Tutsak ailelerinden 'Çocuklarımız için birleşelim' çağrısı

Tutsak aileleri, başlattıkları “Hapishanelerde Ölüm İstemiyoruz, Yaşamı Savunuyoruz” eyleminde tüm ailelere katılım çağrısında bulundu.

Hasta tutsakların serbest bırakılması için Van ve Diyarbakır’da başlatılan “Adalet Nöbeti” İstanbul’da da sürüyor.

Tutsak yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi tarafından, şube binasında  “Hapishanelerde Ölüm İstemiyoruz, Yaşamı Savunuyoruz” başlığıyla her Cumartesi düzenlenen eylem, bu hafta da çok sayıda kişinin katılımıyla yapıldı. İlki geçen hafta gerçekleştirilen nöbet eyleminde bu hafta da hasta tutsakların durumuna dikkati çekilerek, serbest bırakılmaları istendi.

ÇÖZÜM YOLLARI ARIYORUZ

Açılış konuşmasını yapan İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri, hasta tutsakların sağlığa erişim hakkının engellendiğine işaret ederek, bu duruma tepki olarak toplandıklarını ve çözüm yollarını aradıklarını belirtti.

NE ÇOCUKLARIMIZ NE DE BİZ BAŞ EĞMİYORUZ

Etkinlik daha sonra katılımcıların serbest kürsüde yaptığı konuşmalarla sürdü. İlk olarak Silivri Cezaevinde kalan Yakup Akman’ın annesi Fince Akman söz alarak, tüm tutsaklara selam gönderdi. Akman, çocuklarının tek suçlarının Kürt olduğunu vurgulayarak, “Çocuklarımıza ya Türk olursunuz ya da başınızı ezeriz dediler. Ama bizler asla baş eğmedik. Çocuklarımız baş eğmedi bizler de baş eğmiyoruz” dedi.

BİRLEŞİRSEK BASKILARI DURDURABİLİRİZ

Ardından tutsakların yaşadığı sorunları anlatan Akman, tutsaklara sıcak su verilmediğini, açık görüşlerin yarım saate düşürüldüğünü hatırlattı.

Silivri Cezaevi’nde Azad isimli bir tutsağa cezaevi müdürünün “Size özel olarak buraya atandım” dediğini ifade eden Akman, “Tutsaklara baskı yapılıyor. Azad isimli tutsak da bu baskılara karşı çıktığı için darp ediliyor. Gardiyanlar işkence uyguluyor. Bizlerin Azad için ses çıkarması gerekiyor. Bir ay içinde 7 tutsak yaşamını yitirdi. Tüm ailelerin cezaevlerinde cenazeler çıkmasın diye ele ele vermesi gerekiyor. Anca birleşirsek sesimizi duyurur ve baskıları durdurabiliriz” diye konuştu.

Cezaevine gittiği zaman da baskılarla karşılaştıklarını paylaşan Akman, “Zaten onları tutuklamışsınız elinizdeler, onlardan ne istiyorsunuz. Sıcak su neden vermiyorsunuz? Açık görüşte ağzımızın içine bakıyorsunuz. Biz çocuklarımıza ne diyeceğiz” sözleriyle cezaevi yönetimlerine seslendi. Akman son olarak da “Ne yaparsa yapsınlar, bizler sonuna kadar Kürt’üz ve çocuklarımızın yanındayız” dedi.

RAHATSIZLIKLARI ARTTI

Ardından Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu Ruken Yıldız’ın annesi Hatice Yıldız konuştu. Kızının rahatsızlıklarının arttığını dile getiren anne Yıldız, durumunun ağırlaştığını belirtti. “Devlet yetkililerine sesleniyorum; başta kızım olmak üzere tüm hasta tutsaklar serbest bırakılsın” diyen Yıldız, kızının şu an tekli odaya konduğunu söyledi.  

Yıldız, kızının Iğdır Cezaevi’ne sürgün edilmesiyle anne ve babası olarak kızlarını görmeye gidemediklerini ifade etti. 

ÇOCUKLARIMIZ İŞKENCE VE TECRİT ALTINDALAR

Daha sonra da söz alan tutsak yakını Dilşat Ubic, bütün tutuklular için orada olduğunu ifade etti. “Çocuklarımız tecrit altındalar işkence görüyorlar” diyen Ubic, şöyle devam etti: “Çocuğum şu an tekli hücrede. Tüm tutuklu aileleri yan yana gelsin el ele versinler. Çocuklarımız işkence görüyorlar. Çocuklarımız, haklarımız ve kendimiz için yan yana gelmeliyiz. Devlet bizi düşman olarak görüyor zaten bizlerin bu yüzden yan yana gelmesi gerekiyor. Çocuklarımızın cenazeleri cezaevlerinden çıkıyor. Sesimizi çıkarmaz isek yarın bizim çocukların da cenazeleri cezaevinden çıkacak.”

