Almanya’nın Kürt siyasi aktivistlerine yönelik baskıları devam ediyor. Kürt kurumlarını kriminalize etme politikasında her dönem ısrar eden Alman devleti, sadece bu yıl 6 Kürt siyasetçiyi tutukladı. Şuan 8 Kürt siyasi aktivist Almanya cezaevlerinde ağır şartlar altında tutuklanmaktalar.
Söz konusu siyasetçiler, 129b maddesinden yargılanıyorlar. Bu maddeden yargılanmak için Adalet bakanlığından özel izin gerekmektedir.
Almanya’da tutuklu olan Kürt siyasetçilerin avukatları, Almanya Adalet Bakanlığına bir dilekçe ile başvurarak, Kürt siyasetçilerin 129b maddesiyle yargılanmalarına dair verdiği özel izni kaldırmasını ve geri almasını talep etmişlerdi. Ancak bakanlıktan henüz bir cevap verilmiş değil.
129B MADDESİ NEDİR?
129b ise Almanya'da 11 Eylül saldırıları ardından yürürlüğe giren ‘anti-terör' yasalarının içinde en çok tartışılan maddelerinden biriydi. Yasa, yabancı örgütleri kapsayan şiddet eylemlerini gerçekleştirme potansiyeli taşıyan hedeflerini tespit edilmesi halinde söz konusu örgütün takibata alınmasını öngörüyor.
“Uluslararası terörizmle mücadeleyi kolaylaştırılma” mantığıyla yürürlüğe giren yasa, Almanya dışında herhangi bir politik şiddet eylemine katılan kişi ve grupların da Almanya'da yargılanabilmelerinin önünü açıyor. 2003 yılında yürürlüğe giren madde, 11 Eylül saldırıların ardından AB'nin “Terörist örgütler” listesine dayandırılıyor. 2 Mayıs 2002'de AB'nin "Terörist örgütler" listesini açıklayan Avrupa Komisyonu, bu listeye PKK'yi de almıştı.
İŞTE ALMANYA ZİNDANLARINDAKİ 8 KÜRT SİYASETÇİSİ
Metin Aydın: 3 yıla yakındır Alman devleti tarafından zindanda tutuluyor. Metin Aydın, Alman devletinin baskısı sonucunda İsviçre’de tutuklandı. İsviçre’de uzun süre tutuklu kalmasına rağmen, Alman devletinin yaptığı baskı sonucunda Aydın, Almanya’ya götürüldü. Aydın hala tutuklu.
Abdullah Şen: 3 yıldır tutuklu. Kendisine isnat edilen herhangi şiddet olayı bulunmamaktadır. Buna rağmen serbest bırakılmamaktadır.
Mehmet Demir: 1 yıla aşkın süredir tutuklu. Ortada hiç bir delil yok iken, Demir gözaltına alındı ve tutuklandı. Mahkemesi yapıldı. 129 b maddesine göre cezalandırıldı.
Ahmet Çelik: Temmuz ayında gözaltına alındı ve tutuklandı. Tüm Almanya kamuoyu tarafından da bilinen bir Kürt siyasetçisidir. Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu YEK-KOM’un başkanlığını da yaptı. Çelik siyasi nedenlerden dolayı baskı ve zulmüne uğradığı Türkiye’yi terk ederek Almanya’ya göç etmek zorunda kaldı. Almanya’da da aynı durumla karşılaştı. Ciddi sağlık sorunlarından dolayı günlük olarak tedavi görmesine rağmen, Alman devleti bu insani durumu bile dikkate almadan Çelik’i tutukladı. Ailesi ve çocukları da hapishane ve ev arasında mekik dokumak zorunda bırakıldı.
Bedrettin Kavak: Ağustos ayında gözaltına alındı ve zindana atıldı. Kavak, siyasi nedenlerden dolayı 24 yıl Türk devletinin zindanlarında da kaldı. 1980’lerde Amed zindanından her türlü işkenceye maruz kaldı. Çok ağır sağlık sorunlarından dolayı, tedavi amaçlı olarak Fransa’ya iltica etmişti. Ciddi sağlık sorunlarına rağmen Alman devleti tarafında zindanda tutuluyor.
Kenan Bastu: Hiçbir neden ortada yok iken Ekim ayında tutuklandı. Alman federal savcılığı Bastu’nun tutuklanmasını gerekli görmezken, Celle savcılığı tarafından tutuklandı. Bastu, HDP’nin Hanover’deki seçim çalışmalarını koordine ediyordu. Bir dönem Paris’te Halk Meclisi Başkanlığı görevini de yürüten bir Kürt siyasetçisidir. Kenan Bastu’nun, Angela Merkel’in 18 Ekim’de Türkiye’ye yaptığı ziyaretten hemen sonra tutuklanması ise dikkat çekici!
Mustafa Çelik: Kasım ayında doktor tedavisinde iken Alman polisinin baskını sonucunda gözaltına alındı. Hapishaneye gönderildi. Mustafa Çelik, Türk devletinin saldırıları sonucunda yaralanan bir Kürt siyasetçisidir. Alman devleti Çelik’i tutuklayarak sağlık sorunlarının daha da ağırlaşmasına neden oluyor. Çelik, tıpkı Kenan Bastu gibi Merkel’in Türkiye ziyaretinin hemen sonrasında tutuklandı.
Ali Özel: Bir yıla aşkındır Alman zindanlarında tutuluyor. Savcılık, iddialarının hiç birini delil sunamadığı halde serbest bırakılmamaktadır.
ALMAN SİLAHLARI İLE KÜRTLER KATLEDİLDİ
Alman devleti 1990’lı yıllarda da Kürdistan’daki savaşa taraf oldu. Türk devletinin yanında yer aldı. İki Almanya’nın birleşmesi ile Doğu Almanya’dan kalan 300 bin kalaşnikof ve 300 BTR-60 piyade tankı, 5 bin makinalı tüfek, 100 bin bazuka (B-7, RPG) ve 445 milyon mermiyi Türkiye’ye hibe olarak verdi. Türk devleti bu Alman silahları ile Kürdistan’da katliamlar yaptı.
ALMANYA NEDEN DAİŞ’İ KORUYAN BİR DEVLETE DESTEK VERİYOR?
Kürtlerin insanlık adına DAİŞ barbarlığına karşı savaştığı bir dönemde, Almanya devleti, tıpkı Türkiye gibi, saldırılarına hiç ara vermedi. Türkiye’nin 24 Temmuz’da Kürtlere karşı başlattığı savaş ve saldırı silsilesine Alman devleti de bir şekilde dahil oldu.
Türkiye’nin DAİŞ’i korumak için Kürtlere saldırması anlaşılır bulunmakla birlikte, Almanya devletinin DAİŞ’i koruyan Türkiye’ye destek vermesi ciddi kuşku ve soru işaretlerine sebep oluyor. Kürt kurum ve kuruluşları, Alman devletinin bu politikasını DAİŞ’e verilen dolaylı bir destek ve moral olarak değerlendiriyorlar.