Sürecin ruhunu anlamak

Sürecin ruhunu anlamak

Sürecin ruhunu anlamamak diye başlamak istedim. Belki bu başlangıç şeklide sürece ters gelebilir ki ter de. Sürecin tanımı demokrasi mücadelesi ise ve demokrasi mücadelesi çok ama çok derinlikli umut dolu bir ruh gerektiriyorsa ' anlamamak' ters değil mi?

Bu soruları soruyorum kendime ve evet ters giden birşey var o da süreç değil biz diyorum. Nasıl oluyor bu peki? Oysa biz ne çok istemiştik demokrasinin, barışın, farkılılıkların, inançların, ötekilerin, tercihlerin bu denli açık tartışılmasını. Tartışırken korkmamayı, utanmamayı yada ölümü işkenceyi göze almamayı. İstedik istemesine de istemenin yetmediği bir aşamadayız işte sürecin birinci şifresi bu.

Şifre demek belki şaibeli kılmakla eşdeğer bir sözcük ancak şifre artık ruha giden yollar olsun, tılsımını da kişi emeği ile yaratsın. Devasa bir sorunsallıktan demokrasiyi yaratmaya çalışmak devasa büyük heyecan duymayı gerektirir. oysa günlük siyasete takılan sözcükler, yaratılan gündemler birbirini kovalayan cevaplar, görüşmeler vs. ışığında demokratik sistemi ele almak, umut ve umutsuzluk başlıklarının altınada ülkenin başbakanının, yetkilisinin sözcüklerini sıralamak ' demokrasi'nin büyüklüğünün yanında kendi cüceliğimizi göstermez mi?

Demokratik Kurtuluş süreci neredeyse yüzyıllara yayılmış inkar, imha siyasetinin geçerliliğini yitirdiği anlamına geliyorsa ki bana göre bu böyle; ozaman başbakan akillere ne dedi, akiller umutmu aldı umutsuzluk mu, peki bundan sonrası ne olur; yani iki saatlik toplantılardaki atmosfere bağlı ele almak, provake eden cümlelere ve uygulamara göre süreci yorumlamak da hatalardan bir diğeri, yani cücelik.

Halkların, özelde kürt halkının demokrasi mücadelesi son 40 yıldır şayet başbakanların ifadeleri yaklaşımları ve uygulamaları üzerinden bundan sonrasını tartışmış olsaydı yine aynı halkın Önderi ve özgürlük mücadelesi devletin demokratikleştirilmesini tartışmaz ve süreci başlatmazdı.

Demek ki sorun şu demokrasi istiyoruz evet tamam bu noktada herkes hemfikir. ama demokrasi nedir demokrasinin ruhu neyi ifade eder, güç kim, iktidar ne sorularını kendimize sormadığımız ve dolayısıyla hala devlet, hükümet, iktidar arasında sıkışan demokrasi umutlarımız var....  

Tüm bu soruları herkesten önce akil olmaya aday olmuş sorumluluk almış kişilerin kendilerine sorması yada halkı daha iyi dinlemesi onlardan öğrenmesi önerisini yapmakta yarar var. Demokrasiyi yaşamsal kılacak da bu formül. Formülü 'Dolmabahçe' saraylarında aramak iki saatte umutsuzluğa yelken açmak olur. Bu da akillik misyonuna yakışmaz...