Soysüren: Göçmenlerin hayatı pazarlık konusu yapılıyor

Sosyolog İbrahim Soysüren, göçmenlerin hayatlarının uluslararası alanlarda pazarlık haline getirildiğini belirterek, AB’nin ve Türkiye’nin ortaya koyduğu göçmen politikasılarının sorunun çözümünden uzak olduğunu söyledi.

Sosyolog İbrahim Soysüren, göçmenlerin hayatlarının uluslararası alanlarda pazarlık haline getirildiğini belirterek, AB’nin ve Türkiye’nin ortaya koyduğu göçmen politikasılarının sorunun çözümünden uzak olduğunu söyledi. Soysüren “Akdeniz her geçen gün biraz daha göçmen mezarlığı haline geliyor. Yaşanan göçmen ölümlerinin sorumlusu, bu insanlara rahat hareket etme alanı bırakmayan politikalardır” dedi.

İsviçre Neuchatel Üniversite’sinden Sosyolog İbrahim Soysüren, Avrupa ve Türkiye’nin göçmen politikasını, AB’nin Türkiye’ye aktaracağı 3 milyar Euro ile neyi amaçladığını ve tüm bunlar yaşanırken göçmenlerin hangi şartlarda yaşadığını ANF’ye değerlendirdi.

‘2. DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA EN BÜYÜK GÖÇMEN KRİZİ YAŞANIYOR’

Her geçen gün daha da sertleşen göçmen politikaları ile yüz yüze kalındığını ifade eden Soysüren, göçmenlere yönelik insancıl bir bakış acısı yerine güvenlikçi bir bakış acısı ile sürecinin yürütüldüğü söyledi. Yıllardır AB ülkelerinde ‘kapımıza dayanıyorlar veya ülkemizi işgal edecekler’ söyleminin yaygın olduğunu dile getiren ve 2. Dünya Savaşından sonra en büyük göçmen krizinin yaşandığının altını çizen Soysüren, “Milyonlarca insan bugün kapılara dayanmış durumda. Bunlar yaşanırken herkes iyi biliyor ki AB ülkelerinin çoğu yaşanan bu durumdan payını en az alan ülkeler arasında” dedi.

‘GÖÇMEN SORUNU GÜVENLİK SORUNU OLARAK DEĞERLENDİRİLİYOR’

Avrupa’nın yaşanan göçmen krizine hazırlıksız yakalandığını belirten Söysüren, AB’nin bugüne kadar ortaya koymak istediği ortak göçmen politikalarını hayata geçiremediğini söyledi. AB’nin gelen göçmenleri paylaşma projesinin bunun en son örneği olduğunu söyleyen Soysüren, bu tartışmalar yaşanırken sığınmacı statüsünün temelini oluşturan Cenevre Sözleşmesinin dikkate alınmadığını belirtti. Yaz sürecinde Almanya’nın kapıları bir süreliğine göçmenlere açmasıyla birlikte, biraz da olsa göçmenlere yönelik insani bir yaklaşımın hayat bulabildiğini, ama Paris katliamı bunun yerini artan bir güvenlikçi politikalara bıraktığını ifade eden Soysüren, iltica edebilecek durumda olan insanların durumlarının bir anlamda güvenlik sorunu veya potansiyel düşman olarak değerlendirilmeye başlandığını söyledi.

‘BAŞARISIZ POLİTİKALAR ÖLÜMLERİ ARTIRIYOR’

40 yılı aşkın süreden beridir ortaya konan göçmen politikalarının gelinen noktada başarısız olduğunu, bunun en büyük göstergelerinden birisinin aşırı İslam’ın örgütleyip sonrada Paris’te katile dönüştürdüğü gençlerin durumunun olduğunu belirten Soysüren, “AB ülkeleri, göçmenlere yönelik ortaya koyduğu güvenlikçi politikalardan vazgeçer mi bilinmez ama bu durumun Paris katliamın ardından değişmesinin çok daha zor olacağı kesin” şeklinde konuştu.

