Tutsaklara sürgün ve çıplak arama işkencesi

Sürgün edilen tutsak Mehmet Işıktaş, açlık grevine girdi. Çıplak arama işkencesi yapılan yüzde 90 engelli Şaban Kaygusuz da halen revire götürülmedi.

Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden 7 tutsak, 20 Ekim’de apar topar Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi, Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi, Konya Seydişehir T Tipi Kapalı Cezaevi, Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi, Bünyan 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi ve Konya Ereğli T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi.

 Konya Ereğli T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilen tutsak Mehmet Işıktaş, babası Eyüp Işıktaş ile yaptığı telefon görüşmesinde, diğer tutsaklarla beraber sürgün sırasında yaşadıkları hak ihlallerini anlattı.  

'BATTANİYE BİLE VERİLMEMİŞ'

Baba Işıktaş, oğlunun sürgün edildiği gün, kapalı görüş günü olduğunu ve o güne kadar hiçbir şekilde sürgünlerden haberdar olmadığını aktardı. Oğlunun sürgün edildiği yeri 23 Ekim günü kendisini telefonla aramasıyla öğrendiğini dile getiren Baba lşıktaş, “Görüşe gittiğimiz gün başka bir yere sürgün edildiğini öğrendik. Oğlumun nereye götürüldüğüne dair yetkilerden bilgi almak istedik, fakat bize ‘güvenlik’ gerekçesi öne sürülerek ne bize ne de avukatlara bilgi verildi. Üç gün sonra önce avukatı daha sonra da oğlum bizi aradı. Böylece yerini öğrendik” diye belirtti.
Sürgün edildikleri esnada üzerindeki elbise hariç hiçbir eşyalarını almasına izin verilmediğini aktaran Işıktaş, oğlu ringle götürülürken kendisine baskı uygulandığını söyledi. Önce karantina için 14 gün tek odada kalan oğlunun, idarenin adli tutuklularla kalması için dayatmalarda bulunduğunu kaydeden Işıktaş, dayatmayı kabul etmeyen oğlunun gardiyanlarla sözlü tartışma yaşadıktan sonra hücreye atıldığını belirtti. Işıktaş, “Oğluma hücrede sadece yatması için sünger verilmiş. Kendini örtmek için battaniye dahi kendisine verilmedi” dedi.

AÇLIK GREVİNE GİRDİ

Oğlunun kendisine yönelik bu baskıları kabul etmeyeceğini ve asla adlilerle birlikte kalmayacağını cezaevi idaresine ilettiğini belirten Işıktaş, oğlunun kendisine “Benim düşüncem ile adlilerin düşünceleri farklıdır. Aynı ortamda bulunmamız söz konusu dahi olamaz. Eğer cezaevi idaresi bu taleplerinden vazgeçmezse ve beni bulunduğum dosyadaki arkadaşlarımın arasına göndermezse, açlık grevi eylemini başlatacağım” dediğini aktardı.
Oğlunun en son 9 Kasım’da kendilerini arayarak 3 gündür açlık grevine girdiği bilgisini ileten Baba Işıktaş, oğlunun durumundan kaynaklı endişeli olduklarını belirtti.  

ELİ VE AYAĞI OLMAYAN TUTSAĞA İŞKENCE

Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden 19 Ekim’de Kayseri Bünyan 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilen, bir eli ve ayağı olmayan, yüzde 90 engelli raporlu Şaban Kaygusuz (24), ayakta sayım dayatmasına maruz kaldı. Sürgün edildikten sonra ailesiyle yaptığı haftalık telefon görüşmesinde cezaevi girişinde çıplak arama işkencesine maruz kaldığını vurgulayan Kaygusuz, kabul etmediği için 5 gardiyanın kıyafetlerini yırtarak ve darp ederek çıplak arama yaptığını kaydetti. Yaşananlarla ilgili Kaygusuz’un ailesinin başvurusu sonrası 5 Kasım'da avukat görüşü sağlandı. Avukat görüşü ardından İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileler Dayanışma Derneği (Çukurova TUHAY-DER) Mersin şubeleri, Kaygusuz ile ilişkin rapor hazırladı. Raporda Kaygusuz'a halen ayakta sayım dayatıldığı ve darp sonrası halen rapor için revire götürülmediği belirtildi.
Raporda şöyle denildi:
"19.10.2021 tarihinde Diyarbakır D Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Bünyan 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sürgün edildiğini, sürgün sırasında herhangi bir sorun ile karşılaşmadığını fakat hapishaneye kabulde kendisine çıplak arama dayatıldığını, çıplak aramayı kabul etmediğini, çıplak aramayı kabul etmemesi nedeniyle kendisinin darp edildiğini, yere atılarak kıyafetlerinin zorla çıkarıldığını, yere fırlatılması esnasında dizinden itibaren kesilen bacağının üzerine düştüğünü,  bu nedenle bacağının yaralandığını,  yarasının hala iyileşmediğini, ağrılarının devam ettiğini, kıyafetleri çıkarılırken işkence ve kötü muameleye devam edildiğini belirtmiştir.
Sağ kol ve bacağı olmayan tutsak, tek başına hayatını idame ettiremeyecek durumda olduğunu fakat buna rağmen hapishaneye kabulde tekli odada tutulacağının kendisine söylendiği, çabaları sonucu arkadaşları ile aynı odaya alındığını belirtmiştir. Ayakta sayımın dayatıldığını, gerek insanlık onuru ile bağdaşmaması gerekse de bedensel engeli olması nedeniyle ayakta sayım vermesinin mümkün olmadığını fakat buna rağmen ayakta sayım dayatmasının devam ettiğini, ayakta sayım vermemesi nedeniyle gardiyanlarca üzerine oturmuş olduğu plastik sandalye ile beraber havalandırmaya fırlatıldığını, dizinden itibaren kesilen sağ bacağında yeni yaraların oluştuğunu belirtmiştir.
Tutsağın görüşüne gelen kardeşine gardiyanlardan birinin saldırdığını, gardiyanın kardeşini darp ettiğini belirtmiştir. Tüm bu işkence ve kötü muamele nedeniyle sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, darp raporu alınması talebinde bulunduğunu fakat darp raporu için hala hastane veya revire sevk edilmediğini, yaptığı suç duyurusunun akıbeti hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtmiş, yaşanan hak ihlalleri nedeniyle ayrıca tarafımızca da suç duyurusunda bulunulması talebinde bulunmuştur."