Tecrit yaşamın tüm alanlarına dağılmış durumda

Kürt Halk Önderi Öcalan'a 21 yıldır tecrit uygulandığını söyleyen TJA aktivisti Zelal Bilgin, "Tecrit artık İmralı ile sınırlı değil yaşamın tüm alanına dağılmış durumda" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 15 Şubat 1999 yılında uluslararası bir komplo ile Türkiye'ye teslim edildi. 1999 yılından bu yana ağır tecrit altında tutulan Öcalan, 7 Ağustos 2019 yılından bu yana avukatları ve ailesi ile görüştürülmüyor. TJA aktivisti Zelal Bilgin, Kürt Halk Önderi Öcalan'a uygulanan tecride ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 21 yıldır devam eden tecridin 5 Nisan 2015 yılından bu yana daha da ağırlaştırıldığına dikkat çeken Bilgin, "Avukatların ve ailelerin görüşmeleri engelleniyor ve sayın Öcalan'dan herhangi bir haber alınamıyor.

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 7 Kasım 2018 yılında başlayan açlık grevi direnişi dünyanın birçok ülkesine dağıldı. Bu direnişte 8 direnişçi fedai eylemi yaptı. Direnişçilerin eylemi sonucu devlet İmralı'nın kapılarını avukatlara ve aileye açmak zorunda kaldı. 21 yıldır görüyoruz ki devlet eylem ve direnişlerle geri adım atıyor" diye konuştu.

HALKLARIN KAZANIMLARINI YOK ETMEK İSTİYORLAR

Egemen güçlerin Ortadoğu'daki politikalarını devreye koymak için tecritte ısrar ettiklerini kaydeden Bilgin, devamla şunları belirtti: "22 Mayıs'tan bu yana devlet tüm görüşme taleplerini reddediyor. Disiplin cezası ile tüm görüşleri engellemek istiyorlar. 21 yıldır tecrit altında olan sayın zaten Öcalan tek başına tutuluyor. Tek başına yaşayan bir insan nasıl disiplin cezası alabilir. Açık bir şekilde görülüyor ki bu kararlar siyasidir ve hukukla bir ilgisi yoktur.

Cezaevindeki tüm tutsakların hukuki hakları vardır ve bu haklarının gasp edilmemesi lazım. Sayın Öcalan'ın felsefesine saldırıyorlar. Öcalan şahsında Ortadoğu'ya kapsamlı saldırılar oluyor. Egemenler çıkarlarını elde etmek ve politikalarını devreye koymak için tecritte ısrar ediyorlar. Bu politikalarını İdlip, Efrin ve Kobanê'de gösterdiler. Kendi kaderini tayin etme hakkı olan tüm halkların kazanımlarını yok etmek istiyorlar."

TECRİT BİR AN ÖNCE KALDIRILMALI

Tecridin ortadan kaldırılması ile Ortadoğu halkının özgür bir şekilde kendisini yönetebileceğini vurgulayan Bilgin, "Bu şekilde yeni bir yaşam ve model yaratılacaktır. Egemenler bölgede Demokratik modernite modelinin oluşmasından korkuyor. Bu yüzden kapitalist moderniteyi destekleyerek tecridi ağırlaştırıyorlar. Eğer tecrit sona ererse Türkiye ve Ortadoğu halkları rahat bir nefes alacaktır. Tecrit sadece Kürtleri değil tüm Ortadoğu halklarını da etkiliyor. Türkiye'de gün geçtikçe ekonomik, siyasi ve toplumsal kriz daha da derinleşiyor. Bu krizlerin nedeni sayın Öcalan'a uygulanan tecrittir. Tecrit ile tüm siyasi yollar kapatılmış durumda" ifadelerini kullandı.

Tecridin en fazla kadınları etkilediğini söyleyen Bilgin konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Kürt halkı için hiçbir şey sayın Öcalan'dan değerli değildir. Tecrit sürdükçe kadınlara yönelik şiddet de devam edecektir. Kadınlar her zaman devlet ve erkeğin hedefinde olacaktır. Siyasetçi Hevrin Xelif'in nasıl katledildiğini hepimiz gördük. Kadınlara yönelik katliamlar daha da artıyor. Devlet kadını siyaset ve toplumdan uzaklaştırmak istiyor. Fakat sayın Öcalan yıllardır kadınların mücadelesi için emek veriyor. Bu yüzden tecrit kadınların en önemli konusudur. Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu halklarının demokratikleşmesi, barış ve özgür bir yaşam için tecridin bir an önce kaldırılması lazım. Öcalan'ın özgürlüğü barışın teminatıdır."