Vedat Aydın unutulmadı

Vedat Aydın unutulmadı

Bundan tam 21 yıl önce bugün HEP Amed Ýl Başkanı Vedat Aydın işkence edildikten sonra öldürülmüş daha sonra da Elazıð’ın Maden ilçesindeki bir köprü altına atılmış cesedi bulunmuştu. O güne kadar Diyarbakır’daki tüm direnişleri örgütleyen Aydın’ın üç gün sonraki cenazesi büyük bir serhildana sahne olacaktı.

Kürt halk hareketinin ivme kazandıðı 1990'lı yıllarda etkin olarak devreye sokulan kontrgerilla çeteleri, mücadelenin kitle önderlerini hedef alan suikastlarla korku salarak mücadeleyi önlemeye çalıştı. Kırsalda köyler boşaltılırken, kentlerde sevilen, saygın Kürt aydınları kontrgerillanın 'kurbanlar listesi'ne dahil edildi. Listede kırmızı kalemle işaretlenenlerden biri de Vedat Aydın oldu. Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır Ýl Başkanı Vedat Aydın'ın 5 Temmuz 1991'de kaçırılıp 7 Temmuz'da infaz edilmesi, Bölge'de 'faili meçhul'lerin miladı olarak tarih sayfalarında yerini aldı.

5 Temmuz 1991 Cuma günü saat 23.45'te polis tarafından evinden alınan Vedat Aydın, yoðun işkence yapıldıktan sonra katledildi. Aydın'ın ailesi ve HEP Diyarbakır Ýl Örgütü'nün Emniyet Müdürlüðü, OHAL Valiliði, Diyarbakır Savcılıðı ve Merkez Jandarma Komutanlıðı'na yaptıkları başvurular, 'Bilgimiz yok' cevabıyla sonuçsuz kaldı. Aydın'ın cesedi Ergani-Maden yolu üzerinde bulundu. Cesedin bulunduðu 7 Temmuz sabahı Sabah gazetesi muhabiri Diyarbakır Emniyet Müdürlüðü'nü arayarak, 'kimliksiz bir ceset bulunduðunu ve kayıtlarında kayıp kişinin olup olmadıðını' sordu. Ancak Emniyet Müdürlüðü yetkilileri kayıtlarda kayıp bir ismin bulunmadıðını söyledi. OHAL Valisi ise bir gün sonra cesedin Vedat Aydın'a ait olduðunun açıkladı.

Cesedin bulunmasından sonra 10 Temmuz günü HEP Ýl binası önünde toplanan on binlerce kişi arabalarla Maden'e doðru yola çıktı. Yol boyunca binlerce insan konvoya katıldı. Konvoy Diyarbakır'a ulaştıðında kitlenin sayısı 100.000'i çoktan aşmıştı. Kılınan cenaze namazından sonra surların üzerinden ve Mardinkapı Polis Karakolu'ndan kalabalıðın üzerine ateş açıldı. 20’yi aşkın ölü ve yüzlerce yaralıya raðmen cenaze topraða verildi.

ZAMAN AŞIMINA 1 GÜN KALA SORUŞTURMA UZATILMIŞTI

Vedat Aydın'ın katledilmesi üzerine Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılıðı'nca açılan soruşturma geçen yıl 5 Temmuz 2011 tarihinde zaman aşımından düşmesine birgün kala, eşi Şükran Aydın'ın verdiði teşhis tebligatı sonrasında soruşturma dosyası zaman aşımına birgün kala uzatılmıştı.

Şükran Aydın, 4 Temmuz 2011 tarihinde Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılıðı'na verdiði ifadede eşini kaçıranların arasında Yeşil kod adlı kontrgerilla elemanı Mahmut Yıldırım'ın da bulunduðunu belirtince fotoðraflardan teşhis yapılmış ve Başsavcılık Yeşil hakkında "Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak" ve "örgüt faaliyeti çerçevesinde kasten adam öldürmek" suçundan yakalama emri çıkardı. Arama emri çıkarılması ardından, soruşturma zaman aşımından düştü.

