'Suruç'un hesabını sormak suç ise bizi de alın'

Suruç gazilerine yönelik operasyonda gözaltına 20 sosyalist için Suruç Aileleri İnisiyatifi, Çağlayan Adliyesi'nin önünde protesto gerçekleştirdi.

Suruç gazilerinin serbest bırakılmasını isteyen Suruç Aileleri İnisiyatifi, “Nedir bu çocukların suçu? Nerede bir haksızlık varsa oraya koşmaları mıdır? Suruç'u unutmayacağız, unutturmayacağız ve affetmeyeceğiz demeleri midir? Eğer öyle ise biz de aynı şeyleri söylüyoruz. Ya çocuklarımızı bırakın ya da bizi de alın" dedi.

Suruç gazilerine yönelik operasyonda gözaltına 20 sosyalist için Suruç Aileleri İnisiyatifi, Çağlayan Adliyesi'nin önünde protesto gerçekleştirdi.

Eyleme Suruç gazileri ile ailelerinin yanı sıra ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy, SKM İl Sözcüsü Pınar Türk, HDP İl Eşbaşkanı Ayşe Erdem, HDP il yöneticileri Şamil Altan ve Suat Çorlu, EHP İl Başkanı Özge Akın, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Partizan, Devrimci Parti, SYKP, TÖPG, DAF temsilcileri de katıldı.

"Suruç gazilerini değil katilleri yargılayın" yazılı pankart açan kitle, "Suruç'u unutma unutturma", "Baskılar bizi yıldıramaz", "Gözaltılar serbest bırakılsın" sloganlarını attı.

'YARGIYA GÜVENİMİZ YOK'

Suruç Dayanışması'ndan Süleyman Başer, Suruç'la başlayan savaşın hala can almaya devam ettiğini belirtti. Başer, davaya getirilen gizlilik kararının failleri aklama amacı taşıdığını, bunun en belirgin örneğinin 30 yıllık hukuk pratiği olduğunu söyledi. "Yargıya hiçbir güvenimiz yok" diye konuşan Başer, hiçbir katliamın devletten bağımsız olamayacağını ifade etti.

'SAĞ KALANLARI DA BİZDEN ALMAK İSTİYORLAR'

Suruç Aileleri İnisiyatifi adına basın açıklamasını Suruç şehidi İsmet Şeker'in kızı Yağmur Şeker okudu. Henüz şehitlerin kanı dahi kurumamışken, acıları dinmemişken Suruç katliamından yaralı kurtulanların gözaltına alındığını belirten Şeker, "Gezi'de yaraladılar yetmedi, Suruç'ta sevdiklerimizi aldılar yine yetmedi. Şimdi özgürlüklerimizi, çocuklarımızı bizden koparmak istiyorlar" dedi.

Suruç davasındaki gizlilik kararının kaldırılmasını isteyen Şeker, asıl hesap sorulması gerekenlerin Gezi direnişinde bir gözünü kaybeden, bir ayağı Suruç'ta kırılan ve sevdiğini toprağa veren Çağdaş Küçükbattal'ın değil, katliamın azmettiricileri olduğunu söyledi.

"Nedir bu çocukların suçu?" diye soran Şeker, şöyle devam etti: "Suruç davasında gizliliğin kaldırılmasını istemeleri midir? Nerede bir haksızlık varsa oraya koşmaları mıdır? Suruç'u unutmayacağız, unutturmayacağız ve affetmeyeceğiz demeleri midir? Eğer öyle ise biz de aynı şeyleri söylüyoruz. Ya çocuklarımızı bırakın ya da bizi de alın."

'CUMARTESİ EYLEMİNE KATILMAK DAHİ SUÇ OLDU'

Dava avukatlarından Filiz Aydın, ESP ve SGDF üyelerine yöneltilen suçlamaların, Cumartesi annelerinin eylemleri, Hrant Dink anması, Gezi protestoları, Rojava şehitlerinin taziyelerine katılmak olduğunu kaydetti. Operasyonun hedefinde Suruç gazileri olduğunu belirten Aydın, müvekkillerinin açık kimlikleriyle katıldığı demokratik eylemlerin 2 gizli tanığın ifadesiyle kriminalize edildiğini dile getirdi. Aydın, "Bu eylemlerin hiçbiri gözaltı gerekçesi olamaz, kabul etmiyoruz" dedi.

'TUTUKLASALAR BİLE ZİNDANLARDA YÜKSELEN ÖFKEMİZ SOKAKLARLA BULUŞACAK'

SGDF Üyesi Ceren Çoban, "Suruç gazilerini teslim etmeyeceğiz, derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz" dedi. Devletin bu operasyonunun ne Gezi ne de anmalarla ilgili olduğunu belirten Çoban, "Devlet Suruç'ta öldüremediklerini tutuklamalarla yıldırmaya çalışıyor. Tutuklasalar bile zindanlarda yükselen öfkemiz sokaklarla bütünleyecek" diye kaydetti.

ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy, savcılığın sosyalistleri doğrudan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ettiğini hatırlattı, "Bunun anlamı bütün ifadeler önemsizdir" dedi, bu tutumun siyasi olduğunu belirtti.

Ulusoy, şöyle devam etti: "Katliam yapmak, katliamcılarla işbirliği yapmak suç değil ama katliamları protesto etmek suç. Faili meçhuller suç değil, Cumartesi Anneleri'nin eylemlerine katılmak suç. Sokak infazları suç değil, taziye eylemlerine katılmak suç. Linç gruplarını örgütlemek suç değil, halkların eşitliğini savunmak suç. Tüm bu saldırılar ESP ve SGDF şahsında ortak mücadele azmini kırmaya yöneliktir. Rojava ile dayanışma engellenmek isteniyor. Tıpkı Gezi'nin, Suruç'un, Ankara katliamının ardından yaralarımızı sara sara yürüdüğümüz gibi, doğru bildiğimiz yoldan yine yürüyeceğiz. AKP asla bizi Kürt halkının mücadelesiyle yan yana olmaktan alıkoyamayacak."

Avukat olduğu dönemde dahi bu kadar çok adliyelere gitmediğini belirten CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, adliyelerin siyasetin merkezi haline geldiğini söyledi, "Adliyelerde düşmanlık hukuku uygulanıyor. Ama kimse yılmasın, dayanışmayla hesabını soracağız" dedi.

EHP İl Başkanı Özge Akın, gözaltına alınan sosyalistlerin serbest bırakılmasını isterken, HDP İl Eşbaşkanı Ayşe Erdem, operasyon kapsamında HDP milletvekili adayları Şerife Erbay ve Burcu Demirbaş'ın da gözaltına alındığını hatırlattı, "Beraber yoldaşlık ettik, bu saldırı bize de yapıldı. Batı'daki ortak mücadelemize yapıldı. Tıpkı Gezi'de, Cumartesi Anneleri'nde, Rojava eylemlerinde beraber olduğumuz gibi, beraber olacağız, yoldaşlarımız alacağız" şeklinde konuştu.