Temelli: Öcalan'ın görüşleri çözümü getirir

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Öcalan’ın görüşleri hem Türkiye hem de Suriye açısından çözüm içermektedir" dedi. Temelli, AKP'nin sivillerin katlettiğini, DAİŞ'e nefes aldırdığını söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında konuştu.

'ÖCALAN'IN GÖRÜŞLERİ DİNLENMELİ'

Temelli’nin açıklamalarının satır başları şöyle:
Ortadoğu’daki tüm sorunlar muhatapları ile çözülür, diyalogla çözülür. Türkiye’de de Suriye’de de, Irak’ta da diyalogla, müzakereyle çözüm alınır. Tecritle değil. Bugün bir kez daha tecridin sonlandırılması çağrısını yapıyoruz. Bir an önce Sayın Öcalan ile görüşülmelidir. Çünkü Sayın Öcalan’ın bu konuda ortaya koyduğu görüşler hem Türkiye hem de Suriye açısından çözüm içermektedir.
Kürt meselesi bugün artık sadece bölge meselesi bile değildir. Küresel bir meselenin çözümüne nasıl yaklaştığınız büyük önem taşımaktadır. Bu konuda da bir kez daha Öcalan’ın görüşlerini, Öcalan’ın bu konuda ortaya koymuş olduğu tezlerini hatırlatmak istiyoruz. Bugün ancak ve ancak bir demokratik müzakere yöntemiyle bu meselenin çözümü için adım atılabilir. Suriye’de siyasi çözümün önünü bir an önce açmalıyız. Suriye’de siyasi çözümün önü bir an önce açılmalıdır. Suriye’de siyasi çözüm ve Türkiye’de demokratik çözümün önündeki engeller kaldırılmalıdır.  

'İŞGAL DEĞİL DE NE?'

Hep birlikte savaşa hayır demeliyiz. Diyorlar ki buna savaş demeyin. Ne diyeceğiz? Ordunun yarısı Suriye sınırında, 3’te 1’i Suriye’ye girmiş, siz buna savaş demeyin diyorsunuz. Yok obüsler, yok uçaklar her türlü savaş yöntemi uygulanıyor, siz buna savaş demeyin. İşgal demeyin. Kendileri ‘fetih’ diyorlar, fetihten bahsediyorlar, hutbe okutuyorlar, biz işgal deyince yok işgal demeyin.  

ÖCALAN'IN UYARISI

Bir kez daha Sayın Öcalan’ı anmak istiyorum, şöyle uyarmıştı: ‘Türk-Kürt savaşı tuzağına düşmeyin.’ Hem Türkiye’yi hem de bölgedeki bütün güçleri uyarmıştır. Biz de diyoruz ki yine bu oyunu bozacak olan Türk-Kürt savaşını kışkırtacak olanlara inat bu oyunu bozacak olan Türkler Kürtlerdir. Bir arada yaşama iradesini barış içinde bir arada yaşama iradesini var edeceğiz. Bütün bu savaş kışkırtıcılarına rağmen biz onurlu bir barışı mutlaka ama mutlaka bu topraklarda savaşa karşı çıkarak barış mücadelesine sahip çıkarak mutlaka var edeceğiz.

'AKP IŞİD'E NEFES ALDIRDI!'

Bu savaşın aslında tek bir gerekçesi var. Vicdanen uluslararası hiçbir hukuka sığmayan, hiçbir şekilde meşruiyeti olmayan bu savaşın bir tek gerekçesi vardır. O da bu iktidarın beka sorunudur.
Suriye’de bulunan bütün yabancı güçler bir an önce çekilmelidir. Ama unutmayalım ki Suriye’de bugün IŞİD gerçekliği de var. IŞİD meselesine bir an önce uluslararası gündem el atmalı bu soruna bir çözüm üretilmelidir.
Çözümü siyasi demokratik alanda bulamayanlar karşılarında bir kez daha IŞİD’i buldular. Bazı kaynaklara göre 850 IŞİD üyesi kayıp nerede olduğu bilinmiyor. 2018 yılında IŞİD sabır stratejisini devreye sokmuştu. Bakın sabır stratejisi. Çok sabretmediler bir yıl sonra nefes alıyorlar. Sabrın sonuna geldiler yeniden eylemlerine başladılar. Peki, nasıl oldu bu? İşte bu iktidarın savaş politikaları sonucunda, bu iktidar sayesinde IŞİD yeniden hayat buluyor. Adeta IŞİD'e can suyu oldular. Dünya unutmasın, Kobanê’de IŞİD’i durduranlara karşı bu nankörlüğü yapamazsınız.

