Portekizli ünlü yazar Fernando Pessoa'nın aktardıðı ünlü bir söz: Denize açılmak gerekir. Sonra ne olacaðı ise her ne kadar kesin formüller ve çözümler üretmeye çalışsa da kimsenin tek başına karar veremeyeceði bir bilinmeyendir. Denize açılmak ufku yeniden hayal etmek, tüm bilinenleri risk etmek, bütün bir sürecin yaratacaðı dönüşüme kendini açmak demektir.
Pessoa'nın bu ünlü sözünü temel alan "Denize açılmak gerek" başlıklı sergi Ýstanbul'daki Mısır Apartmanı'nda bulunan CDA galeri salonunda açıldı. Rossella Biscotti, Bureau of Melodramatic Research, Leidy Churchman, Bora Kantürk, Susanne Krieman, Maria Loboda, Yasemin Özcan ve University of Muri'nin farklı araştırmalarını ilişkilendiren sergi, malzemenin bir dil olarak görsel, hissel, dönüşümsel ve politik yönlerini ve sanatçıların malzemeyi farklı biçimlere dönüştürme yöntemlerini araştırıyor.
"Denize açılmak gerek" Berlin'de geçtiðimiz yıl Hakan Aksaygın, Natalie Czech, Nilbar Güneş, Runo Lagomarsino, Anca Munteanu Rimnic, Johannes Paul, Raether ve Pilvi Takala'nın katılımıyla gerçekleştirilen ve sanatçıların içinde bulundukları zamana cevaben malzemeyi nasıl yeniden tanımladıklarına ilişkin başlangıç sorularını soran "Yeni Aya Cevaben" sergisinin devamı niteliðinde.
Küratörlüðünü Övül Durmuşoðlu'nun yaptıðı serginin açılış gecesinde düzenlenen performansta ünlü yazar Fernando Pessoa temsili bir konuşma gerçekleştirdi.
"HAYAL KURMA YETÝMÝZÝ TÜKETTÝK"
Yazar Fernando Pessoa, denize açılmanın metafiziði üzerine yaptıðı konuşmada, "Bilirim ki, yaşam tiyatrosunda samimiyeti oynayanlar, rollerini en ikna edici şekilde icra edenlerdir. Bu satırları sööyleyen adamın hiçbir zaman salt bir benliði olmadı. Ben daha ziyade bir kitap kahramanı veya başkası tarafından okunan bir hayatım. Farklı oyuncuların, farklı oyunları oynadıðı boş bir sahneyim. Ne zaman ki, içimde başka bir benliðin yükseldiðini hissetsem, bu yeni varlıðın bana benzeyen tarafları olsa da, benden ayrı olduðunun farkına varıyorum" dedi.
Pessoa konuşmasına şöyle devam etti: "Düşündüðüm her neyse onlar hemen kelimelere dönüşür, imgelere karışır, ritme dökülürler ve apayrı şeyler olurlar. Ben Tanrı'nın ve ilerlemenin aynı dünyanın mitleri olduðuna inanan bir neslin parçasıyım. Biz eski dinlere ve modern din dışı kurumlara olan inancımızı kaybettik. Hayatı estetik olarak düşünmek elimizde kalan son şey, bir ruha sahip olmamızın tek nedeni. Bizim sorunumuz bireyci olmamız deðil, bireyciliðimizin devingenden ziyade duraðan olmasıdır. Sürekli soyutta, hayal gücümüzle başbaşa yaşadıðımız için hayal kurma yetimizi tükettik. Gemi denilen nesnenin amacı denize açılmak gibi büyük gözükebilir. Fakat geminin esas amacı bir limana ulaşmaktır. Biz kendimizi ulaşacak bir limanımız olmaksızın denize açılmışken bulduk."
Sergi açılışı Bükreşli sanat kolektifi Bureau of Melodramatic Research grubunun Ýstanbul'a konuk sanatçı olarak geldikleri dönemde yaptıkları araştırmadan yola çıkarak altın, simya ve aşk üzerine hazırladıkları bir performansla sona erdi.