TBM Heyeti, AB delagasyonuna Kobanê'yi anlattı
TBM Heyeti, AB delagasyonuna Kobanê'yi anlattı
TBM Heyeti, AB delagasyonuna Kobanê'yi anlattı
TBM Heyeti, AB delagasyonuna Kobanê izlenimlerini aktardı. Heyet, "Kobanê savaşı bütün bölgedeki dengeleri alt üst edecek nitelikte, etkileyecek güçte bir savaştır" diyerek, Türkiye ve Avrupa ülkelerini Kürt politikalarını gözden geçirmeye çağırdı.
Türkiye Barış Meclisi'nden (TBM) Hakan Tahmaz, Sema Solaklı ve İmam Canpolat Avrupa Birliği (AB) delagasyonu ile görüştü.
Tahmaz, AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Bölüm Başkanı ve Müsteşar Ireneusz Fidos'a yaptığı sunumda, TBM'nin Suruç ve Kobane ziyaretleri konusuda bilgi verdi.
Kobanê, Suruç ve bölgedeki diğer yerleşim yerlerinde büyük bir insanlık dramının yaşandığını belirten Tahmaz, "Bütün dünya ve insanlık, IŞİD (DAİŞ) terör örgütünün katliam, işgal eylemlerini ve caniliğini neredeyse canlı yayınla izliyor. Suruç bölgesinde insanlar çaresiz evlatlarının, kardeşlerinin, akrabalarının katledilmesini seyrederken aynı zamanda bedenleriyle, canlarıyla dayanışmalarını, isyanlarını ve direnişlerini sergiliyorlar. Bu durumun geleceğimize büyük ve ağır bir yük bırakacağı kesindir. Bütün 'modern dünya' gelecekte yaralı bir kuşağın tedavisiyle meşgul olmak zorunda kalacaktır. Çünkü Kobanê’de olanları seyrediyor olmak, görmemezlikten gelmek, önemsememek veya hafife almak IŞİD’ı cesaretlendiriyor, Kobanê’de direnenleri güçsüz kılıyor" dedi.
'DAİŞ'E DESTEK VERİLDİĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR'
Daha fazla geç kalınmamasını isteyen Tahmaz, Kobane yönetimi ve direnen halkın, Avrupa ve Türkiye’nin DAİŞ'in işgal girişimine, cinayetlerine, katliamlarına karşı kendilerini yalnız bırakıldığını düşündüklerini belirtti. Başta Türkiye hükümeti olmak üzere birçok bölge ve Avrupa ülkesinin DAİŞ'e destek verdiğine, koruduğuna inanıldığını ifade eden Tahmaz, şunları kaydetti:
"Kobanê yönetimi, IŞİD’in elinde ağır silahların bulunduğunu, bu silahları Türkiye ve diğer bölge ülkelerin verdiğini iddia ediyor. Kendilerinin ise Avrupa ülkelerinden ve Türkiye’den yazılı silah talebinde bulunduklarını ancak hiçbir yanıt alamadıkları bilgisini verdiler. Silah yardımı dışında başka her hangi bir taleplerinin olmadığını, kendilerinin insan gücüyle IŞİD’i bölgeden atabileceklerini söylüyorlar. Türkiye’den, bölge ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde IŞİD’e verilen askeri ve mali desteğin önüne geçilmesini talep ediyorlar. Sadece IŞİD terör örgütüne karşı savaşmadıklarını, şeriat sistemi kurmak isteyen gerici bir zihniyete karşı savaştıklarını özellikle vurguladılar."
Tahmaz, Suruç’ta görüştükleri tüm yetkililerin Türk hükümetinin DAİŞ'i desteklediği ve koruduğunu söylediğini aktararak, "Türkiye’nin amacının Rojava bölgesinde PYD öncülüğünde oluşmuş demokratik özerk yönetimlerin çözülmesi, geriletilmesi, çözüm sürecinde PKK’nin etkisiz kılınması ve zayıflatılması olduğunu ifade ettiler. Bu nedenle IŞİD karşıtı sivil eylemlere ve direnişlere Türk hükümetinin tahammül göstermediği ve askeri, güvenlik eksenli önlemlerle halkın direnişini kırmaya çalıştığı iddia ediliyor" diye ekledi.