Yaşanan göçmen ölümlerinden o insanlara rahat hareket etme olanağı bırakmayan politikaların sorumlu olduğunun altını çizen Soysüren, “Yaşanan ölümlerden bu lider doğrudan sorumlu demekten çok asıl sorumlunun sınırları kapatan, hareket etmekten başka şansı olmayan bu insanların önüne engeller koyan ve başarısız olmaya mahkûm olmuş politikaların bilmek gerekir” dedi.

‘TÜRKİYE’DE BİR TRAJEDİ YAŞANIYOR’

“Göçmenlerin en büyük sorun yaşadığı yerlerden birisi de Türkiye, burada yaşanan trajediyi de iyi bilmek gerekir” diyen Sosyüren, Türkiye toplumunda da göçmenlere bakış acısının çok farklı olmadığını söyledi. Türkiye’de adeta bir göçmen trajedisi yaşandığını ifade eden Soysüren, “Türkiye’de göçmenler sokaklarda, bunların birçoğu genç. Korkunç durumlar yaşanıyor. Birçok ailenin ve çocukların dilenmek zorunda kaldığı durumlar yaşanıyor. Ayrıca çok sayıda kadın ve çocuğun fuhuş yapmaya zorlandığını durumlardan bahsedebiliriz” dedi.

‘GÖÇMENLER TÜRKİYE TOPLUMUNUN BİR PARCASI OLARAK ALGILANMALI’

“AKP’nin Suriye’ye yönelik politikalarını eleştirmek önemli ama diğer taraftan AKP olmasa kim olursa olsun insanlık trajedisinin yaşandığı bir ülkeden gelebilecek yüzbinlerce insanı durdurmanın mümkün olmayacağı kesindi” şeklinde konuşan Soysüren şunları kaydetti: “AKP’nin politikası yaşanan bu duruma katkı sunan bir politika, ama bunu yapmasaydı da bu gerçeklik yaşanacaktı. Oysaki artık gelen insanlar Türkiye’deki toplumun bir parçası olarak algılanmalı ve buna göre bir politika geliştirilmeli. Bu AKP’nin sorumsuz politikalarının bir sonucudur demenin ötesinde Türkiye’nin bir sorunu olarak algılanmalı.”

‘3 MİLYAR EURO’NUN TEMEL AMACI MAĞDURİYETİ GİDERMEK DEĞİL’

AB’nin Türkiye’ye 3 milyar Euro vermesini değerlendiren Soysüren, AB’nin böylelikle Türkiye’deki göçmenlerin Avrupa’ya yönelmesinin önünü kesmeye çalıştığını söyledi. AB’nin hedeflemek istediğinin başarılmasının çok zor olacağını belirten Soysüren, kendi yaşamlarından başka kaybedecek şeyi kalmamış insanları bu şekilde durdurmanın çok zor olacağını vurguladı.

AB’nin temel amacının Türkiye’ye yardım yaparak orada yaşayan göçmenlerin mağduriyetini gidermek olmadığının altını çizen Soysüren, “Kimsenin göçmenlerin mağduriyetini düşündüğü bir durum yok ortada. İnsanların yaşamlarını nasıl sürdüreceğini veya insani koşullara nasıl ulaşacağını birilerinin düşündüğüne inanmıyorum” dedi.

‘AKDENİZ GÜN GEÇTİKÇE BİNLERCE İNSANIN MEZARI HALİNE GELİYOR’

Göçmenlerin hayatlarının uluslararası pazarlıklarda birilerinin elini güçlendirecek veya birilerinin elini zayıflatacak etmen olarak görüldüğünü kaydeden Soysüren, Türkiye’ye verilen parayla göç akınını durdurmak düşüncesinin, sorunun çözümünden uzak bir düşünce olduğunu söyledi. “AB Akdeniz’i her yerden gözlemlediği bir deniz haline getirdi ama yüzbinlerce insanın Avrupa’ya gelişini engelleyemedi” diyen Soysüren şunlara dikkat çekti: “Bu insanların hayatlarından başka kaybedeceği bir şeyin kalmadığını anlamak istemiyorlar. Ortaya konan güvenlikçi politikaların binlerce insanın ölümüne neden olduğunu herkes gördü. Akdeniz gün geçtikçe binlerce insanın mezarı haline geliyor.”

