'Türkiye gençliği yüzünü Rojava’ya daha fazla döndü'

SGDF Eş Genel Başkanı Çoban, Suruç katliamı ile Türkiye gençliğinin Rojava devriminden koparılmak istendiğine işaret ederek “aksine Türkiye gençliği yüzünü Rojava’ya daha fazla döndü” dedi.

Rojava devrimi ile dayanışma amacıyla yola çıkan Türkiyeli 33 sosyalist gencin katledildiği Suruç katliamının 3. yılında Türkiye gençliği yüzünü daha fazla Rojava devrimine döndü. Katliamın AKP’nin Türk ve Kürt halklarının birliğine yönelik saldırısı olduğunu belirten Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu SGDF Eş Genel Başkanı Ceren Çoban, katliamın 3. yıldönümünde katliamı ve hedeflerinin ANF’ye değerlendirdi.

‘SURUÇ, AKP’NİN HALKLARDAN İNTİKAMIYDI’

Suruç katliamının siyasi atmosferinin önemine vurgu yapan Çoban, 7 Haziran’da büyük bir siyasi yenilgi yaşayan AKP-Saray hükümetinin bunun hesabını yeni bir yaşam arayışı olan halklardan, gençlerden almaya başladığını belirtti. Çoban, Suruç katliamının bu sürecin başlangıcı olduğunu anımsatarak, son iki yılda yaşananların da bu sürecin devamı olduğunu kaydetti.

Suruç katliamı ile hedeflenenin, gençlerin halklar arasında kurmaya çalıştığı birleşik mücadele köprüsü olduğunu belirten Çoban “Türkiye’de 7 Haziran gibi bir başarı elde etmişti HDP, halkların başka bir yaşam arayışı vardı. Rojava’ya baktığımızda orada bir devrim inşa ediliyordu. Çok açık ki coğrafyamızda yeni bir yaşam arayışını en üst düzeyde olduğu, görüldüğü bir dönemdi” dedi.

‘KATLİAM, AKP-MİT-IŞİD ORTAKLIĞIDIR’

Gençliğin, o dönemde tarihsel bir sorumluluğu omuzlayarak Rojava’ya doğru yola çıktığını kaydeden Çoban, şöyle devam etti: “O dönemde yola çıkarken şunu söyledik ‘her yıl yaptığımız yaz kampları var, tarih bizden bu yıl bir yaz kampı değil, bir sahil kenarı değil, Kobanê’yi yeniden inşa etmeyi bekliyor” diyerek yola çıkmıştık.”

Çıktıkları bu yolda katledilmelerinin AKP-MİT-IŞİD işbirliği olduğunu söyleyen Çoban, o günden bu yana Suruç katliamının bir savaşın başlangıcını oluşturduğunu gördüklerini belirtti. Çoban, bu katliam aydınlatılmazsa yeni katliamların olacağını söylediklerini ifade eden Çoban, sonrasında yaşanan katliamlara dikkat çekerek “Ankara katliamı ile karşılaştık, 2015- 2017 süreci coğrafyamız açısından infazlar, katliamlar dönemi olarak yaşandı, sarayın savaş politikalarının girmediği ev kalmadı” ifadelerini kullandı.

‘KANLARIMIZ KARIŞTI’

Suruç katliamının bir yanıyla da Türkiyeli gençlerin kanının Kürdistan’a bulaşmasını sağladığını dile getiren Çoban, kanın kana karışması ile bir devrimin açığa çıktığını ve bu nedenle Türkiyeli ve Kürdistanlı gençlerin ortak mücadelesini oluşturma, Türkiye ile Kürdistan halkları arasında köprü oluşturma bakımından Suruç katliamının bir dönüm noktası olduğuna vurgu yaptı. Bugün artık milyonların adalet talebini haykırdığını söyleyen Çoban, artık herkesin adalete ihtiyacı olduğuna değindi.

IŞİD’in zulmüne uğrayan insanların yardımına giderken katledilen gençler için adalet istediklerini ama bugün tüm kesimlerin adalet istemeye başladığını ifade eden Çoban, adalet mücadelelerinin bugün tüm coğrafyanın talebi haline geldiğini de dile getirdi.

‘TÜRKİYE GENÇLİĞİ YÜZÜNÜ DAHA FAZLA DEVRİME DÖNDÜ’

Suruç katliamının ardından Türkiyeli gençlerin ger adım atmak bir yana daha fazla Rojava devrimine sahip çıktığını belirten Çoban, “Devlet bu katliam ile Türkiye gençliğinin Rojava devrimi ile bağını yok etmek istedi, ancak tersine aradan geçen iki yıl da devrim daha fazla Türkiye halkının gündemine girdi ve gençlik yüzünü Rojava devrimine döndü” diye belirtti. Rojava devriminin yıldönümünde, devrimi selamladıklarını dile getiren Çoban, Türkiye gençliği olarak Rojava devrimini sahiplenmeye devam edeceklerinin altını çizdi.