Ubic, ailelere çocuklarıyla Kürtçe konuşmaları yönünde de çağrıda bulundu.

HASTA TUTSAKLAR ÖLÜME MAHKUM EDİLİYOR

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) üyesi ve tutsak yakını Hıdır Sabur, oğlunun ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığını vurguladı. Sabur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler de bu ülkenin vatandaşıyız. Anayasa’da da deniliyor; ‘herkes kanun karşısında eşittir’. Salgında yasa çıkarıldı ama siyasi tutsaklar bu yasadan faydalanamadı. Evlatlarımızı bırakmadıkları halde bir kurul oluşturmuşlar. Bu kurul ‘Bu istediğim adam’ derse çocuklarımızı bırakacaklar. Bine yakın hasta tutuklumuz var. Çok sayıda insanı cezaevinden çıkardılar ama hasta tutuklular ölüme mahkum ediliyor.”

Ailelere  bir araya gelinmesi çağrısında bulunan Sabu, “Hiç çekinmeden bir araya gelmeli, çocuklarımız için eylem yapmalıyız. Bir araya gelirsek geri adım attırabiliriz” dedi.

EN ÇOK HAK İHLALİ CEZAEVİNDEN GELİYOR

Serbest kürsünün ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun katılımıyla söyleşi düzenlendi.

Kendisine bugüne kadar pek çok hak ihlali başvurusu geldiğini ve gelen başvuruların birçoğunun da cezaevlerinden geldiğinin altını çizen Gergerlioğlu, özellikle sağlık hakkına erişememe konusunda başvuruların olduğunu belirterek cezaevlerinde yaşanan sorunlara dikkati çekti.

SAĞLIK HAKLARI İHLAL EDİLİYOR

Devletin sorumluluğunu yerine getirmediğini sözlerine ekleyen Gergerlioğlu, devletin bir hukuk devleti olmadığını söyledi. Siyasi tutsakların her geçen gün arttığını vurgulayan Gergerlioğlu, “3 yüz bini aşkın mahpus var. Ama cezaevlerinin kapasitesi 2 yüz 50 bin. Tıkış tıkış olan cezaevleri var. Tecrit uygulanan cezaevleri var. Özellikle T tipi cezaevlerinde bu uygulanıyor. Sosyal haklarına dair ağır ihlaller yaşanıyor. Sohbet, kitap okuma, giyim kuşam da ihlaller arttı. Pandemi ile beraber sağlık hakkı ihlali en baş aktör olarak açığa çıktı. Rutubetli, güneş görmeyen, her tarafı beton, toprağın bile olmadığı bir ortam. İstediği yiyeceği bulamayan kantine mahkum olan alanlarda fizyolojik ve psikolojik sorunların açığa çıkması normaldir” diye konuştu.

TÜRKİYE BİRİNCİ SIRADA

Ardından hasta tutsakların yaşadıkları sorunlara vurgu yapan Gergerlioğlu, tutsak ölümlerde Türkiye’nin dünyada ikinci sırada olduğunu ve siyasi tutsaklarda ise rekor kırarak dünyada birinci olduğu bilgisini verdi. Cezaevlerinde yüz bini aşkın siyasi tutsağın olduğunu hatırlatan Gergerlioğlu şunları söyledi: “Eğer hukuka geçemezsek bu vahamet daha da büyüyecek. Hak örgütleri nöbet eylemleri ile bu durumlara dikkat çekmek istiyor şu anda. Bunlara duyarlılık gösterilmesi gerekiyor. Faşist bir anlayış devam ettiği müddetçe bu sorun da devam edecek. İktidarın hedefi maalesef bu sayıları artırmayı amaçlıyor. Vahametin daha da artacağı anlamına geliyor. Buna karşı neler yapılabilir sorusunun cevabını bulmalıyız.”

BAŞVURULARINIZI YAPIN

Kamu Denetçiliği Kurumu’na aile başvurularının geri dönüş olmadığı için azaldığını ve iktidarın bunu hak ihlallerinin azaldığı yönünde yorumlandığını aktaran Gergerlioğlu, ailelere her kuruma ayrı ayrı başvurularını yapmaları çağrısında bulundu.

ATK’YE KARŞI EYLEM

Gergerlioğlu’nun konuşması ardından katılımcılar da söz hakkı alarak mücadelenin önemine değindi.  

Konuşmacıların birçoğu Adli Tıp Kurumu’nun verdiği tartışmalı kararlara karşı çıkılması ve buna karşı eylemselliğe geçilmesi yönünde görüş bildirdi. Söz alan Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ)  Dönem Sözcüsü Ertan Çıta, her hafta tutsak aileleri ile birlikte ATK önünde eylem yapma kararı aldıklarını ve bu konuda her kesin eylemlerine katılım göstermesi çağrısında bulundu.

Bu haftaki nöbet eylemi konuşmaların ardından sona erdi.