SİVİL KATLİAMI

Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi’nin raporuna göre, 9-17 Ekim tarihleri arasında 36’sı çocuk, 1 siyasetçi, 79 sivil hayatını kaybetti. Sivillerin 30’u hava bombardımanıyla hayatını kaybetti. Demokratik Suriye güçlerine göre bu rakam 230 ve 12 Ekim günü Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef katledildi. Katliamıyla ilgili otopsi raporu vahşetin boyunu gözler önüne seriyor. Af Örgütü bu katliam ile ilgili raporunu açıkladı. Aynı bakan, Af Örgütü’nü suçlamaya başladı. İşte ikiyüzlülükleri bu olayda bile bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Türkiye’de uluslararası hukuk ve sözleşmelerde suç teşkil eden savaş çığırtkanlığı serbest ama barışa dair bir söz söylerseniz ya da sosyal medyada paylaşım yaparsanız bu suç.

'İKTİDAR, KÜRTLERE KARŞI SAVAŞ BAŞLATTI!'

İktidar Kürtlerin demokratik kazanımlarına karşı adeta bir savaş başlatmış durumdadır. Hatırlayın bunun ilk adımını YSK attı. YSK bizim belediye başkan adaylarımızın başvurularını kabul etti, sonra da KHK’li olduklarını ileri sürerek, mazbatalarını vermedi. Ve böylece ilk tuzağı YSK kurmuş oldu. Şimdi de aynı şekilde belediyelerimize kayyum atmaya devam ediyorlar.  

'ÇÖZÜM TECRİDİN SONLANMASINDA'

En kısa sürede Türkiye bu rejimden kurtulacak. Çözümü Türkiye mutlaka bulacak. Çözüm tecridin sonlandırılmasından geçiyor. Çözüm savaşın sonlandırılmasından geçiyor. Çözüm kayyum rejiminin sonlandırılmasından geçiyor. Bu çözüm ancak ve ancak demokratik siyaset ile mümkündür.  

'PROTESTO EDECEĞİZ, 3 GÜN MECLİS'TE YOKUZ'

Biz bunu söyledikçe duymazdan gelenler, bizi görmezden gelenler, bize rağmen bu sistemi dayatanlar Türkiye’ye büyük bir kötülük yapıyorlar. Halklarımızın geleceğine büyük bir kötülük yapıyorlar, Kürt düşmanlığını beslemeye ayrımcılığı, nefreti beslemeye devam ediyorlar. O yüzden de uyarıyoruz, tüm Meclis’teki vekilleri uyarıyoruz. Hangi partiden olursanız olun. Unutmayın, bu halkın temsilcilerisiniz. Öncelikle halkların iradesine sahip çıkacaksınız. Nerede bir mağdur, bir mazlum varsa önce onun hakkını savunacaksınız. Bunu yapmadığınız sürece ne halkı temsil edebilirsiniz, ne de milletvekili olabilirsiniz.  
O yüzden de 3 gün boyunca Meclis çalışmalarına katılmayacağız. Bu tavrı protesto edeceğiz. Bütün milletvekillerini uyaracağız. Yüzleşmeye davet edeceğiz. 3 gün boyunca orada olmayacağız, ama dönüp o sıralara baktığınızda HDP sıralarına baktığınızda biz olmasak da orada halkın iradesini göreceksiniz. Orada Kürt halkının demokrasi ve barış mücadelesini göreceksiniz. Orada kayyımlara karşı savaşa karşı çıkan iradeyi göreceksiniz. Bu iradeye sahip çıkmaktır.
Bizler Amed’de, Diyarbakır’da olacağız. Orada Selçuk Mızraklı, Ahmet Türk ve Bedia Özgökçe olacağız. Hep beraber bu halkın iradesine sahip çıkacağız. O kayyımlar belediye binalarında kendilerini tutsak etsinler biz halkımızla birlikte sokaklarda olacağız. Buradan tüm seçilmişlere çağrı yapıyorum onları da Diyarbakır’a davet ediyorum. Çünkü bu kayyım size de atanmıştır. Sizin sessizliğiniz kayyımı onaylamaktır. O yüzden sessiz kalmayın. Halkınızla halklarınızla beraber onların iradesine sahip çıkın kayyıma karşı sesinizi yükseltin.

'AMED'E GELİN'

Buyurun, kalkın Diyarbakır’a gelin, o özgürlük halayında, o özgürlük mücadelesinde faşizme karşı omuz omuza verelim. Hep beraber şimdi Diyarbakır’da bu mücadeleyi yükselteceğiz, hep birlikte Diyarbakır’a geçiyoruz. Hem Meclis’e hem Türkiye’ye bu uyarıyı yapmayı bir sorumluluk olarak düşünüyoruz ve bunu hep birlikte ortaya koyuyoruz.”