Töre, “Özgürlük Hareketine askeri olarak, Öcalan’ya ise siyasi olarak yenik düşen Erdoğan ve devlet, tecridi çıkış yolu olarak kullanıyor ama büyük bir yenilgiye uğrayacaklar” şeklinde konuştu.

Töre,  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde ısrarla devam ettirilmek istenen tecrit politikasını, Türk Devletinin Cerablus’u işgal etme durumunu ve Erdoğan’ın son dönemde ortaya koymak isteği siyaseti ANF’ye değerlendirdi.

‘DARBE GİRİŞİMİ SONRASI SERGİLENEN SİYASET ERDOĞAN’IN ZAVALLILIĞINI GÖSTERİYOR’

“15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra AKP Hükumetinin ortaya koymaya  çalıştığı politika tam anlamıyla bir şaşkınlık ve derbederliktir” diyen Töre, “Erdoğan’ın darbeyi “Allah’ın bir lütfu” olarak değerlendirmesi, Erdoğan’ın içine düşmüş olduğu zavallılığın bir göstergesidir. Başarısız, fakat devleti felç eden ve yıkıma götüren bir olayı “Allah’ın bir lütufu” olarak gören bir kişilik ya da yapılanma normal olarak değerlendirilemez. Bu tavır ancak derbederlik ve şaşkınlık olarak değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.  

‘DAİŞ VE ERDOĞAN YANİ İKİ İDEOLİJİK KARDEŞ BİRLİKTE YOK EDİLECEK’

Türk devletinin Cerablus işgal girişiminin temel amacının Kürtlere karşı olduğunu ifade eden Töre, Erdoğan ve Türk devletinin içinden çıkılması zor bir bataklığa girdiğini vurguladı. Töre, “Erdoğan’ın Cerablus işgal girişimi amacı, DAİŞ’i zahiri gerekçe yapıp el altından onunla anlaşarak, onunla birlikte Kürtlere saldırmaktı. ABD Erdoğan’ın bu politikasını biliyordu bunu bilmesine rağmen Türkiye’yi destekledi çünkü ABD, Erdoğan devletini DAİŞ ile karşı karşıya getirip iki ideolojik kardeşi bir biriyle dövüştürmeye zorlayarak ikisinden de kurtulmaktı. Bu amaçla ABD, Türk devleti Cerablus’a girdikten sonra Erdoğan’ın ‘PYD’yi yok edeceğiz’ söylemine tavrını koyarak hedefin DAİŞ olduğunu gösterdi. Bugüne kadar ortaya çıkan tablo ise ABD’nin iki ideolojik kardeşi birden yok etme politikasının giderek gerçekleşebileceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE BATAKLIĞA SOKULDU’

“Küresel güçler Erdoğan ve Türkiye’sini sokulması gereken bataklığa soktular” diyen Töre, şunları kaydetti: “Erdoğan ve Türkiye bir bataklığa sokuldu. Bu bataklıktan çıkılıp veya hangi yara bere ile çıkılacağı belli değil, ama başarılı olamayacakları kesin”

‘Öcalan MASADA ERDOĞAN’I YENİLGİYE UĞRATTI TECRİT BUNDAN KAYNAKLI’

Askeri anlamda Özgürlük Hareketine siyasi anlamda ise Öcalan’a yenilen Erdoğan ve Türk devletinin tecrit politikası ile bir çıkış yolu aradığını söyleyen Töre,  tecritte ısrar etme politikasının doğuracağı sonucun Erdoğan için bir yıkım ve yenilgi olacağının altını çizdi.

Töre, “Öcalan’ın üzerinde uygulan tecrit politikası doğrudan Öcalan’a siyasi anlamda yenilmenin bir sonucu olarak geliştirildi.  Barış sürecinin tartışıldığı dönemde Öcalan, birkaç ay legal siyasetle temas haline geçti. Bu dönemde Öcalan ortaya koyduğu performansla Erdoğan’ı çok geride bıraktı bu daha sonra yapılan kamuoyu araştırmalarında da ortaya çıktı. Öcalan’ın uygulamış olduğu yumuşak güç politikası çok kısa sürede Erdoğan' ı boşluğa düşürdü.  Erdoğan, bu gerçekliği görünce panikledi,  masayı devirdi, acele tarafında savaşı başlatarak, Öcalan'ı tecrit altına aldı” dedi.

‘TECRİTTE ISRAR ERDOĞAN İÇİN YIKIM VE YENİLGİ OLACAKTIR’

Töre devamla şunlara dikkat çekti: “Kürt özgürlük Hareketini otuz yıldır yenemediler, üstesinden gelemediler. Özgürlük Hareketi Lideri Öcalan ile yasal alanda boy ölçüşmeye, sözüm ona onu çıkarları doğrultusunda değerlendirmeye kalktılar sonları hüsran oldu. Tecrit politikasının nedenini Özgürlük Hareketine askeri, onun  liderine ise siyasi alanda yenik düşmeleridir. Tecrit politikasında "ısrarın" doğuracağı sonuç Erdoğan için yıkım ve yenilgi olacaktır.”

‘ÖCALAN’NUN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN HER ALANDA EYLEME GECİLMELİ’

Tecridin kaldırılması ve Öcalan’ın özgürlüğü için halkların çok güçlü bir şekilde demokratik kitlesel mücadele ile hayatın her alanında eyleme geçmesi gerektiğini vurgulayan Töre, Öcalan’ın özgürlüğünün evrensel bir gereklilik olduğunu söyledi. Töre, “Öcalan’ın özgürlüğü için uluslararası alanda güçlü lobiler oluşturmak, bütün lobileri merkezi bir şekilde koordine etmek, bütün kitle örgütleri ile temas ederek dünya çapında demokratik bir güç ve eylem birliği organize etmek ve hayata uyarlamak gerekir. Bence evet Öcalan Kürt Halkının bir evladı  ve onun önderidir. Ama o aynı zamanda bir evrensel liderlik işlevi de görüyor. O nedenle uluslararası plana da ağırlık verilmesi gerekiyor. Tabi ki Öcalan’ın evrensel boyutunu insanlığa anlatarak” dedi.