HANEFÝ AVCI: VEDAT AYDIN CÝNAYETÝ JÝTEMÝN ÝŞÝ

Diyarbakır 6. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve aralarında Kayseri eski Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı korucubaşı Kamil Atak ve korucuların da yargılandıðı davada tanık olarak dinlenen dönemin Diyarbakır Emniyet Müdürlüðü Ýstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı, Diyarbakır'da görev yaparken Jandarma Asayiş Bölge Komutanlıðı bünyesinde JÝTEM diye bir birimin olduðunu belirterek şunları söylemişti: "Burada görev yaparken, Cem'ler, (Ersever), Arif'ler (Doðan) burada görev yapıyordu. Başlarında Cem vardı. Bu birimden Ankara Genel Komutanlık ve Ýl Jandarma Alay Komutanlıðı'nda da vardı. Biz zaman zaman toplantılarda bir araya gelirdik.

Polisin, jandarmanın ve MÝT'in içinde terörle başka tarzda mücadele etmek isteyen unsurların olduðu biliniyor. Bu birimdeki bazı kişiler, terörle mücadelede kanun dışına çıkmaya yatkın kişilerdi. Kanuna aykırılık durumu vardı. Benim dönemimde üç olaya şahit oldum. Diyarbakır'da bir avukatın (Mustafa Özer) arabasına yapılan bombalı saldırı vardı. O olaydan sonra kaçan bir araç durduruldu. Araçta bulunanların kendilerini JÝTEM'ci olarak tanıttıklarına dair bir telsiz anonsu yapıldı. Bir gazete bürosuna yapılan saldırı ve Vedat Aydın'ın öldürülmesi olayını soruştururken de buraya doðru gittiðini gördüm. Olayı bu grubun yaptıðı kanaatindeyim" dedi.

ÝTÝRAFÇILAR SERBEST BIRAKILDI

Yeşil hakkında arama kararı çıkarılması ve soruşturmanın zaman aşımından düşmemesi ardından Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılıðı, cinayete karıştıkları iddiasıyla 3 itirafçıyı 6 Temmuz 2011 günü gözaltına aldı.

Gözaltına alınan itirafçılar Hasan Adak, Murat Demir ve Halit Çelik, soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Savcılıða ifade verdikten sonra serbest bırakıldı.

AYGAN, VEDAT AYDIN CÝNAYETÝNE KARIŞANLARI AÇIKLAMIŞTI

PKK'den kaçtıktan sonra JÝTEM'e çalışan ve oradan da ayrılıp itiraflarda bulunan itirafçı Abdülkadir Aygan, Vedat Aydın cinayetine ilişkin şunları söylemişti:

"Bu cinayetten önce, JÝTEM Diyarbakır Grup Komutanı A. Cem Ersever ve Grup Komutan Yardımcısı (Celil) kod adlı Aytekin Özen, Ali Ozansoy, Selahattin Görgülü ve ben; JÝTEM emrine verilmiş yeşil renkli steyjin Kartal marka arabayla Vedat Aydın'ın evinin bulunduðu Ýstasyon caddesine gittik. Cem Ersever, Ali Ozansoy ve Selahattin Görgülü keşif yaparak evin bulunduðu apartman katını ve numarasını öðrendi. Aradan birkaç gün geçmişti, 7 Temmuz 1991 günü evimden JÝTEM'e gittim. Görevli iki üç askerden başkaca hiç kimse ayakta deðildi. Cem Ersever'in postası olan asker, 'abi yavaş konuş, komutan ve diðer arkadaşlar uyuyor. Gece göreve gitmişlerdi, geç saatlerde döndüler. ' dedi. ve öðlene doðru uyanan Cem Ersever bana 'niçin erken geldin ortalık karışık, Vedat Aydın'ın cesedi bulunmuş' dedi. Durumu anladım. Vedat Aydın'ın eşi Şükran Aydın tarafından yapılan eşkâl tarifine göre çizilen robot resimdekilerden birisi tıpa tıp Aytekin Özen'dir."