Türk devletinin İnsan Hakları Haftası!

İnsan Hakları Haftası'nın ilk 6 günü, yine Türk devletinin Kürdistan ve Türkiye toplumuna reva gördüğü katliam, sürgün, tutuklama, gözaltı, hak ihlalleri ve kötü muameleler ile geçti.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin BM'de kabul edilmesinden sonra sivil toplum kuruluşları tarafından İnsan Hakları Haftası olarak kutlanan 10-17 Aralık, bu yıl da Kürdistan ve Türkiye'de katliam, sürgün, tutuklama, gözaltı, hak ihlalleri ve kötü muamelelerin bilançosunun tutulduğu hafta olarak tarihe geçti.

'İnsan hakları' kavramı evrensellik ve eşitlik ilkeleri üzerine kurulmuştur. Roma imparatorluğu döneminde; imparatorluğun dışında olan kişilerin de haklarının olduğu gerçeği yeni bir haklar düzenlemesi getirmişse de bu düzenleme yalnızca mülk sahiplerine yönelik düzenlemeler olduğundan eşitlik ve evrensellik ilkelerinin olmazsa olmaz bir ihtiyaç olduğunu göstermiştir. İnsanın en temel hakkı olan yaşam hakkının da tarih boyunca kendini ortaya koyması sonucunda insanlığın varlığını koruyabilmesi için bir kurallar manzumesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

İNSAN HAKLARI HAFTASI'NIN ORTAYA ÇIKIŞI

İkinci Dünya Savaşı'nda ise en vahşi tabloların gözler önüne serilmiş olması, insan haklarının korunmasını evrensel bir kural olarak zorunlu kılmıştır. Nihayetinde insan onuruna yaraşır bir dünya özlemi, insanlığın belli başlı kurallara uyma zorunluluğunu doğurmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyadaki devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler. Bundan dolayı da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi oluşturulmuş oldu. BM İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948'de hazırlanan İnsan Hakları Beyannamesi, 10 Aralık 1948'de genel kurulun Paris'te yapılan oturumunda kabul edildi.

TÜRKİYE'DE DARBELER VE İNSAN HAKLARI TEZATI

Beyannamenin kabul edilmesinden sonra, BM üyesi olan tüm devletlerin iç hukuk normlarını buna göre dizayn etmesi şart koşuldu. Bu beyanname ile uluslararası sözleşmelerin, ülkelerin kendi kanunlarından daha üstün olduğu da vurgulanmış oldu. Bu beyannamenin geçerli olduğu devletler arasında Türkiye de var.

İnsan hak ve özgürlüklerini temel alan söz konusu beyannamenin geçerli olduğu devletlerin, buna ne kadar uyduğu ise tartışma konusu. Özellikle Türk devletinin beyannamenin kabul edilmesinden 12 yıl sonra askeri darbeler çağına girerek insan hakları ihlallerinde dünya devletlerine oranla ilk sıralarda yer alması, beyannamenin Türkiye'de bir şablondan öteye gitmediği göstermektedir. On yılda bir darbelerin yaşandığı Türkiye'de, 'insan hak ve özgürlükleri' kavramı bir tezat olmanın dışına çıkmadı.

KÜRDİSTAN'DA SIKIYÖNETİM, OHAL VE KATLİAMLAR

1980 Askeri Darbesi, Kürdistan ve Türkiye'de işkence, katliam, kötü muamele, sürgün ve cezasızlık gibi ağır insan haklarının en fazla yaşandığı bir dönemdi. 9 yıllık sıkıyönetim koşullarının ardından, askeri darbenin kıstasları ve uygulamaları kavram değiştirerek tekrar gündeme geldi; Olağanüstü Hal ve paramiliter yapılar. Sıkıyönetim yerini OHAL'e, asker ise görevini polis ve paramiliter yapılara devretmişti. Bu nedenlede 90'lı yıllar; resmi rakamlara göre 17 bin, gayri resmi rakamlara göre ise 40 binin üzerinden 'faili meçhul' cinayetin işlendiği bir zaman aralığı oldu.

Türk devletinin kontrolünde yaşanan bu cinayetlerin yanı sıra Kürdistan'da binlerce köy yakılarak zorunlu göçün önü açılmış oldu. Kürt halkının tüm siyasal, kültürel, sosyal ve ekonomik değerleri bir soykırıma uğradı. Bu soykırım çabaları, hızını kesmeden günümüze kadar süregelmiştir. Bugün halen sürmekte olan Türk devletinin insan hakları ihlalleri, gün aşırı olarak devam etmektedir. Böylelikle, Türkiye'nin de tarafı olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Türk devleti açısından hiçbir zaman uygulanmayan bir yafta olarak günümüze değin gelmiştir.

