Ýçli bir ezgi tadında yaşamak... - Ý. Açıkyer

Ýçli bir ezgi tadında yaşamak... - Ý. Açıkyer

Biz kırıldık, daha da kırılırız, bütün dünyada... Cemal Süreyya’nın bu dizeleri Kürtlerin tarihini anlatır nitelikte neredeyse.

Dün gibi hafızalarda diriliðini koruyor Roboski. Acıyla, sızıyla, isyanla, haykırışla bir yıl geçmişken Roboski’den bu yana. Katliamla bitirdi bir yılı ve katliamla girdi bir başka yıla Kürtler.

Tarihin kanlı yüzünün bu kez adresi Paris, Kürtlerin acılarının biriktiði yer. Kürtlerin asi soluklarının son nefesi.

Yurtsuz acılar biriktiriyoruz sürgünlerde. Yetmiyor, katliamların izlerinde kana bulanıyor gözyaşlarımız. Burkuluyor yüreklerimiz, sıðmıyor, taşıyor ruhlarımızda kabaran çıðlıðımız...

Yüzyıllardır aðıtlarımız yankılanıyor tarihin kanlı sayfalarında. Bundandır öteden beri bir yanımızın hep direniş, bir yanımızın hep isyan kokması. Ondandır gözlerimize sıðmayan gülüşlerimizin daðlı ve asi oluşu...

Çünkü geçmişin derinliklerindedir unutulmuşlarımızın süreti, sessizlerimizin avazı...

Açlıkla kırılıp, zindanla baðlanıp, sürgünle susturulup, kılıçtan geçirilip, diri diri yakılıp, kimyasal bombalarla vurulup, insansız uçaklarla parçalanıp daðılsa da kaçak bedenler, bir halkın ve insanlıðın acılarını başı dik göðüsleyenlerin, gökyüzüne bıraktıðı soluklarının yüzü suyu hürmetinedir ki, hayının, fesatçının, zalimin üstüne üstüne yürüyor Kürtler...

“Tarih günümüzde ve biz tarihin başlangıcında gizli” isek sıcak bir namlunun ucunda soðumaya yüz tutan nefesimiz, sefil suretlerin gölgelerine asla hapsolmaz.

Bilmek lazım gelir ki; yüzleri dað ateşiyle yıkanan o çocuklar, ihlal edip sürgünleri, göðün kalbine işleyip düşlerini, yürüdüler tarihin başlangıcındaki gizimize...

Ve biz, yüreðimizden kopup gelen sıcak bir selam yollarken onlara, yırtarak geçiyor kalbimizi zaman. Hani; "Biz şimdi gidiyoruz gibi ya dostlar, birgün döneriz elbet acısız..." Ýşte her yeni gün gidiyoruz o uzaklara ve yine dönüyoruz...

Yıldızlar gökyüzünden düşse yeryüzüne, biz yine biziz, biz yine Kürdüz ve biz yine hayatın içindeyiz...

Demem o ki;

Şairin dediði gibi “içli bir ezgi tadında” yaşıyor Kürtler ve nerede olursa olsun tükürüyor yüzüne celladın...