Tutsaklar mektup gönderdi: Ceza, yasak, saldırı, işkence...
Ajansımıza mektup gönderen tutsaklar, yaşadıklarını anlatırken, can güvenliklerinin de olmadığını belirtti ve duyarlılık çağrısında bulundu.
Ajansımıza mektup gönderen tutsaklar, yaşadıklarını anlatırken, can güvenliklerinin de olmadığını belirtti ve duyarlılık çağrısında bulundu.
AKP/Saray rejimi, ülkeyi "açık cezaevi"ne çevirirken, cezaevlerindeki tutsaklara dönük saldırı ve hak ihlalleri de artıyor. Mektup gönderen tutsaklar, yaşadıklarını anlatırken, can güvenliklerinin de olmadığını belirtti ve duyarlılık çağrısında bulundu.
AKP/Saray tarafından 15 Temmuz'daki darbe girişimi bahane edilerek ilan edilen OHAL ve KHK’lerle hukuk ayaklar altına alınıyor. Türkiye ve Kürdistan’daki cezaevleri birer toplama kampı haline getirildi. Cezaevlerinde işkence ve kötü muamele ile hak ihlalleri de eksik olmuyor.
JANDARMA VE POLİS İLE KOĞUŞLAR BASILIYOR
Şakran Kapalı Kadın Cezaevi’nden ajansımıza gönderilen mektupta, OHAL ilanıyla birlikte siyasi tutsaklar üzerindeki baskının giderek arttığı belirtildi. Mektupta, jandarma ve polis eşliğinde koğuşlara yapılan baskınlarda tutsakların eşyalarının tahrip edildiği; mektup, defter, fotoğraf ve kitaplara el konulup yırtılarak tutsaklara hakaret edildiği ancak tüm kışkırtmalara rağmen tutsakların soğukanlı davranarak saldırı zeminini dağıttığını aktarılıyor.
HAK ARAYIŞINA CEZA
Mektupta, cezaevi yöneticileri ve devlet güçlerinin en küçük hak arayışına dahi tahammül edemeyerek disiplin cezalarına başvurduğu ve bu yöntemle amaçlananın tutsakların infazlarının yakılması olduğu, zaten cezaevinde bulunan 2 tutsağın da infazının yakıldığı belirtiliyor.
ÜÇTEN FAZLA KİŞİNİN AYNI KAREDE FOTOĞRAF ÇEKMESİNE BİLE İZİN YOK!
Tutsaklar, OHAL ile ayda bir olan açık görüşün iki aya çıkarıldığı, 1 saat olan görüşlerin 45 dakikaya indirildiği, resmi olmayan yollarla mektuplara el konulması gibi uygulamalarla aileler ve dışarıdaki yaşam ile bağlarının koparılmaya çalışıldığını yazdı. Tutsaklar, tahliye edilen arkadaşlarından boşalan odadaki arkadaşlarının bir odada toplanmasına izin verilmediğini, 3 kişiden fazla kişinin aynı fotoğraf karesinde yer almasının yasak olduğunu, koğuşlar arası görüşmelerin ise engellendiğini aktarırken, bu uygulamaları bir tür tecrit olarak değerlendiriyorlar.
YATAK YOK; ONLARCA TUTSAK YERDE UYUYOR
Bandırma 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden gelen mektupta ise; tutuklama ve sürgünlerden kaynaklı 12 kişilik odalarda 21 kişinin kaldığı, sayının fazla olması nedeni ile her odada en az 3 kişinin yatacak yer olmadığı için yerde yattığı bilgisi verildi. Mektupta, cezaevinin bir sürgün noktası olarak belirlendiği için, Sincan, Kırıkkale, Amed, Osmaniye, Tekirdağ, Edirne gibi kentlerden buraya tutsakların sürüldüğü, sürülen tutsakların geldikleri gibi asker ve gardiyanların saldırısına maruz kaldığı ifade edildi.
235 kişinin bulunduğu cezaevinde sayının çokluğundan kaynaklı tuvalet ve banyo kuyruklarının oluştuğunu, ilk haftalar tutsaklara sandalye verilmediği için yaklaşık iki hafta boyunca yemeğin ayakta yenildiği de aktarılıyor.
GÖRÜŞLER KEYFİ OLARAK ENGELLENİYOR
Tutsaklar, haftada bir olan telefon hakkının 15 günde bire çıkarıldığını, gazete ve televizyonun engellendiğini, üç arkadaşlık görüş hakkının ellerinden alındığını, bazı tutsakların görüşe çıkarılmadığını, avukatlarla görüşecekleri odalara kamera, dinleme cihazı ve gardiyan yerleştirildiğini, bu nedenle avukatlarla bu odalarda görüşemediklerini de yazdı.
CAN GÜVENLİKLERİ YOK, DUYARLILIĞA ÇAĞIRIYORLAR
Son olarak cezaevlerinde can güvenliklerinin bulunmadığını belirten siyasi tutsaklar, Kürdistan ve dünya kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.