‘Vicdan sahibi herkes 28 Aralık’ta yanımızda olsun’

‘Vicdan sahibi herkes 28 Aralık’ta yanımızda olsun’

28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 34 köylü katledildi. Katliamda kardeşlerini kaybeden Evren Encü, İsa Encü ve Hikmet Alma “tüm vicdan sahibi kesimleri 28 Aralık’ta Roboski’ye bekliyoruz” çağrısında bulundu.

Şırnak’ın Qilaban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî (Ortasu) ve Bûjêh (Gülyazı) Köylüleri için 28 Aralık 2011 gününden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Çoğu çocuk 34 Roboskili Irak sınırından döndükleri 21:30-22:30 sularında Türk Silahlı Kuvvetlerine ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu yaşamını yitirdi. 17’si çocuk, 34 kişinin yaşamını yitirdiği, bir kişinin yaralı ve iki kişinin de sağ kurtulduğu Roboski katliamına ilişkin açığa çıkanlar Türk devleti tarafından karartılmaya çalışıldı.

Roboski katliamının ardından Sivil Toplum Örgütleri (STK) bünyesinde kurulan heyet, katliamın Genelkurmay Başkanlığının onayı dâhilinde yapıldığını açıkladı. Katliamın yaşandığı gün saat 18:30’da Genelkurmay başkanlığına insansız hava araçlarından alınan görüntülerin aktarıldığını belirten heyet, üç saat sonra hava operasyonun yapıldığını kaydetti. Aradan iki yıl geçmesine rağmen failleri bilinmesine rağmen cezalandırılmadı.

CİHAN ENCÜ’NÜN KARDEŞİ: BAŞBAKAN ONAYI İLE KATLİAM GERÇEKLEŞTİ

Katliamda yaşamını yitiren Cihan Encü’nün kardeşi Evren Encü, üzerinden iki yıl geçmesine rağmen katliamın aydınlatılmadığını söyledi. Katliamdan iki yıl önce anne ve babasını kaybettiğini söyleyen Encü, şunları söyledi: “Katliamdan iki yıl önce art arda anne ve babamı kaybettim. Katliamda kardeşimi, amcamın oğlunu ve akrabalarımızı kaybettim. 5 kardeşiz. Biri iki ay önce askere gitti. İki kardeşim henüz 10 yaşındadır. Geçim sıkıntısından dolayı kaçakçılık yapıyoruz. Başka gelir kaynağımız yok. Bunun için kardeşim kaçağa gitti ve Türk savaş uçakları tarafından katledildi. Kardeşimin katledilmesine onay veren Erdoğan’ın ve Genelkurmay başkanlığıdır. Katliamın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen henüz failleri ortaya çıkarılmadı. Sadece Türkiye devletinden faillerin yargı karşısına çıkarılmasını istiyorum. Bunun için tüm vicdan sahibi olan kesimleri Roboski katliamının yıl dönümünde katliamın yaşandığı yere bekliyorum” dedi.

CELAL ENCÜ’NÜN AĞABEYİ: PARÇALANMIŞ CENAZELERLE KARŞILAŞTIM

Roboski katliamında yaşamını yitiren Celal Encü’nün ağabeyi İsa Encü, 1993 yılında köylerinden zorla çıkarıldıklarını söyledi. Zorla koruculaştırılmaya çalışıldıklarını, bu yüzden Türk devletinin baskılarına maruz kaldıklarını, akrabalarının bazıları ise bu baskılardan dolayı Güney Kürdistan’ın Zaxo şehrine göç etmek zorunda kaldıklarını belirtti; “Türk devleti 1993 yılında Tarla başı köyünden bizi zorla çıkardı. Bizi korucu olmaya zorladı. Bizler de bunu kabul etmedik. Bunun için Türk devletinin baskılarına maruz kaldık. Bundan dolayı birçok akrabam Zaxo’ya göç etmek zorunda kaldı. Bizlerde o dönem Roboski’ye göç ettik. Ancak kendi toprağımızdan göçertildiğimiz için ekonomik sıkıntılar yaşadık. Bunun için de kaçakçılık yapıyorduk. Kardeşim, 11 tane amcamın oğlu ve halamın oğlu da ekonomik sıkıntılardan dolayı kaçağa gittiler. Dönüşte Türk savaş uçakları tarafından katledildiler. Duyar duymaz hemen olayın olduğu yere gittim. Sadece Serhat Encü kurtulmuştu. O da konuşamıyordu. Ne yaptıysa da konuşamadı. Ardından cenazelere bakmaya gittim. Cenazeler parçalanmıştı. Roboski katliamını aydınlatmayan Türk devleti bununla kalmayıp, cenazeleri almaya gittiğimizden dolayı bizi mahkemeye çıkararak 3 bin lira ceza verdi. “

Suçluların bulunup yargılanmasını isteyen İsa Encü, katliamı gizleyen Türk devletine karşı herkesi 28 Aralık günü Roboski’ye beklediğini söyledi.

