Meclis’te HDP’nin sokağa çıkma yasaklarının araştırılması, yaşanan sivil katliamlar ve tarihi mekanların yakılıp yıkılmasına ilişkin araştırma yapılması için sunduğu önergenin görüşmeleri esnasında Kürdistan tartışması yaşadı. Verilen önergeye dair söz alan HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran'ın konuşmasında "Kürdistan" kelimesini kullanmasına AKP ve MHP sıralarından tepki gösterildi. AKP'li Meclis Başkan Vekili Ahmet Aydın'ın HDP'li Başaran'ı "yaralayıcı sözler kullanmayın" diyerek uyarması üzerine söz alan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'in Kürdistan ifadesinin daha önce dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından da kullanıldığını ve Meclis tutanaklarında yer aldığını hatırlatması üzerine AKP'li Aydın "haklısınız" demek zorunda kaldı. Kürdistan tartışmalarına dönüşen önerge, AKP ve MHP tarafından reddedildi.
HDP'nin sokağa çıkma yasakları, yaşanan sivil katliamlar, tarihi mekanların tahrip edilmesine ilişkin Meclis'e sunduğu grup önergesi görüşmelerinde sert tartışmalar yaşandı. HDP Grubu yaşanan durumun araştırılmasını isterken, AKP grubu "gereği yapılıyor" diyerek sivil katliamların araştırılmasına ihtiyaç olmadığını savundu.
HDP Grubu adına söz alan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, bölgede doğrudan tanık olduğu uygulamaları anlatıp, "Son bir kaç aydır Kürdistan'da 18 yerde 149 gün sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, en 77 insan hayatını kaybetmiştir" dedi.
Sivil katliamlara ilişkin sık sık Meclis kürsüsünde katledilen çocukların, yaşlı kadınların fotoğraflarını gösteren Başaran "Siz bunları sivil olarak kabul etmiyorsunuz, 10 yaşındaki Cemile'yi buzlukta saklamak zorunda kalan annenin çocuğu sivil değildi değil mi?" diye konuştu.
8 gün Cizre'de, 6 gün de Silvan'da yaşananlara tanık olduğunu ve saldırılara maruz kaldıklarını paylaşan Başaran, "Bu halk, AKP'nin talimatları ile çalışan valilerin ve kaymakamların eliyle yapılan katliamlara maruz kaldı. Çocuklar katledildi" diye konuştu.
Başaran konuşması sırasında Silvan'da devlet güçleri tarafından yazılan "Türksen övün, değilsen itaat et" şeklindeki yazılamaların fotoğraflarını da gösterdi. Kürdistan'da yaşananların bir insanlığa karşı suç olduğunu vurgulayan ve konuşmasında sık sık "Kürdistan" ifadesi Kullanan Başaran'a AKP sıralarından laf atıldı. AKP'li Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın ise İç Tüzüğün 67'inci maddesini gerekçe göstererek Başaran'ı kullandığı Kürdistan kelimesi için "yaralayıcı sözler kullanmayın" diyerek uyarması da dikkat çekti.
Sataşmalara rağmen sözlerini sürdüren Başaran, "Bir halkın iradesine sahip çıkması, bende kendi irademi beyan edebilirim demesine karşı Esadullah timi denilen güçler eliyle halkın üzerinde baskı ve katliamlar uygulanıyor" dedi.
Sözlerinin devamında AKP'lilerin ise bu katliamları sahiplendiklerini belirten Başaran, şunları söyledi: "O bölgede şebekeler patlatıldı, GSM operatörleri kesildi. Biz 112'ye bile ulaşamadık. Orada hiçbir yetkisi olmayan valiler, 'biz halka ekmek ve su dağıttık' dediler. 6 saat kaldığımız evde bombalamalara ve taramalara maruz kaldık. Burada konuşuyorsam bu tesadüftür. Sayın Yüksekdağ'ın hayatına nasıl kastedildiyse bizim de hayatımıza kast edildi."
