'Toplumsal özgürlük topyekun karşı koyuşla gelecek'

HDP İstanbul İl Eş Başkanı Cengiz Çiçek, kapitalist barbarlığa karşı topyekun bir karşı koyuş geliştireceklerini ifade etti.

HDP İstanbul İl Örgütü 2. Olağan Kongresi’nde eş başkan seçilen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Cengiz Çiçek, il örgütünün izleyeceği perspektifi ANF’ye anlattı.

Özgürlükleri ve nefes alma alanlarını yok eden kapitalist barbarlığa karşı topyekun bir karşı koyuş perspektifine odaklanacaklarını vurgulayan Çiçek, “Toplumsal özgürlüğü, ülke halklarına özlenen demokratik ülkeyi armağan etmek istiyorsak artık görünür politika ve hamleler yapma zamanıdır” dedi.

‘HDP NEFES ALMA ADACIKLARINI YARATMA PROJESİDİR !’

HDP ve HDK’nin kapitalist barbarlığa karşı tüm halkları kapsayan örgütlü toplum gerçeğini inşa etmek misyonuyla siyasete atıldığını vurgulayan Çiçek, “HDP, kapitalist barbarlığın dışladığı, yok etmeye, alanını daraltmaya, köleleştirmeye çalıştığı tüm kesimleri kapsayan, sadece bölgesel değil küresel bir karşı koyuşun teorik projesinin adıdır” dedi. Bu sorunun sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını, ulus-devlet gerçeğinin kapitalist bir icat olduğunu belirten Çiçek, “Ulus-devlet yapısı homojenliği, kültürel, ekonomik, siyasi soykırımı dayatır. Bu soykırım tehditleri altında olan bütün grupların bir araya gelip, kendi özgürlük, örgütlenme alanlarını; kendi nefes alma adacıklarını yaratma projesinin adıdır HDP. Bu bağlamda pratik anlamda eksiklerimiz, yetersizliklerimiz olmuş olabilir, ancak bundan böyle odaklanacağımız perspektif bir topyekun bir karşı koyuş olacaktır. Bu anlamda, Doğu’dan Batı’ya, Kürtlerden Alevilere, fabrika işçilerine, kamu emekçilerine bu sömürü sisteminin mağduru olan tüm kesimlerin gücünü yeniden diriltmek için politikalar üreteceğiz” diye konuştu. Çiçek, 7 Haziran seçimlerinin, Hayır referandum sonuçlarının HDP’nin umut olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

‘BASKININ ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMEKTİR KAYBETMEK!’

Türkiye’nin hiç olmadığı kadar baskıcı bir rejimle karşı karşıya olduğunu, bu kapsamda hak ve özgürlükler için mücadele eden tüm kesimler gibi HDP’nin de bu ceberut iktidar kültürünün hedefi olduğunu hatırlatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bu gerçeklikle ilk defa karşılaşmıyoruz. Mustafa Suphi’lerden bu yana bu ülke baskıların, tutuklamaların ve yer yer katliamların tanığıdır. Biz ancak ve ancak bu baskılar karşısında diz çökersek kaybederiz. Diz çökmemek ve direnişin yanında, toplumsal özgürlüğün inşasını örgütlemek temel görevimiz olmalı. Bugün kongrede ortaya çıkan dinamik de bu yöndeydi. Sadece faşizme karşı direnmek tek başına bir mücadele aracı olmamalı; bu direnişin yanında insanların, toplumun yaşamını kolaylaştıracak inşayı da örgütlemek temel görevlerimizden biridir. Tarihsel deneyimimiz bu saatten sonra artık bize sadece faşizmin karşısında direnmek görevini vermiyor; aynı zamanda toplumsal özgürlüğü, ülke halklarına özlenen demokratik ülkeyi armağan etmek istiyorsak artık görünür politika ve hamleler yapma zamanıdır. İstanbul başta olmak üzere tüm ülkede bu kurucu politikayı inşa ve ısrar etmek gerekiyor. Bunun için, emekçinin, işçinin, kadının, gencin, çocukların, Kürtlerin, Alevilerin ve tüm kesimlerin yaşamlarını kolaylaştırmak ve geri dönülmez bir biçimde anayasal yurttaşlık temelinde haklarını garantiye almak ve bunu yaparken de sadece yazılı metinler üzerinden değil, bir bütün olarak örgütlü bir toplum, örgütlü ezilenler gerçeği üzerinden mücadele etmek gerekiyor.”

‘BU YOLDA İTTİFAKLAR ZORUNLU!’

Bu yolda ittifakların da zorunlu olduğunun altını çizen Çiçek, siyasetin toplumu kandırma veya gerçeği örtbas etme aracı olmadığını, bu yanılsamadan çıkmak gerektiğini vurguladı. “Siyaseti toplumsal hakikat üzerinde kurmamız lazım” diyen Çiçek, “Bu toplumsal hakikate gelen tüm siyasi partilerle, emek örgütleriyle, demokrasi güçleriyle doğal ittifak gücümüzdür. Yönelim sadece bir kişiye, bir topluma, bir gruba değil, yönelim aslında bir bütün olarak kendisinden olmayanadır; kendisinden olmayanla da asgari müşterekte buluşmak gerekiyor” dedi.