Tutsaklardan cezaevindeki baskılara karşı duyarlılık çağrısı
Tutsaklardan cezaevindeki baskılara karşı duyarlılık çağrısı
Tutsaklardan cezaevindeki baskılara karşı duyarlılık çağrısı
Denizli D Tipi Cezaevi'ndeki hak ihlali, keyfi uygulama ve baskılara dikkat çeken tutsaklar, adli kadın tutsakların siyasi kadın tutsaklara karşı idare tarafından kışkırtıldığını belirtilerek, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.
Denizli D Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutsaklar adına gönderilen mektupta cezeevinde artan keyfi uygulama, hak ihlali ve baskılara dikkat çekildi. Paris'te 3 Kürt kadın siyasetçisinin suikast sonucu katledilmesini kınadıklarını belirten tutsaklar, "Bu cezaevinde bulunan özgürlük tutsakları olarak Paris'te yoldaşlarımıza karşı yapılan alçakça saldırıyı nefretle kınıyoruz. Onların anılarına son nefesimize kadar bağlı kalacağımıza söz veriyoruz. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz" dedi. Cezaevinde artan baskılara dikkat çekilen mektupta, şöyle denildi: "Birçok cezaevinde olduğu gibi bulunduğumuz cezaevinde de yoğun baskılarla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz yıl atanan Cezaevi Müdürü Hasan Dönmezkuş'un gelmesiyle birlikte cazevindeki hak ihlali ve baskılarda bir artış oldu. Haftada 45 dakika olan spor faaliyetleri dışında hiçbir ortak alan faaliyetlerinden yararlanamıyoruz. Bu konuda başvuruda bulunduğumuz cezaevi müdüründen 'bu cezaevinin sohbet faaliyet yok' yanıtı aldık. Ayrıca cezaevinde bulunan diğer tutuklu arkadaşlarımızla mektuplaşma hakkımız olduğu halde bundan faydalanamıyoruz."
Mektupta, cezaevinde bulunan tutuklu kadın öğrencilerin, Roboski katliamını protesto etmek amacıyla slogan attıkları için disiplin cezası aldığı kaydedildi. "İdare tarafından kışkırtılan adli kadın tutsaklar, kadın arkadaşlarımıza taciz ve hakarette bulunuyorlar" denilen mektupta "Yanı başımızda bulunan arkadaşlarımıza Acele Posta Servisi (APS) olarak yolladığımız mektuplar 15-20 gün sonra veriliyor. İç mektup, sohbet hakkı yasak. Cezaevi müdürlüğü ya da cezaevi savcılığına yazdığımız görüşme dilekçelerimiz kabul edilmiyor. Görüşmek için mutlaka Pazartesi günü dilekçe yazmamız gerekiyor. İnfaz hakimliğine yazdığımız birçok başvuru idarenin inisiyatifine bırakılıyor. Adeta ortak bir ittifak yapılarak, haklarımız sınırlandırılarak bu cezaevinde tek adam diktası oturtulmaktadır. Keyfi verilen disiplin cezaları ile sindirme politikası izliyorlar" ifadelerine yer verildi.
Koğuştan çıkarken cezaevi tarafından verilen kimlikleri göstermek zorunda kaldıklarını belirten tutsaklar, aksi taktirde dışarı çıkarılmadıklarını ifade etti. Revire ancak haftada bir gün çıkabildiklerini belirten tutsaklar mektupta, "Hasta olduğumuzda bile o gün dışında revire çıkmamız mümkün değil. Hastaneye yapılan sevkleri aylar sonra yapıyorlar. Bazen 4-5 ay sürebiliyor. Sabah keyfi bir şekilde havalandırma kapısını 9'da açıyorlar. Kaldığımız odalar tek kat ve yatak, banyo ile yemekhane dâhil 20 metrekarelik olan odayı akşam erken kapatıp sabah geç saatte açıyorlar" denildi.
Tutuklanan ve cezaevine getirilen yeni tutsakların kendileri ile ilişkiye geçmemesi için adli tutsakların bulunduğu bloga götürüldüğü kaydedilen mektupta, ihtiyaç duydukları kimi malzemelerin kantinden karşılayamadıkları vurgulandı. Mektupta şunlar aktarıldı: "Örneğin, tekli traş bıçaklarının yerine 3'lü permatikler satılıyor. Postahanenin bedava verdiği faks kağıtları bizlere parayla satılıyor. Kalorifer giriş kapısının önünde olduğu için içeriye ısı vermiyor. Yemekler çok kalitesiz ve temizlik ihtiyacımızı gidermek için yeteri kadar su verilmiyor. Sıcak su verilmediği için bulaşık ve benzeri temizliklerimizi soğuk su ile yapmak zorunda kalıyoruz. Bu sorunlarımıza karşı tüm kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz."