Adı Aziz Atar. 66 yaşında. Yaz kış üzerinde tek giysi var. Şalvar, yelek ve ceket. Kirlenince yıkayıp tekrar giyiyor. Ongözlü Köprü üzerinde yaz veya kış ona rastladığınızda aynı elbiseler üzerindedir. Çünkü başka giyecek giysisi yok. Kendini bildi bileli düğünlerde zurna çalarak hayatını kazanmış. Tek bildiği iş bu. Uzun yıllar Sur ilçesinin halen yasak, yıkım ve talanın devam ettiği Hasırlı Mahallesi'nde yaşamış ailesiyle. Daha sonra hemen bitişikteki Cevat Yılmaz Mahallesi'ne taşınmışlar. Sur'da abluka ve çatışmalar başlayınca Ocak 2016'da eşi Edulê ile birlikte ancak canlarını kurtarıp Alipaşa Mahallesi'ne sığınmışlar. Şimdi buradan da çıkmak zorunda kalacaklar. Çünkü devlet tarafından 'kentsel dönüşüm' adı altında yıkım kararı alınan mahalleyi terk etmeleri isteniyor.
ARTIK KÖPRÜ ÜZERİNE ÇALIYOR
Yaşının ilerlemesinin yanında, artık Sur yaşadığı mahallelerin insansızlaştırılmasından sonra düğün yapacak kimse de olmayınca tarihi Ongözlü Köprü üzerinde zurna çalarak hayatını kazanmaya çalışıyor. Ongözlü Köprü'yü özellikle hafta sonları ziyaret ettiğinizde ona rastlarsınız.
Alipaşa Mahallesi'ndeki Aynalı Cami yanında aylık 150 lira kira ödedikleri tek göz evlerinde tanışıyoruz Aziz ve 50 yıllık hayat arkadaşı 68 yaşındaki Edulê ile. Kızlarından Keziban yıllar önce doğumda ölmüş, bir diğer kızları Menifa ise elektrik çarpması sonucu...
"5 oğlum daha var. Onlar Bağlar'da, Seyrantepe'de, Ben u Sen'de yaşıyorlar. Başlarını sokacak bir evleri yok. Onlar da benim gibi" diyor Aziz Atar.
ŞİMDİLİK ALİPAŞA'DA
Sur'da Hasırlı Mahallesi'nde uzun yıllar yaşadıktan sonra Cevat Yılmaz Mahallesi'ne taşındıklarını, ancak Sur'da çatışmalar başlayınca evde mahsur kaldıklarını belirten Azuz Atar, hemen Gazi Caddesi'nin üzerindeki evlerinde mahsur kaldıklarını söylüyor. Uzun uğraşlardan sonra oradan çıkabildikleri ve Alipaşa Mahallesi'nde tek gözlü bir oda kiralayarak yaşamaya başladıkları ifade eden Atar, eski günlerine gidiyor: "Sur'da Hasırlı'da, Cevat Yılmaz'da hayat güzeldi. Kimseye muhtaç değildik. Sur'da hemen hemen her gün düğün olurdu. Bir değil birden fazla davul ve zurnacı vardı. Düğünlere, nişanlara, sünnet törenlerine yetişemezdik."
TEK BİLDİĞİ ZURNA ÇALMAK
Aziz Atar'ın bir yıl önce kış aylarında kar yerdeyken yine Ongözlü Köprü üzerinde fotoğrafını çekmiştik. Yaz veya kış fark etmiyor; üzerindeki giysiler aynı, çünkü ikinci bir giysisi yok. Giysisi kirlendiğinde yıkayıp kurulayıp tekrardan giyiyor. Tek bildiği zurna çalmak. Çocukluğundan beri bu işle uğraşmış, diğer birçok Roman vatandaşı gibi.
ESKİSİ GİBİ SAATLERCE ÇALAMIYOR
Aziz Atar şimdi mutlu değil, mutsuzluğunu saklamıyor ve şimdiki durumunu şöyle paylaşıyor: "Ongözlü Köprü başında orayı ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlere zurna çalıyorum. Gönüllerinden ne koparsa. Verenden de, vermeyenden de Allah razı olsun. Bu yaşıma rağmen bu işi yapmak zorundayım. Eskisi gibi saatlerce zurna çalamıyorum. Her gün gidemiyorum oraya. Eve ekmek götürebilecek kadar para bulduysam hemen evin yolunu tutuyorum. Yani akşama kadar orada kalamıyorum. Yaşlıyım çünkü. Akşam yemeği için zurna çalmak zorundayım. Yoksa açlıktan ölürüz ben ve eşim."
Edulê Atar, eşinin getirebildiği parayla yiyecek alabildiklerini ve kiralarını ödediklerini, zaman zaman komşularının da dayanışma gösterdiğini söyledi. Edulê Atar ve eşi, şimdi sığındıkları Alipaşa'daki yıkım kararı sonrasında nereye gideceklerini kara kara düşünüyor.