NADİR ALMA’NIN AĞABEYİ: HEPSİNİ BİRARAYA TOPLAMAYA ÇALIŞTILAR

Roboski katliamında yaşamını yitiren Nadir Alma’nın ağabeyi Hikmet Alma, “Türk devleti 28 Aralık günü Roboski’de katliam yaparak insanlık suçu işledi” dedi. Yıllardır sınır hattında kaçakçılıkla geçimlerini sağladıklarını söyleyen Alma, devamla; “Herhangi bir geçim kaynağımız yok. Bunun içinde yıllardır kaçakçılık yapıyoruz. Katliamın olduğu gün 38 köylümüz sınırı geçerek kaçağa gittiler. Türk devleti bunu biliyordu. Çünkü gittikleri zaman insansız hava araçları, onları takip etti. 38 insanımız kaçaktan döndükleri zaman askerler sınırı tutup köylülerimizin üzerine mermi attılar. Hepsini bir arada toplamaya çalıştılar. Ardından Türk savaş uçaklarının bombaları ile katledildiler” dedi.

‘İNSAN BEDENLERİ İLE HAYVAN BEDENLERİ İÇ İÇEYDİ’

Katliamın ardından olay yerine gittikleri söyleyen Alma, o anki duygularını şöyle ifade etti: “Katliamın ardından hemen olay yerine gittik. Çünkü Uğur Kaymaz katledildiği zaman devlet, bir silah yanına bırakarak terörist damgasını vurdu. Bizim cenazelerimize de böyle bir damganın vurulmaması için hemen olayın olduğu yere gittik. Orada parçalanan bedenlerle karşılaştık. İnsan bedenlerinin hayvan bedenleri ile iç içe girdiğini gördük. Çoğu cenazenin yandığını gördük. Birçok cenaze de halen yanıyordu. Bunun için özgür basına ve seçilmişlerimize haber verdik.”

Alma devamla, “Roboski katliamını araştırma komisyonu, katliama ilişkin belgeleri sakladı. İnsansız Hava Aracı “Heronlar” görüntülerini vermedi. Olayın tanıklarının ifadesine yer vermedi” dedi.

‘KATLİAM BİLİNÇİ BİR ŞEKİLDE YAPILDI’

Katliamın Başbakan Tayip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özer’in izni dâhilinde gerçekleştiğine vurguda bulunan Alma, şunları söyledi: “Katliamın sorumluları Başbakan ve Genelkurmay başkanıdır. Bunun için bilinçli bir şekilde gerçekleştirilen bu katliamın üzerini örtmeye çalışmaktadırlar. Çünkü katliam olduğu yer, köyümüze iki kilometre uzaklıktadır. Katliam yaşandığı zaman Heron görüntüleri genelkurmay başkanlığına aktarılıyor. Uzak bir yerde seçilmesinin amacı ise, arkada tek bir tanık bile bırakmamaktı. Bunun için uzak bir yer seçtiler. Birçok yaralı, köylülerimizin sırtında can verdi. Olayın olduğu zaman ilk yardımı aramamıza rağmen ambulanslar gelmedi. Sonradan ambulanslara izin verilmediğini öğrendik. Ayrıca katliamı 24 saat içerisinde kendi medyalarında vermediler. Bu şekilde katliamın üzeri örtülmeye çalışıldı.”

‘ÖLDÜRMESEYDİK YAKALARDIK’

Roboski katliamına ilişkin Beşir Atalay’ın çarpıcı açıklamalarda bulunduğunu söyleyen Alma, son olarak şunları söyledi: “Katliamın ardından AKP hükümetinin kurmaylarından Beşir Atalay şu söylemde bulundu: ‘Biz onları öldürmeseydik, yakalardık.’ Yani olaydan haberdar ve olayın azmettiricisiydiler. Üzerinin örtülmeye çalışıldığı ve kamuoyundan saklanan Roboski katliamının yıl dönümünde tüm vicdan sahibi olan insanları Roboski’ye bekliyoruz. Hep birlikte katliamın faillerinin AKP hükümeti olduğunu ve yargılanması gerektiğini haykıralım.”