Şakran ve Kırıklar cezaevleri önünde bir araya gelen binlerce kişi, açlık grevindeki PKK'li ve PAJK'lı tutsaklarının taleplerinin Kürt halkının talepleri olduðunun altını çizdi. Tarih karşısında suçlu ilan edilmemek için herkesi tutsakların taleplerine karşı daha duyarlı olmaya çaðıran tutsak aileleri, cezaevlerinde ölümlerin yaşanmasını engellemek için harekete geçme çaðırısı yaptı.
BDP Ýzmir, Manisa, Aydın ve Balıkesir Ýl örgütleri öncülüðünde binlerce kişi, PKK'li ve PAJK'lı tutsakların başlattıðı ve 45. gününe giren süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine destek olmak için Şakran Cezaevi önünde toplandı. Yürüyüşle cezaevi kapısına kadar gelen kitle, "Cezaevlerinde açlık grevindekiler ölüm sınırında! Ölümlere izin vermeyelim" pankartı taşıdı. Yürüyüş sırasında sık sık, "PKK halktır halk burada", "Zindan direnişçileri onurumuzdur" sloganları atılırken, "Öcalan'ın özgürlüðü Kürt halkının özgürlüðüdür", "Siyasi soykırıma son verilsin" dövizleri taşındı. Şakran Cezaevi girişinde yürüyüşlerini sonlandıran kitle burada sık sık PKK Lideri Abdullah Öcalan ve açlık grevindeki tutsaklar lehine sloganlar atarak, cezaevi girişindeki mobese kamerasını sarı, kırmızı ve yeşil şallarla kapattı.
Özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu ardından basın açıklaması yapıldı. Ardından konuşan BDP Ýl Yöneticisi Ali Ýhsan Toprak, Kürt sorununa bir çözüme kavuşturulmamış olmasının başta cezaevlerindeki açlık grevleri dahil tüm sorunlara kaynaklık etmeye devam ettiðini belirterek, "Kürt sorununda yaşanan çözümsüzlük ve demokratik direnişin zayıf kalması, siyasi tutsakları bedenlerini ortaya koyarak yaşananlara müdahale etmeye zorlamıştır" dedi. 12 Eylül'de başlatılan açlık grevinin 700'ü aşkın tutsakla 45. gününe girdiðini hatırlatan Toprak, "Açlık grevine giren tutsakların eylemi kritik bir aşamaya geldi, kendisine insanım diyen herkes anlamlı ve gereklerini yerine getirmelidir. Siyasi tutsakların taleplerinin karşılanması için gerekli adımlar gecikmeden atılmazsa, görmek gerekir ki her an ölümlerin yaşanabileceði bir aşamadayız. Böyle bir durumun sorumluluðu elbette öncelikle AKP hükümetinindir. Ancak ölümleri durduramadıðımız zaman da bunun ahlaki vicdani sorumluluðu hepimizin omuzlarında olacaktır. Böyle bir durumda herkes tarih karşısında AKP hükümeti kadar suçlu duruma düşecektir" diye konuştu. Açlık grevine giren tutsakların taleplerinin Kürt sorununun çözümünü kapsayan, haklı, meşru ve karşılanabilir talepler olduðuna işaret eden Toprak, AKP kongresinde kamuoyuna deklere edilen 63 madde içinde yer alan anadilde savunmanın kabul edilerek bir an önce yasalaşması, Kürt sorununda kalıcı çözümün olabilmesi için belirleyici rolü sahip olan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılarak Oslo sürecinin başlatılması gerektiðini vurguladı.
