Ýzmir Barosu, biber gazının insan saðlıðına zararlı olduðu ve kalıcı etkiler bırakması nedeniyle kullanımının yasaklanması için müracaat ettiði Ýçişleri Bakanlıðından özrü kabahatinden büyük dedirten cevap aldı. Bakanlık, Cop iz bırakıyor, gaz kullanımına devam edilecek dedi.
Hürriyet gazetesinden Banu Şenin geçtiði habere göre, Ýzmir Barosu, Haziran 2011de Hopada düzenlenen mitingde öðretmen Metin Lokumcunun biber gazı ile öldürülmesi örnek olarak gösteren Ýzmir Barosu, biber gazının insan saðlıðına zarar verdiði, ölümlere yol açtıðı için yasaklanması talebiyle Ýçişleri Bakanlıðına başvuruda bulundu.
Bakanlık Baroya özrü kabahatinden büyük dedirten bir cevap gönderdi. Bakanlık cevabında, Bu tür kimyasal maddelerin insan saðlıðına zarar verdiði ve hayat kaybettirdiðine dair bize bir rapor intikal etmemiştir iddiasında bulunarak, Cop kullanılması fiziksel zarar verdiðinden biber gazı kullanımına devam edilecektir dedi.
Ýzmir Baro Başkanı Sema Pekdaş, bakanlıðın verdiði cevap üzerine işlemin iptali için dava açtıklarını belirterek, ancak davalarının reddedildiðini söyledi. Davanın reddedilmesi gerekçesi ise tam bir hukuk rezaleti. Davanın reddedilme gerekçesinin hukuk açısından çok kritik bir olay olduðunu belirten Pekdaş, Bu davayı açmasında baronun taraf ehliyeti yoktur, barolar ancak meslek mensuplarıyla ilgili dava açılabilir' dendi.
Ýnsan saðlıðına zarar verilmesinin bir insan hakları ihlali olduðunu belirten Pekdaş, Baro bu konuda esastan yetkili kurumdur diyerek Danıştaya itirazda bulunduklarını belirtti. Çevrenin de bir insan hakkı olduðunu, kanuna raðmen bu yetkinin ellerinden alınmak istendiðini belirten Pekdaş, Danıştaydaki temyiz incelemesini beklediklerini söyledi. Pekda, Bakanlık 'Coplamayacaðız gazlayacaðız' diyor. Oysa bizim elimizdeki nükleer tıptan aldıðımız raporlar kimyasal gazların fiziksel kalıcı zararlar bıraktıðı yönünde. Bakanlık da bilimsel raporları önemli görmüyor. Kendi ellerinde resmi bir rapor olmadıðını söylüyor. Demek ki bilimsel raporlar deðil resmi raporlar önemli dedi.