İsveç’in Gävle ilinde 6 aydır süren Ruanda soykırım davası sonuçlandı. Mahkeme 54 yaşındaki Stanislas Mbanenande’yi soykırıma katılma ve uluslararası yasaları ihlal suçunu işlemekten ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme kararında, Ruanda’da çoğunluğu oluşturan Hutu halkından olan Mbanenande’nin 6 Nisan ila 30 Haziran tarihleri arasında 7 ayrı yerde onbinlerce Tutsinin öldürüldüğü soykırımına otomatik silahla halka ateş ederek katıldığı belirtiliyor.

Mbanenande 1999 yılında ailesiyle birlikte İsveç’e iltica etmiş, daha sonra da İsveç vatandaşı olmuştu. Ruanda Hükümeti İsveç’te olduğu belirlenen Mbanenande’nin soykırıma katılma suçunu işlediğini belirterek Ruanda’ya iade edilmesini istemişti. Ancak İsveç Mbanenande’nin Ruanda’da adil bir yargılanmaya tabi tutulacağına yönelik kuşkuları bulunduğunu belirterek iade istemini reddetmişti.

Tanıkların şikayetleri üzerine Mbanenande 22 Aralık 2011 tarihinde göz altına alınmış ve soykırıma katılma suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Olayı araştırmak için Ruanda’ya giden mahkeme heyeti soykırıma katılanlar ve soykırıma uğrayanların aileleriyle görüşmelerde bulunmuştu.

6 ay süren mahkeme süresinde 40 civarında tanık dinlendi ve 21 davacı Mbanenande’den tazminat talep etti.  Teknik kanıt olmamasına rağmen tanıkların ifadelerini inandırıcı bulan Mahkeme Mbanenande’nin klan lideri olarak soykırımına katılmaktan ömür boyu hapis cezasına çarptırdı ancak davacıların tazminat taleplerini reddetti.

Mbanenande’nin avukatı Tomas Nilsson müvekillinin suçlamaları kabul etmediğini belirterek kararın bozulması için üst mahkemeye başvuracaklarını açıkladı.

Ruanda’da 1994 yılında 3 ay içinde aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 800 bin civarında Tutu, aşırı milliyetçiler tarafından örgütlenen planlı bir soykırım sonucu katledilmişti.

İSVEÇ ERMENİ FEDERASYONU: TÜRKİYE SOYKIRIMI HALA İNKAR EDİYOR

Mbanenande Davası İsveç’te görülen ilk soykırım davası olması açısından özel bir önem taşıyor. Mahkeme’nin karar vermesinden sonra yazılı bir açıklama yapan İsveç Ermeni Federasyonu, davada gözlemci olarak katıldığını ve davanın mahkumiyetle sonuçlanmasından memnuniyet duyduğunu bildirdi.

Mahkeme kararının ölenleri geri getiremeyeceği, ancak soykırıma uğrayanların yakınlarının acılarını biraz da olsa azaltacağı belirtilen açıklamada 1915 yılında Ermeni ve diğer Hıristiyan azınlıklara yönelik soykırımının günümüzde hala inkar edildiğine dikkat çekiliyor.

Açıklamada, soykırım suçu için zaman aşımı olmadığına dikkat çekildikten sonra şu görüşlere yer veriliyor:

“Türkiye 1915 yılında yapılan soykırımını inkar ettikçe, dünyadaki hükümetleri sessiz kalmaya zorladığı sürece yara kanamaya devam edecek. 11 Mart 2010 günü İsveç Parlamentosu sessizliği bozarak Ermeni, Asuri-Süryani-Keldani ve Pontuslara soykırım yapıldığını kabul etti. Biz İsveç Hükümetinin Parlamentonun aldığı bu karara uymasını ve Türk Hükümetinin soykırımı inkar politikasına karşı çıkmasını istiyoruz. Soykırım kabul edilmedikçe ve yalanlarla hesaplaşmadıkça, İsveç’te Ruandalılara yapılanların kabul edilmesi gibi bir sonuç alınmadıkça kurbanlar ve yakınları huzur bulmayacaktır.”