‘AKTARILAN PARA GÖÇMENLERİN YARARINA OLMAYACAK’

Türkiye’ye aktarılan paranın göçmenlerin daha insancıl bir yaşama ulaşmasını kolaylaştırmayacağına dikkat çeken Soysüren, “Bu politika sonucunda Türkiye’de daha fazla insan birikir ve sokaklarda yaşanan trajediler daha da çoğalır. Ve bununla birlikte Türkiye’de suç oranından tutunda birçok olumsuz durumun büyümesine neden olur. Sokaklarda yaşayan on binlerce insandan bahsediyoruz; bunların büyük bir kısmı temel insani haklarından mahrum bir şekilde yaşayacak ve bu durum Türkiye’deki toplumsal sorunları daha da büyütecek” dedi.

‘VAR OLAN POLİTİKA TÜRKİYE’DE BÜYÜK BİR TOPLUMSAL SORUN YARATABİLİR’

Ortaya konan politika ile birlikte Türkiye’de kendine yer bulamayan, fakat orada yaşamaya mahkûm edilmiş insanların ülkede büyük bir toplumsal sorun haline dönüşeceğini söyleyen Soysüren, bu politikanın Türkiye gibi pek çok toplumsal sorunla boğuşan bir ülkenin daha da karmaşık sorunlar ile karşı karşıya bırakılmasına neden olacağını vurguladı. Kürt sorununu çözememiş bir ülkede, Sürüyeli göçmen sorununun ülkenin ikinci büyük bir sorunu haline dönüşebileceğini işaret etti.

‘GÖÇMENLERE YÖNELİK POLİTİKA GELİŞTİRİLMELİ’

Türkiye’de göçmen sorununun hep halının altına süpürüldüğünü belirten Soysüren, bu alana ilişkin politik söylem geliştirmeden alternanif bir politik güç olunmayacağını da belirtti. Göçmenlere ilişkin ciddi projeler sunmak gerektiğini kaydeden Soysüren, “Türkiye’de o kadar can yakıcı sorunlar var ki, bunların üzerine bir de göçmen sorununa ilişkin siyaset üretmek çok zor olsa da bu alanın üzerinde durulmadığı takdirde bu sorunla daha büyük bir şekilde karşılaşılacak” dedi.

‘SAVAŞ SONRASI BU İNSANLAR GERİ DÖNER DÜŞÜNCESİ YANLIŞ’

Yarın savaş dursa bile ülkelerini terk etmek zorunda kalan bu insanların tamamının geri dönmesini düşünmenin hayal olacağını dile getiren Soysüren, geçmişte yaşanmış göç deneyimlerinin bu gerçekliği ortaya koyduğunu söyledi. “Savaş durursa ve toplumsal koşullar oluşursa en azından Suriye’de kalan insanlar kendi ülkelerinden çıkmayı düşünmez” diyen Soysüren şunlara dikkat çekti: “Türkiye’de yaşayan yüzbinlerce insanın tamamının geri döneceğini veya artık burada yaşamasına gerek kalmayacağını düşünmemek gerekir. Artık bu insanlar bu toplumun bir parçası. Bu insanlar bugün başka toplumlarda kendilerine yaşam alanları arıyor ve yeni yaşamlar kuruyor. Bunları geri göndermek gerçekleşmesi çok zor bir düşünce. Türkiye’de Kürt sorunundan kaynaklı boşaltılan veya batıya göç ettirilmek zorunda kalan insanları düşünün, bu insanlardan kaçı geri döndü veya dönebildi. Çünkü var olan savaş onların daha önceden yaşadıkları yerleri tarumar etti. Orada bu insanlara yeniden bir yaşam sunmak kolay değil” şeklinde konuştu.