Almanya’da 2013 sonbaharında yapılacak genel seçimlere hazırlanan Sosyal Demokrat Parti (SPD)’nin dün yapılan olaðanüstü kongresinde, Peer Steinbrück’ün başbakanlık adaylıðı kesinleşti. SPD, partinin sað kanadından Steinbrück ile sol seçmeni de cezbederek, 2009 seçimlerinde Başbakan Merkel’e karşı aldıðı aðır yenilginin rövanşını almak istiyor.

Sol Parti’ye göre ise, SPD sol vaatler ile seçmeni kendine çekip, tekrar sað politikalara yönelecek.

Anamuhalefet partisi SPD’nin 2013 seçimlerindeki başbakan adayı Steinbrück, Pazar günü Hannover kentinde yapılan kongrede delegelerin yüzde 93,5’nin oylarını aldı. Ekim ayı başında parti yönetimi tarafından başbakan adayı olarak seçilen Steinbrück, oylamada geçerli sayılan 580 oyun 542’sini aldı.

Kamu ekonomisi ve sosyoloji eðitimi gören 65 yaşındaki Steinbrück, 1993-1998 yılları arasında Schleswig-Holstein eyaleti Ekonomi, Teknoloji ve Ulaştırma, 1998-2000 yılları arasında Kuzey Ren Vestfalya eyaleti Ekonomi Bakanı, 2000-2002 yılları arasında ise, aynı eyaletin Maliye Bakanı olarak görev aldı. 2002 yılında Eyalet Başbakanı olan Steinbrück, 2005-2009 yılında ise 1.Merkel Kabinesi’nde Federal Maliye Bakanlıðı görevinde bulundu. 2009 yılında Federal Meclis (Bundestag)’a seçilen Steinbrück, 2008 ekonomik krizi sonrası bankalara mali yardım yapılması ve Ýsviçre’ye akan kara paranın takibi gibi konularda kanunlara imza attı.

SCHRÖDER’E DOKUNDURMAYAN, SOSYAL DEMOKRAT PROGRAM

Halen 8 milyon kişinin düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldıðı, HARTZ IV adlı yasa ile sosyal devlet anlayışının giderek darbe aldıðı Almanya’da, sıkça övünülen yüzde 5,5 işsizlik oranına ise, ‘Mini-Job’ adı verilen ve günlük bir kaç saat çalışan milyonlarca dar gelirli dahil edilmiyor. Saðlık sigortasında getirilen katkı payları, dar gelirli insanların yaşamlarını daha da zorlaştıran kanunlardan sadece biri iken, zenginler yüz milyarlarca Euroluk gelirlerini Ýsviçre gibi kara para cennetlerinde deðerlendiriyor.

Ülkede ‘zengin ile fakir arasında köprü olmayı’ vaat eden SPD, 2013 sonbaharında yapılacak seçimlere daha çok sosyal demokrasi sloganıyla giriyor. Partinin seçim programında, asgari ücret sisteminin getirilmesi, emekli maaşlarının yeniden düzenlenmesi, iş ve siyaset yaşamında kadın kotasının uygulanması, tüm gün anaokul ve ilköðretimin yaygınlaştırılması, vergi kaçakçılıðına karşı daha sert önlemler alınması gibi vaadler bulunuyor.

Parti programında, Almanya’da doðan göçmen kökenlilerin otomatik olarak Alman vatandaşlıðına hak kazanması, herkese eşit oranda iş imkanlarının sunulması ve kadın-erkek eşitliði için Başbakanlık bünyesinde devlet bakanlıðı kurulması gibi vaadlerde yer alıyor.

SPD’nin sol kanadının talep ettiði ‘servet vergisi’ ise daha önce reddedilmiş ve bekarlarda 100 bin (bekarlar), evlilerde 200 bin euronun üzerindeki gelirlere uygulanan vergi oranının yüzde 42’den yüzde 49’a çıkarılması kararlaştırılmıştı.

SPD, SOL’A SÝNYAL VERÝP SAВA KIRACAK

Peer Steinbrück’in kongrede yaptıðı konuşmasında, Hristiyan Birlik Partileri CDU-CSU’ya aðır eleştiriler yöneltirken, ülkedeki sol-sosyal demokrat politikalardan uzaklaşmanın mimarı olan eski başbakan Gerhard Schröder’e sahip çıkması da dikkat çekiyor. Steinbrück, Schröder’in 1998-2005 yılları arasında sosyal devlet anlayışına darbe vuran liberal politikalarına dokundurmadan sol seçmeni tekrar cezbetmenin telaşında.

Steinbrück, 2011’de servet vergisi taleplerine karşı, ‘’zenginleri ürkütmemeliyiz’’ gibi klasik liberal bir anlayışla cevap vermişti. Bu sözlerin üzerinden bir yıl geçmeden ise, "Almanya’nın ‘daha az ben, daha fazla biz’ diyen bir anlayışa ihtiyacı var" diyerek, sol seçmene göz kırpmayı da unutmadı Steinbrück.

Peer Steinbrück’ün üzerine basa basa dillendirdiði bir diðer konu da, 2013 seçimleri sonrasında Yeşiller (Die Grünen) ile koalisyon hükümeti kurmak. 2009 yılında sol seçmenin ciddi bir kesiminin protesto ettiði seçimlerde yüzde 23 oy alarak, tarihinin en aðır yenilgilerinden birini yaşayan SPD, son iki yılda kısmen zayıflayan Sol Parti (Die Linke)’nin seçmenlerini çekmeye çabalıyor. Steinbrück, Die Linke ile bir koalisyon hükümetini ise tümden reddediyor.

Die Linke Eşbaşkanı Bernd Riexinger Ekim ayında yaptıðı bir açıklamada, Schröder dönemi politikaları nedeniyle sol seçmenden ‘kırmızı kart’ gören SPD’li Steinbrück için, "sol’a sinyal verip sað’a kıracak" demişti. Steinbrück’ün Die Linke’yi tümden reddettiðini hatırlatan Riexinger, sað kanattan gelen Steinbrück nedeniyle partisinin sol seçmen için halen önemli bir tercih olduðu görüşünde.

Öte yandan, SPD’nin Die Linke ve Hristiyan demokratlar CDU-CSU’yu devre dışı bırakarak, sadece Yeşiller ile koalisyona gitme hedefi şimdilik neredeyse imkansız gibi. Kasım ayı ortasından bu yana yapılan tüm anketlerde SPD ve Yeşiller’in toplam oy oranı yüzde 42 ila 44 arasında deðişiyor. Ýktidardaki CDU-CSU’nun yüzde 37 ila 40 aralıðına yükseldiði anketlere göre, Die Linke’nin oy oranı yüzde 7-8 aralıðında seyrediyor. Anketlerde, iktidarın küçük ort