Hükümet ve yerel yetkililerin toplumu ve dünya kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalıştığını vurgulayan Tahmaz, DAİŞ saldırılarından kaçan ve Türkiye’ye gelen Kobanêlilerin sayısını örnek verdi: "Hükümet yetkilileri 160 bin kişi gibi bir rakamdan söz etmektedir. Bize Kobanêlilerin verdiği bilgi ise bu rakamın en fazla 60 bin civarında olduğu. Devlet tarafından kurulan 5 bin kişi kapasiteli mülteci çadırında 3 bin kişinin kaldığı bilgisini verdiler. Mültecilerin ezici çoğunluğu sivil toplum örgütlerinin, yerel yönetimlerin veya akraba, tanıdıklarının olanaklarıyla barınma ve diğer ihtiyaçlarını karşılıyor. Devlete güvenmedikleri için kayıt altına dahi alınmak istemiyorlar. Mülteci sayısının yüksek gösterilmesinin amacının Türkiye’nin sınır dışında tampon bölge oluşturma isteğini haklı gösterme çabası olduğu ileri sürülüyor."
'TÜRK POLİTİKASI TEHDİT VE SAVAŞ HALİ OLARAK ALGILANIYOR'
Türkiye hükümetinin güvenlikli bölge, tampon bölge gibi isteklerinin hatta TBMM gündeminde bulunan sınır dışına asker gönderme, yabancı askerin sınırlarımız içinde konuşlandırılmasına olanak verecek tezkerenin bölge halkına karşı bir tehdit, savaş hali olarak algılandığına dikkat çeken Tahmaz, şöyle devam etti:
"İkincisi ise IŞİD’in havan toplarının Türkiye’ye çok sık düştüğünü ancak angajman kurallarının gereği yerine getirme konusunda imtina eden Türkiye’nin, çoğu zaman bunu gizlediğini iddia ediyor. Nitekim heyetimiz buna tanık oldu. IŞİD’in bulunduğu bölgeden atılan top mermisi Türkiye toprağına düştü. Ancak bakan Faruk Çelik bunu inkar etti.
Heyetimizin görüşme ve incelemelerden elde ettiği en önemli ve kayda değer sonuçlardan birisi bölge insanının Ankara’ya karşı güvensizliğinin büyük ölçüde artmış olmasıdır. Bu güvensizlik doğal olarak çözüm sürecine bakışa yansımaktadır. Bu ciddi bir risktir süreci tehdit eden bir sorundur. Bu durumu göz önüne almayan, önemsemeyen hükümetin süreci ilerletebilmesi oldukça zordur. Kürt çözümüne ilişkin ayak sürten tutum ve yaklaşımlar bu güvensizliği derinleştiriyor, çözümü zorlaştırıyor."
'KOBANE İLE DİYALOG VE İŞBİRLİĞİ GELİŞTİRİLMELİ'
Kış mevsiminin yaklaşması dikkate alınarak DAİŞ'in durdurulması için hızlı hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Tahmaz, "Kobanê savaşı bütün bölgedeki dengeleri alt üst edecek nitelikte, etkileyecek güçte bir savaştır. Kazananı veya kaybedenin bütün bölgeden kazanan veya kaybedeni olacağı kesindir. Her şeyden önce bütün Kürtler bu savaşın topyekün kendilerine karşı sürdürüldüğüne inanıyor. Bu duygusal kopuşunda zeminini oluşturuyor" dedi.
Kanton yönetimiyle diyalog ve işbirliğini geliştirmenin önemli olacağına işaret ederek, "Geliştirilecek yakın işbirliği aynı zamanda bölge yönetimlerinin eksikliklerinden, yanlışlarından ve zaaflarından arınmasına hizmet edecektir" diyen Tahmaz, barışın tesisi için Rojava bölgesinde PYD ve Kanton Yönetimlerinin artık siyasal birer güçlü muhatap olduğunun görülmesini istedi.
'ÇOĞULCU YÖNETİM İNSANLIĞI KORUYACAK'
"Bölgede geliştirilmeye çalışılan çoğulcu yönetim modelinin sağlam zeminlere oturması, yerleşik hale gelmesi, IŞİD terör örgütünün faşizan anlayışı karşısında bölgeyi ve tüm insanlığı koruyacaktır. Bu kapsamda bütün hükümetlerin, bölge halklarının canını, malını ve ülkelerini korumak için direnlerin taleplerini değerlendirmesi gerekiyor. Bölgenin ve insanlığın geleceği için IŞİD’e karşı direnen halkın direnişini güçlendiren ve büyüten dayanışma ağı kurulup geliştirmelidir."
'KÜRT POLİTİKALARINIZI GÖZDEN GEÇİRİN'
Türkiye ve Avrupa ülkelerinin Kürt politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini de kaydeden TBM Sözcüsü Tahmaz, şunları ekledi: "Kürtlerle barışın tesisi için eski 'ayrıştır yönet' politikasının geçerliliğinin kalmadığı görülmelidir. Güven artırıcı politikalar geliştirilmelidir. Bunun biricik yolu demokrasinin ve özgürlüklerin geliştirilmesidir. Çözüm sürecinin görüşmelerden müzakereye evrilmesi elzemdir."