Tarsus Cezaevi’nde darp ve işkence
Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edilen 12 tutuklunun, cezaevi girişinde çıplak aramayı kabul etmediği için darp edildiği belirtildi.
Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edilen 12 tutuklunun, cezaevi girişinde çıplak aramayı kabul etmediği için darp edildiği belirtildi.
Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edilen 12 tutuklunun, cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasını kabul etmediği gerekçesiyle gardiyanlarca darp edildiği öğrenildi. 25 Eylül'de Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi'ne giden baba Naci Özdemir, oğlu Deniz Özdemir ile yaptığı görüşmede oğlunun kendisine darp edildiklerini anlattığını söyledi.
FİZİKİ VE PSİKOLOJİK İŞKENCE
Baba Özdemir, "Oğlum bana, 'cezaevinde yoğun bir baskı var. Girişte çıplak arama dayattılar. Kabul etmeyince hepimizi kaba dayaktan geçirdiler. Bize eşyalarımızı vermediler. Spor ayakkabımı ve dijital saatimi bana vermediler. Askeri nizamda ayakta sayım istiyorlar. Su sıkıntısı var. Yoğun bir psikolojik baskı var. Gazete verilmiyor. Kamuoyunu cezaevinde yaşananlar karşısından duyarlı olmaya çağırıyoruz' diyerek yaşadığı sıkıntıları anlattı " dedi.
Oğlunun Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’ndeyken de bir yıl boyunca keyfi bir şekilde tek kişilik bir hücrede tutulduğunu hatırlatan baba Özdemir, "Oğlum şu anda bir koğuşta kendisiyle birlikte 11 kişiyle beraber kalıyor. Cezaevi yeni bir cezaevi olduğu için yoğun bir hak ihlali söz konusu. Bizler tutsaklar üzerindeki bu baskı ve saldırıların bir an önce son bulmasını istiyoruz" diye konuştu.
10 GÜN BOYUNCA İŞKENCE
Tutuklu Deniz Özdemir, 9 Ağustos Günü “mahkemen var” denilerek Diyarbakır Dicle İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürülerek, 10 gün boyunca gördüğü kötü muameleyi Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne (CİSST) yazdığı mektupla anlatmıştı. Özdemir, yaşadıklarını şu şekilde kaleme almıştı: “Mahkemem iki hafta önce olduğundan farklı bir durumun olduğunu anladım. Diyarbakır’a götürüldüm. 10 gün gözaltında tutulacağım söylendi. 10 gün boyunca beton üzerine serilmiş ince bir battaniye ve çok kirli bir yastık üzerinde yaşadım. Psikolojik işkencenin her türlüsüne uğradım. 24 saat karşımda bana bakan nöbetçi asker vardı. Kendisini savcı ve jandarma istihbaratı olarak tanıtanlar ifademi almaya çalıştı. Sorgulandığım olaylarla alakamın olmamasına rağmen psikolojik yöntemlerle irademi zayıflatarak kabul ettirmek istediler.” İtirafçı olması konusunda baskı yapıldığını aktaran Özdemir, “Ağustos sıcağında bir bardak soğuk su verilmemesinden tutalım, tam karşımda 24 saat çalışan çamaşır makinesine kadar bilinçli-bilinçsiz uygulamalarla karşı karşıya kaldım. Daha sonra ise 5 gün Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde kaldıktan sonra tekrardan Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'ne getirildim.”