TBM ‘Barış’ çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı
TBM ‘Barış’ çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı
TBM ‘Barış’ çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı
Türkiye Barış Meclisi Diyarbakır Girişimi’nin düzenlediği ‘Niçin barış, nasıl bir barış, kimin için barış?’ çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, barış görüşmelerinde tarafların eşit koşullarda diyalog ve müzakereleri yürütebilmesi için Öcalan’ın güvenlik, sağlık ve özgürlük koşullarının iyileştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye Barış Meclisi (TBM) Diyarbakır Girişimi’nin 24 Şubat 2013 tarihinde Diyarbakır’da düzenlediği ‘Niçin barış, nasıl bir barış, kimin için barış?’ çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı.
Bildirgede, AKP hükümeti ile Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan arasında başlatılan görüşmelerin, sorunun çözümü için olumlu bir havanın doğmasına yol açarak çözüm imkânı sunduğu belirtilirken, “Bu görüşmeler desteklenmeli, görüşmeler kurumsallaşmalı ve müzakerelerin her koşulda devamı sağlanmalıdır” dendi.
Görüşmelerin sağlıklı bir zeminde yürümesi için en kısa sürede bir çatışmasızlık ortamının yaratılması gerektiği belirtilen bildirgede, şöyle dendi: “Taraflar, karşılıklı adımlarla sürecin ilerlemesini kolaylaştırmalıdır. Bu bağlamda KCK davası çerçevesinde tutuklananlar ile PKK’nin elinde tuttuğu kişilerin serbest bırakılması, süreci olumlu etkileyecektir.”
Tarafların, çözüm için toplumsal hassasiyetleri dikkate almaları ve süreci akamete uğratacak tavırlardan özenle kaçınmaları istenirken, Fırat’ın doğusu ve batısındaki barış algısının ortaklaştırılması için gayret sarf edilmesi, toplumsal uzlaşmaya hizmet edecek bir barış dili kullanılmasına özen gösterilmesi gerektiği ifade edildi.
Tüm toplumsal aktörlerin sürece katılmalarını sağlayacak siyasi mekanizmalar açık tutulması ve iletişim kanallarının çoğaltılması gereğine dikkat çekilirken, “Barış görüşmelerinde tarafların eşit koşullarda diyalog ve müzakereleri yürütebilmesi için Sayın Abdullah Öcalan’ın güvenlik, sağlık ve özgürlük koşullarının iyileştirilmesi gerekir” dendi.
Kürt sorunun çözümünde Türkiye’nin kendi özgün çözüm modelinin bulması gerektiği belirtilirken, sürece sadece “silahsızlandırma hedefi” ile yaklaşılmasının sorunları çözmeyeceğine dikkat çekildi. Bildirgede, “Kürt meselesinin altında yatan sorun alanlarına yönelik anayasal düzenlemeler başta olmak üzere hukuki, siyasi ve kültürel reform programları yürütülmelidir” vurgusu yapıldı.
Tarafların olabilecek provakatif eylemleri açığa çıkaracak kararlı bir irade göstermeleri gerektiği ifade eden bildirgede “Kendi içinde toplumsal barışı sağlayamayan, Kürt meselesini çözemeyen bir Türkiye’nin, Suriye’ye, Ortadoğu’ya demokrasi ve barışı ihraç etme şansı yoktur. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Suriye’deki Kürt oluşumuna düşmanca bir tutum sergilemekten vazgeçmeli, dostane ilişkiler geliştirmelidir” dendi.
Çalıştay da tüm katılımcıların Kürt meselesinin çatışma, güvenlikçi bakış açısı ve savaş politikaları ile değil, siyaset alanında diyalog, müzakere ve uzlaşma ile çözülebileceği yönünde hemfikir oldukları belirtilerek, sorunun demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü ve barışçıl temelde çözülmesi için her kesimin çaba sarf etmesi gerektiği ifade edildi.
Bildirgenin sonunda Türkiye Barış Meclisinin farklı görüşlerden akademi, medya, edebiyat ve sanat dünyasından katılımcılar ve STK’larla “ Barışa Omuz Veriyoruz” adıyla başlattığı imza kampanyasına tüm çevrelerden aktif katılım sağlanması çağrısı yapıldı.