HERKESÝ HAREKETE GEÇMEYE ÇAÐIRIYORUZ
AKP hükümetinin sorunun çözümü için adım atmak yerine cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekmek için demokratik tavrını sergileyen duyarlı, vicdan sahibi yurttaşlara "vahşice" saldırdıðını ifade eden Toprak, "AKP hükümeti Kürt sorununda baskı ve şiddette ısrar etmekten vazgeçmeli, demokratikleşme yönünde adımlar atmalıdır. AKP hükümeti konuyu çarpıtmaktan vazgeçerek, ölümler yaşanmadan gerekli adımları atmaya çaðırıyoruz" diye kaydetti. Kırıklar, Şakran ve diðer cezaevlerinde açlık grevine başlayan tutsakların zorla tek kişilik hücrelere atıldıðına, gerekli vitamin ve tuz verilmediðine dikkat çeken Toprak, cezaevleri yönetimlerinin bu zorlayıcı tutumlarından dolayı bir çok tutsaðın kan kusmaya başladıðını, tutsaklara yönelik kaygı verici bu uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiðini vurguladı. "Açlık grevi eylemcilerinin talepleri Kürt halkının talepleridir. AKP hükümeti derhal talepleri karşılayacak adımları atmalıdır" ifadesini kullanan Toprak, "Tarih karşısında suçlu ilan edilmemek için herkesi tutsakların taleplerine karşı daha duyarlı olmaya, seslerine daha güçlü ses vermeye, cezaevlerinde ölümlerin yaşanmasını engellemek için harekete geçmeye çaðırıyoruz" dedi. BDP MYK üyesi Hayri Ateş ise, Türkiye'de cezaevlerinin çok "karanlık" ve "kirli" bir geçmişi olduðunu hatırlatarak, "Ýçerdeki tutsaklar seslerinin yanında Öcalan'ın sesini duymak istiyorlar. Kürt sorununun çözümü ve cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin sonlandırılması için Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesi gerekiyor" dedi.
BARIŞ ANNELERÝ OTURMA EYLEMÝ YAPTI
Yapılan açıklamanın ardından alkış, slogan ve zılgıtlar eşliðinde cezaevi önünde oturma eylemi başlatıldı. Yapılan oturma eyleminin ardından kitle daðılırken, Ýzmir Barış Anneleri Ýnisiyatifi üyesi bir grup kadın ise, cezaevi girişi önünde oturma eylemini sürdürüyor.
KIRIKLARDAKÝ TUTSAKLAR EYLEME BÝJÝ SEROK APO SLOGANIYLA SES VERDÝ
Kırıklar F Tipi Kapalı Cezaevi'nin önünde yapılan açıklamaya ise yüzlerce kişi katıldı. "Siyasi tutsakların talepleri, taleplerimizdir" pankartının açıldıðı açıklamada kitle sık sık "Devrimci tutsaklar onurumuzdur", "Bijî Serok Apo", "PKK halktır, halk burada" sloganları attı. Bazı tutsak annelerinin cezaevindeki çocuklarına seslenip aðlamaları duygulu anlara sebep oldu. Kitlenin slogan atması sonucunda, cezaevinde bulunan tutsaklar "Bijî Serok Apo" sloganıyla kitleye karşılık verdi. Cezaevindeki tutsakların ses vermesi ardından anneler zılgıtlarla karşılık verdi. Buradaki açıklamayı BDP Ýzmir Ýl Başkanı Fuat Mikailoðlu yaptı. Açıklamanın ardından kitle bir süre oturma eylemi yaptıktan sonra cezaevi önünden ayrıldı.
2 GÜNLÜK DESTEK AMAÇLI AÇLIK GREVÝ
Ýzmir TAY-DER binası önünde Alınteri, Ýzmir Hareket Tiyatrosu, Sosyalist ve Anarşist gençler 2 günlük açlık grevi eylemi başlattı. Açlık grevi öncesinde basın açıklaması okuyan grup, "Siyasi tutsakların talebi taleplerimizdir" pankartını açarak, sık sık "Ýçerde dışarıda hücreleri parçala", "Zindanlar boşalsın, tutsaklara özgürlük" sloganları attı. Grup adına açıklamayı okuyan Özgür Demirtaş, açlık grevlerinin 45. gününe geldiðini vurgulayarak, tutsakların taleplerinin ciddiye alınmasının acil önem taşıdıðını belirtti. Tutsakların taleplerinin dışarıda da ses bulması gerektiðini belirten Demirtaş, herkesi duyarlı olmaya çaðırdı. Hükümetin olası bir müdahalesine karşı herkesin sokaða çıkarak tutsakların taleplerini sahiplenmesini isteyen Demirtaş, "Açlık grevindeki yoldaşlarımızı faşist TC diktatörlüðüne teslim etmemek, eylem birlikteliklerinin genişletilmesi, sendika ve sivil toplum örgütlerinin sadece basın açıklamalarıyla yetinmeyip, sokaklara eylem alanlarına çevirmek önümüzde duran acil görevdir. Açlık grevindeki yoldaşlarımızla dayanışma amacıyla, biz de bu noktada 2 günlük açlık grevi başlattık" dedi.