Başaran, "Elektrik yok, su yok, o halk iradesine sahip çıktığı ve kendimi yönetebilirim dediği ve sizin ırkçı faşist uygulamalarınızı kabul etmiyoruz dediği için bunlara maruz kalıyor" dedi. AKP'lilerin sataşması üzerien Başaran, "Biz oralardayız siz de ne yaşandığını görmek istiyorsanız odalarınızdan çıkıp buyurun birlikte gidelim. 35 günlük bebeğe sivil demeyen bir zihniyetin bahsediyoruz. Eğer gerçeğin açığa çıkmasını istiyorsanız buyurun kabul edin önergeyi araştıralım" dedi.
Başaran'ın konuşmasını tamamlayarak kürsüden inmesinin ardından HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken söz aldı.
Meclis Başkanvekiline "Siz bu laf atanları uyaracağınız yerde hatibin sözünü kesiyorsunuz. Hatibin belirttiği Kürdistan, bu toprakların siyasi ve kültürel bir gerçeğidir. Bu Meclis tutanaklarından Erdoğan'ın yaptığı konuşmalarında defalarca ifade edilmiştir" çıkışında bulundu.
Baluken'in bu sözlerine Meclis Başkanvekili Aydın sadece "haklısınız" diyebildi.
Önerge aleyhinde söz alan AKP Niğde milletvekili Alparslan Kavaklıoğlu ise sokağa çıkma yasakları ve katliamları savunarak, verilen kararların Anayasa'nın 23'üncü maddesi ve İl İdaresi Kanunun 11. maddesine dayandırdı. Ancak maddeleri okuyan Kavaklıoğlu'nun "düzene uymayanlar Kabahatler Kanunu uyarınca cezalandırılır. Toplumsal olayların baş göstermesi halinde 3 yıldan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" şeklindeki hüküm içeriğini okuması, HDP grubundan "Ama siz öldürüyorsunuz" sözleriyle karşılığını buldu.
Bunun üzerine CHP Milletvekili Mahmut Tanal, valilerin hiçbir kanunda sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi olmadığını belirterek, "Bunun hesabını vermek zorundasınız" dedi.
CHP Grubu adına önergeye destek veren CHP Milletvekili Veli Ağababa ise "AKP grubunun gösterdiği tepkiyi hayretle izledim. Siyaseten ikiyüzlü nasıl olunabilir hayret ettim" dedi.
" 'Ergenekon ile failli meçhullerle hesaplaşıyoruz' dediniz. Bir tane faili meçhulü cezalandırmadınız" diyen Ağababa, "Zamanında hoca efendi diyenler, Zaman gazetesini koltuğunun altına alıp gezenler şimdi paralel yapı diyorlar. Orada yaşananlar gerçek. Cemile ile buzdolabına giren anne gerçek. Orada öldürülen kadın gerçek. Onların PKK militanı olmadığı gerçek. Eğer inanıyorsanız gelip bunu araştırırsınız" diye konuştu.
Ağababa, AKP sıralarını işaret ederek şöyle konuştu: "Suruç'ta 33 kişi katledilmişse bunun sorumlusu sizsiniz. Iğdır'da öldürülen 13 polisin sorumlusu da sizsiniz. Hendekler açılırken kimdi hükümet? Öldürülen 13 insanın kanında senin, sizin parmağınız var. Beyaz Toroslarla geleceğiz dediniz, büyük motorlu jiplerle geldiniz. Bakın Esadullah Timleri onlarda sizin eseriniz. Bir ülkede bu kadar insan öldürül mü? Kürt sorunu Türkiye'nin önünde çözülmesi gereken en önemli sorundur."
AKP Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ise yaşanan ölümleri, "Hendek kazacaksınız, öyle yağma yok, o hendekler kapanacak operasyonlar sürecek" diye konuştu.
Son olarak sataşmadan söz alan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Sokağa çıkma yasaklarının tamamı anayasa ve yasalara aykırıdır. Valilerin keyfi uygulaması ile bütün haklar gasp edilmiş durumdadır. Bu uygulamalar darbe dönemlerinde bile görülmüş değildir. Hendekler meselesi bir sebep değil bir sonuçtur. Kent merkezlerini havanlarla bombalarsanız hendeklerin kazılmasına zemin sunmuş olursunuz" diye konuştu.