KÜRTLERDE İNSAN HAKLARI HAFTASI

10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası, bu yıl sivil toplum kuruluşları tarafından bir dizi etkinlik ve açıklamalarla kutlandı. Haftanın bir yandan kutlaması yapılırken diğer yandan da bilançosu tutuluyor. İnsan Hakları Haftası'nın ilk 6 günü, yine Türk devletinin Kürdistan ve Türkiye toplumuna reva gördüğü katliam, sürgün, tutuklama, gözaltı, hak ihlalleri ve kötü muameleler ile geçti. 6 günün bilançosu şöyle:

1. gün (10 Aralık)

* Dersim'de geçtiğimiz Ağustos ayında HPG'li kardeşinin cenazesini arayan A.A., aylar süren mücadelesinin sonunda cenazeyi kimsesizler mezarlığında buldu. Ancak 15 gündür DNA eşleşmesi çıkmasına rağmen, kardeşinin cenazesi verilmiyor.

* Ankara'da 12 kişi hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle Türk polisleri tarafından evler basılarak, 11 kişi gözaltına alındı.

* HDP eski milletvekilleri Osman Baydemir ve Leyla Birlik'e "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet ettikleri" iddiasıyla 1 yıl 6'şar ay hapis cezası verildi.

* Urfa 2 No'lu T Tipi Cezaevi'nde kalan Suzan Çay ve Dicle Nur adlı tutsaklar, Elazığ Cezaevi'ne sürgün edildiler.

* Giresun E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecride karşı başlattıkları açlık grevini ikinci grup devralırken, ilk gruptaki 3 tutsağa ise 3’er ay iletişim cezası verildi.

* TJA aktivistlerinin 3 günlük açlık grevi başlattığı HDP Amed il binasına polislerce baskın düzenlendi. Baskında 25 kişi gözaltına alındı.

* Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutukluların hücrelere alınarak baskıyla karşılaşmasına karşı koğuştaki tutsakların tamamının 4 gündür açlık grevine girdiği öğrenildi.

2. gün (11 Aralık)

* Van’da Kürt Halk Önderi Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevine giren Barış Anneleri ve TJA aktivisti 14 kadın gözaltına alındı.

* Türk devleti Efrîn’i işgal ettiğinde köyünden çıkamayan M.Ş. ve oğlu C.Ş, 5 ay boyunca Türk güçlerinden gördükleri işkenceyi ve tanıklıklarını anlattılar.

* Gazeteci Adnan Bilen, 1 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

* Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi'nde, gardiyanlar tarafından darp edilen tutuklular tekli hücrelere alındıkları öğrenildi.

* Amed'in Silvan ilçesinde yaşları 7 ile 16 arasında değişen 4 çocuk gözaltına alındı.

* “Örgüt propagandası yapıldığı” gerekçesiyle kadın ajansı Jinnews’te yayınlanan haberler nedeniyle,çJinnews Haber Müdürü Safiye Alağaş 'yargılandı'.

* DBP Adana İl Örgütü ve MKM'li sanatçıların ortak yapmak istedikleri halk konseri, Adana Valiliği'nce "kamu güvenliği" gerekçe gösterilerek engellendi.

* Amed'in Ergani ilçesinde, polis noktasında durmadığı gerekçesiyle bir araç tarandı. Araç sürücüsü Abdullah Arat olay yerinde yaşamını yitirdi.

* Van Barosu Cezaevi Komisyonu üyelerinin, ciddi hak ihlalleriyle gündeme gelen Trabzon-Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan tutsaklarla yaptıkları görüşmeler sonucunda hazırladıkları raporda, tutsakların çıplak aramayı kabul etmedikleri için işkenceye uğrayıp, falakaya yatırıldıklarını aktardılar.

* Kürt Halk Önderi Öcalan’ın avukatlarının, müvekkilleriyle görüşmek için yaptığı 771’inci başvuru Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildi.

* Gazeteci Ece Sevim Öztürk’e 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Mahkeme verdiği ceza ile birlikte Öztürk’ü tahliye etti.

3. gün (12 Aralık)

* Şırnak'taki askeri bir saldırı sırasında yaralı halde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan HPG'li Emrah Nayci'nin, bir ayı aşkın süredir tek kişilik hücrede tutulduğu ve tedavi için hastaneye götürülmediği öğrenildi.

