darbe almasından sonra tüm ağırlığını bu alana veren Türk ordusu 2. gün başlayan çatışmalar ardından Karker ve Şikefta Birîndara tepeleri arasında kalan bir sırta konumlanabilmişlerdi.

İkinci ve üçüncü gün yaşanan şiddetli çatışmalar ardından dördüncü gün başlayan yoğun kar yağışına rağmen gerillalar Bahoz Erdal’ın “burada kalmaları durumunda kendilerine zemin yapıp ilerleyebilirlerdi” dediği 500’ün üzerindeki askere yönelik eylemlerini aralıksız sürdürmüştü. Gerillaların bu saldırıları ardından Türk ordusu bu cephe de saldırı iddiasını yitirmiş, diğer iki cephenin akıbetine uğramıştı.

BAZI GERİLLA TABURLARI 14 KEZ ÇATIŞMAYA GİRDİ

Bu cephede savaşan gerillalardan biri olan Mizgin Agirî, gerillanın başarısında saldırı eylemlerine katılan yine ağır silahlarla savunma yaparak yaşamlarını yitiren gerillaların emeklerinin unutulmaması gerektiğini ısrarla belirtiyor.

“Şehit Erdal, Şehit Arteş’i unutmamak lazım. Erdal arkadaş tüm vücudunu BKC mermilerinin şeritleriyle sarmıştı. “Göstereceğiz onlara” diyordu. BKC ile saldırıya geçti. Cahit arkadaş da B7 roketatar silahıyla saldırıya geçmişti, o şekilde şehit düştü. Diğer arkadaşlar da öyle. O arkadaşlarımızı da anmamız gerekir. Arteş arkadaşın uçaksavarı hiç durmadı dokuz gün boyunca. Son gün hedef olmasının nedeni de oydu. Suikastlarıyla düşmanı çok daraltmış ve bunun üzerine hedef olmuştu. Şehitlerin emeğini unutmamak gerekir.”

Şehit Rüstem ve Şikefta Birîndara taburlarının operasyon boyunca genel olarak 14 sefer çatışmaya girdiğini ifade eden gerilla Mizgin Agirî, Türk askerlerinin tek bir adım atmasına bile izin verilmediğini, askerlere ait çok sayıda silah ve teçhizatı da ele geçirdiklerini söyledi.

Operasyon esnasında gerillaların motivasyonuna ilişkin de tespitlerde bulunan gerilla Agirî, şunları kaydetti; “Arkadaşlarımız bir günü bırak, tek bir saniye bile moralsiz kalmadılar. Her an zafer ruhunu yaşıyorlardı. Ne kar, ne yağmur, ne yokluk; hiçbir şey arkadaşların üzerinde etkide bulunamıyordu.”

DEVAM EDECEK…

Yazı dizisinin 1. Bölümü için;

http://www.firatnews.com/news/guncel/besinci-yilinda-zap-operasyonu.htm