Son Dakika: İmralı’da bayram görüşü yapıldı

Tek Tipe Karşı Mücadele Platformu kuruldu

Tek Tipe Karşı Mücadele Platformu'nun kuruluşu bir deklarasyonla ilan edildi. Siyasi tutsaklar nezdinde tüm toplumun tek tipleştirmek istendiğini vurgulayan Platform, “Tektipleşmiyoruz, tek tipi reddediyoruz” mesajını verdi.

Cezaevlerindeki tek tip elbise dayatmasına karşı oluşturulan Tek Tipe Karşı Mücadele Platformu’nun kuruluş deklarasyonu Taksim Hill Oteli’nde yapılan kitlesel bir basın toplantısıyla açıklandı. HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş ve çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütünün katıldığı toplantıda, konuşmacıların yer aldığı masaya “Tektipleşmiyoruz, tek tipi reddediyoruz” yazılı pankart asıldı. Deklarasyon öncesi açılış konuşmasını yapan Tek Tipe Karşı Mücadele Platformu Sözcüsü Deniz Bakır, ağır bir süreçten geçildiğini hatırlatarak sözlerine başladı. Ülkede yaşanan her ağır sürecin hapishanelerde de yeni sorunları beraberinde getirdiğini belirten Bakır, toplumsal muhalefete yönelik saldırıların, Ortadoğu’nda halklara dönük saldırılarla iç içe yürüdüğünü vurguladı. Hapishanelerde doldurulan siyasetçiler, gazeteciler, aydınların, şimdi de AKP tarafından gündeme taşınan ve resmileştirilen tek tip elbise dayatmasıyla karşı karşıya olduğunu dile getiren Bakır, tek tip elbise sorununun sadece hapishanelere indirilebilecek bir sorun olmadığına, bu yolla asıl toplumsal muhalefetin teslim alınmak istendiğine işaret etti.

‘TOPLUM TEK TİP KISKANCINA SOKULMAK İSTENİYOR’

Deniz Bakır’ın konuşması ardından Tek Tipe Karşı Mücadele Platformu kuruluş deklarasyonu HDK İstanbul Eşsözcüsü Gülçin Aykul tarafından okundu. Emekten, özgürlükten ve barıştan yana siyaset yapan tüm siyasi parti, kurum ve çevreler, vekiller, belediyelerin OHAL/ KHK rejimi eliyle gözaltı, tutuklama, el koyma cenderesine sokulduğu bu dönemde, iktidara biat etmeyenlere yaşam hakkı verilmeyen tek tip bir siyaset zemini oluşturulduğunu vurguladı. OHAL/KHK rejimiyle halkların tek tip toplum kıskancına sokulmaya çalışıldığına dikkat çeken Aykul, muhalif basın yayın organlarının kapısına kilit vurulduğunu belirtti.

Aykul, “Hitler’in toplama kamplarından, ABD’nin Guantanamosu’ndan, IŞİD’in vahşi infazlarından, 12 Eylül faşist cunta hapishanelerinden tanıdığımız tek tip kıyafet uygulaması tüm baskıcı iktidarların ortak özelliği olarak toplumsal muhalefeti teslim alma planının bir unsuru olarak gündemleştirilmektedir” dedi.

‘ÇIĞLIĞINI YÜKSELT!'

İnsanın temel varoluş özelliklerini, farklıklarını ve zenginliklerini, düşünme, sorgulama ve itiraz etme yetisini dumura uğratmaya hedefleyen bu uygulamanın hem insani hem de politik olarak kabul edilemez olduğunu vurgulayan Aykul, “Emekten, özgürlükten ve barıştan yana olan bizler politik tutsaklar nezdinde tüm topluma giydirilmek istenilen tek tip kıyafeti kabul etmiyoruz; reddediyoruz ve birlikte mücadele etme kararlığına sahip olduğumuzu ilan ediyoruz” dedi. Aykul, insanlık onurunu esas alan, farklılıkları ve özgünlükleri tehdit değil zenginlik olan gören, özgür ve barış içinde yaşamak isteyen tüm kurum, kişi ve kesimlere bu mücadelenin bir parçası olmaya, tek tipleşmiyoruz, tek tipi reddediyoruz çığlığını yükseltmeye çağırdı.

ATAŞ: TEK TİPLEŞMENİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞI ÇIKACAĞIZ

Açıklamanın ardından söz alan HDP Milletvekilli Erdal Ataş, bu son 2 yılı kaygıyla izlediklerini ifade ederek, iktidarda olan tek tipçi zihniyetin; bu zihniyetini yaşamın bütün alanlarında ağır bir biçimde yaygınlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çekti. Aynı zamanda HDP’nin Hapishaneler Komisyonu’nda görev yürüttüğünü aktaran Ataş, emekçilere yönelik sermaye anlayışı ve hakları gasp eden bir siyaset güden iktidarın, bir taraftan doğayı tahrip edip, kadınlara erkek egemen zihniyetini dayatırken, diğer bir taraftan muhaliflere, farklı dillere, kültürlere ve inançlara yönelik saldırıları giderek yoğunlaştırdığını belirtti.

Ataş, AKP’nin insanların özel yaşamlarına, giyimlerine müdahale ettiği gibi, demokrasi mücadelesi yürüten hemen hemen herkesin zindana attırdığını hatırlattı. Bütün faşist, baskıcı rejimlerde hapishanelerin en önemli saldırı merkezlerine dönüştüğünü vurgulayan Ataş, bu noktada siyasal iktidarın iki bir politika uyguladığına işaret ederek, “Birincisi, dışarıda bütün örgütlerimizi yok etmek, onları sindirmek, onların kazanmış olduğu alanları geriletmeye çalışıyor; ikincisi adım ise gözaltına alıp tutukladığı, rehin aldığı insanları tek tip elbise dayatmasıyla sindirmeye çalışıyor” dedi. Bu faşist uygulamalara karşı birlikte direnmek gerektiğini kaydeden Ataş, tek tip elbise dayatmasını kabul etmeyeceklerini vurguladı. Geçmişte de uygulanmaya konulan bu dayatmaya nasıl direnerek geçit verilmediyse, bugün de verilmeyeceğini belirten Ataş, tek tipleştirmenin her türlüsüne karşı çıkacaklarının altını çizdi.