Ukranya’da genel seçimler sonrası iktidarını sağlamlaştıran Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, askeri sevkiyat ve savaş hazırlıklarına hız verdi.

Ukrayna ve bu ülkeden ayrıldıklarını açıklayan Donesk ve Lugansk cumhuriyetlerindeki seçimler ardından yapılan “tanımıyoruz açıklamaları”  ile birlikte Slav coğrafyasında sular tekrar ısınmaya başladı. Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko’nun ülkenin doğusunda yeni askeri güçlerin oluşturulması ve iç savaştan arta kalan güçlere (Kötü senaryolara karşı) askeri takviyelerin yapılması kararı şüphe uyandırdı.

Ukrayna’nın güney doğusunu kontrolleri altında tutan Rusya yanlısı milislerin Donetsk ve Lugans’ta halkın çoğunun katılımıyla yapılan seçimlerde yönetimlerine resmiyet kazandırmaları, Kiev’de rahatsızlık uyandırdı.

ZORLU BİR KIŞI BEKLEYEN DONBAS BÖLGESİ SAVAŞ TEHDİDİ ALTINDA 

İnsani yardımların Batı devletlerinin şartına bağlandığı bölgelerde kış şartları etkisini göstermeye başladı. İç savaş sonucu yıkıma uğrayan altyapı sorunları ile uğraşan bağımsızlık yanlısı bölgeler kışa hazırlanırken, Minsk Sözleşmesine rağmen savaş tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Ukrayna ajansları, Petro Poroşenko’nun, ülkenin doğusundaki milislerin Ukrayna’nın kontrolündeki diğer illerde de etkinlik kurabilecekleri endişesiyle bu bölgelere askeri takviye yapma talimatı verdiği haberleri geçti.

Devlet Başkanı Poroşenko’nun, Harkov, Mariupol ve Dneprepetrovsk’a ek ordu birlikleri sevk ettiği kesinlik kazandı.

Ukrayna’nın Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi toplantısında konuşan Poroşenko, “Olası saldırılara karşı Mariupol, Berdyansk, Harkov ve Lugansk’ın kuzeyinde yeni askeri birlikler oluşturulması talimatı verdim” dedi.

Kiev’in krizin barışçıl çözümünden yana olduğunu belirten Poroşenko, “Ukrayna, Minsk Anlaşması’nın şartlarının yerine getirilmesi için çok sorumlu davranacak. Ancak bu, karamsar, olumsuz senaryo karşısında kararlı hareket etmeyeceğimiz anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Petro Poroşenko’nun başkanı olduğu ve koalisyon ortağı partiler, Ukrayna parlamentosunda Minsk Anlaşması ile kabul edilen özerkliğin, ortadan kaldırılmasına karar vermişlerdi.