* Dersim'in Pülümür ilçesinde ücretli öğretmenlik yapan Tijda Kılıç'ın, “güvenlik soruşturması” adı altında işine son verildi.

* Daha önce 3 kez gözaltına alınan ve bir süre cezaevinde kalan Hüseyin Kayra, iş görüşmesi diye çağrılan adreste polis tarafından karşılanarak 'ajanlık' teklif edildi. Kayra, kendilerini 'devlet' olarak tanıtan kişilerce HDP içinde görevlendirilmek istendiğini, kabul etmeyince de tehdit edildiğini söyledi.

* İstanbul Ataşehir'de polisin kontrol noktasında bir otomobile ateş açması sonucu 17 yaşındaki Cihan Seyhan hayatını kaybetti.

* İzmir'in birçok ilçesinde yapılan ev baskınlarında aralarında HDP ve DBP yöneticilerinin de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

* İstanbul Maltepe'de Gülten Gülüm Dil isimli bir kadın öldürüldü.

* Mardin ve Şırnak cezaevlerinde kalan 6 tutsak farklı cezaevlerine sürgün edildi.

* Siyasi soykırım operasyonları kapsamında DBP PM Üyesi Halit Şaşmaz gözaltına alındı.

* Amed’de Kürt Halk Önderi Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle HDP il binasında başlatılan açlık grevi eylemine polisler saldırdı. Açlık grevine giren 50 kişi gözaltına alındı.

* Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'nde çıplak arama dayatmasını kabul etmeyen HDP Adana İl Yöneticisi Mehmet Kıran darp edildi.

4. gün (13 Aralık)

* İzmir-Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutsak olan yüzde 86 engelli 61 yaşındaki Mevlüde Başdaş'ın sağlık durumunun kötüleştiği öğrenildi.

* HDP Amed il binasında açlık grevindeyken gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan Barış Annesi Remziye Bayram, çıplak ayaklarla gözaltına alındıklarını, zırhlı araçta sağlık kontrolünden geçirildiklerini ve polislerin hakaretine maruz kaldıklarını söyledi.

* Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD) Genel Başkanı Mehmet Veysi Askar’a “örgüt propagandası yapmak”tan 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

* Van Valiliği, kentte bulunan cezaevlerinin yakınında her türlü etkinliğin 'yasaklandığını' duyurdu.

5. gün (14 Aralık)

* Van’da tecride karşı açlık grevinde olan 11 kişi, sabahın erken saatlerinde HDP il binasına yapılan baskınla gözaltına alındı.

* Çağrıldığı Halfeti'nin Yukarı Göklü (Gogan) mahallesindeki jandarma karakolunda sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek ifadesi alınan Halil Erbil (45) adlı yurttaş, sabah saatlerinde evi basılarak gözaltına alındı.

* Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi'ndeki tutsaklar, açlık greviyle birlikte hak ihlallerinin arttığına dikkat çekerek, görüşlere çıkarken çıplak arama dayatmasına maruz kaldıklarını söylediler.

* KHK ile kapatılan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin tutuklu Yazı İşleri Müdürü İshak Yasul’a, 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. Cezayı veren İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi, BTK'den istediği bilgilendirme yazısını dikkate almadı.

* Urfa'da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevine giren 5 kişi tutuklandı.

* Hakkari'nin Yüksekova ilçesinin en işlek caddesinde bulunan ve ilçenin ekonomisinde önemli yer edinen İran Pasajı'na ‘kaçak mal’ gerekçesiyle baskın düzenleyen polisler, esnafın iş yerlerini tahrip ederek şiddet uyguladılar.

6. gün (15 Aralık)

* KESK'in Adana’da yapılan bölge mitingine gitmek üzere Mersin'den otobüslerle yola çıkanlar yolda polisler tarafından durdurulup, GBT'den geçirildi.

* İzmir'de geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan 22 kişiden 7’si çıkarıldıkları mahkemede "Örgüt üyeliği" ve "Örgüt Propagandası" gerekçesiyle tutuklandı.

* HDP Osmaniye İl Yöneticisi Kamuran Babrak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

* Amed'de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevine girdikleri için polis baskınıyla gözaltına alınan 35 HDP'li için 4 günlük ek gözaltı kararı verildi.

Yukarıdaki bilançoya baktığımızda, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Türk devleti nezdinde hiçbir kıymeti harbiyeye sahip olmadığı anlaşılıyor. Beyannamenin Türk devleti açısından özünden, ilkelerinden ve ölçütlerinden kopuk sadece bir şablon niteliğinde ele alındığı aşikar.