‘Türk devletinin mültecileri vurmasına tavır alınmalı’

Efrîn Kantonu Toplumsal İşler Konseyi Eş başkanı Arife Bekir, Türk ordusunun Rubar kampına yönelik saldırılarına tepki gösterilmesini istedi.

Efrîn Kantonu Toplumsal İşler Konseyi Eş başkanı Arife Bekir, Efrîn’e, Türk devletinin Rubar kampına saldırıları karşısındaki uluslararası sessizliğin, mültecilerin imkansızlklar ve yardım yapılmamasından dolayı yaşadıkları trajediyi daha da ağırlaştırdığını söyledi.

Efrîn’in kuşatma altında olması ve sınırlı imkânlarına rağmen yüz binlerce mülteci insanı barındıran Efrîn Demokratik Özerk Yönetimi, Türk devletinin saldırılarıyla birlikte mültecilerin yaşamları için daha fazla endişe duyuyor.

Şu anda 304 bine yakın mültecinin barındığı Efrîn Kantonu’na uluslararası insani yardım kuruluşlarından hemen hemen hiç yardım yapılmıyor. Uluslararası güçler ve kamuoyu Türk devletinin Rubar Kampı’nı bombalamasına da gözlerini ve kulaklarını kapamış durumda.

Efrîn Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi Toplumsal İşler Konseyi Eş Başkanı Arife Bekir Efrîn’in Mülteci sorununu ve Türk devletinin saldırıları sonrası mültecilerin durumunu ajansımıza değerlendirdi.

‘EFRÎN’DEKİ MÜLTECİLERE YARDIM YOK’

Arife Bekir, Suriye’deki iç savaş durmadığı için istikrarlı bir bölge olan Efrîn’e mülteci akışının devam ettiğine dikkat çekerek, “şu anda Efrîn’deki mültecilerin sayısı 304 bine yakın. Ve her gün mülteciler gelmeye devam ediyor. Bazıları gelip ev kiralıyorlar, bazılarının tanıdıkları var onların yanında kalıyorlar. Biz Efrîn halkı ve Demokratik Özerk Yönetim olarak mültecilerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çok çaba gösterdik ve halen de bu çabamız sürüyor.

Ev ev dolaşıp yardım topladık, ailelerimiz kendi çocuklarının gıdalarından kesip mültecilere yardım da bulundu. Daha sonra Rubar ve Şehba Kampları olmak üzere iki mülteci kampı açtık. Bu kamplarda yaşayanların koşulları da çok ağır. Ve imkanlarımız mültecilerin temel insani ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Birçok defa çağrıda bulunmuş olmamıza rağmen yardım kuruluşlarının gönderdikleri Efrîn’deki mültecilerin ihtiyaçlarının ancak yüzde 2’sini karşılayacak düzeyde” dedi.

‘CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI BAŞ GÖSTERİYOR’

Arife Bekir, Efrîn’e göç eden mültecilerin temel sorunlarından birinin de sağlık sorunu olduğunu dile getirerek, “mültecilerin kısıtlı imkanlardan, beslenme sorunu, soğuk-sıcak gibi etkenlerden dolayı ciddi sağlık sorunları baş gösteriyor. Kanser hastaları var, sarılık vb. hastalıkları olanlar var. Fakat Efrîn’in kendisinde yeterli ilaç yok. Efrîn halkı da bu durumdan mağdur, mültecilerde. Yine mülteci kamplarında doktor, ilaç, ambülans sıkıntısı ciddi.

Temel ihtiyaçları karşılanamadığı, yine sağlık sorunları giderilemediği için mülteci insanlarımız kendilerini sınıra vurup Türkiye’ye geçmeye buradan da Avrupa’ya geçmek istiyorlar. Kaçak yollarla kendilerini sınırlara vuruyorlar ve sınırlarda da yine Türk devletinin katliamı ile karşılaşıyorlar” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’NİN SALDIRILARI TRAJEDİLERİNİ DAHA DA AĞIRLAŞTIRDI’

Türk devletinin 1 Mayıs günü Rubar Kampı’na yaptığı top atışlarını değerlendiren Arife Bekir, bu saldırıların mültecilerin koşullarını daha da ağırlaştırdığını ve kampta yaşayan mültecilerin psikolojik olarak da yeni bir travma yaşadıklarını söyledi.

Rubar Kampının Türk devleti tarafından bombalandığı gün Recim Silebi Sınır Kapısı yakınlarında DAIS’,m de mültecileri katlettiğine dikkat çeken Arife Bekir, “Türk devletinin saldırılarında 4 kamp sakini yaralandı. DAIS’te onlarca mülteci sivil insanı uykularında katletti. Her iki saldırıda aynı merkezde planlandığını gösteriyor. Türk devleti bir yandan onları sınırlarda katlederken diğer yandan da sanki Efrîn’e geldikleri için onları bombalayarak intikamını alıyor.”

‘ÇAĞRILARIMIZA KULAK TIKADILAR’

Saldırılar sonrası tüm dünyaya, uluslararası topluma ve güçlere çağrıda bulunduklarını ama çağrılarına yanıt alamadıklarını anlatan Arife Bekir devamla şöyle konuştu: “şu anda Suriye’de yaşanan sorun gibi mülteci sorunu da uluslararası bir sorundur. Uluslararası topluma, güçlere, yardım kuruluşlarına ‘Gelin Rubar Kampı’nı inceleyin, bu saldırıları, maddi ve manevi yarattığı tahribatı yerinde görün’ dedik. Fakat bir Rus heyeti dışında kimse ilgi göstermedi. Herhangi bir yanıt alamadık.”

‘BU TRAJEDİYE ENGEL OLALIM’

Arife Bekir değerlendirmesini şu çağrıyla sonlandırdı: “buradan bir kez daha dünya kamuoyuna, uluslararası topluma sesleniyorum. Suriye’de iç savaşla bir insanlık trajedisi yaşandı, yaşanıyor. Mülteci sorunu da bu trajedinin en ağır parçalarından biri. Türk devletinin Rubar Mülteci Kampı’na saldırması, DAIS’inde Recim Silebi sınır kapısında yaptığı katliam bu trajediyi daha da ağırlaştı.

Türk devleti tarafından gözlerimizin önünde insanlığın her gün yeniden öldürülmesine izin vermeyelim. Mülteci insanlarımızın güvenliği ancak Türk devletinin ve çetelerinin saldırılarına güçlü tepki verip durdurmakla olur. Türk devletinin bu saldırılarını durduralım ve mülteci insanlarımıza yardım edelim.”