Yaralı ve baygın halde sorgulandı

Yaralı ve baygın halde sorgulandı

Pendik'te bir kuyumcu soygununa katıldığı iddiasıyla yaralı olarak gözaltına alınan Ali Haydar Yıldız, yaralı ve baygın halde sorgulandı. İsfade tutanaklarına göre, polis, Yıldız ağırlaştığı için birkaç kez sorguya ara vermek zorunda kaldı. Vücudu tamamen felçli olan Yıldız'ın sağlık durumundan ise yargılamayı yapan mahkemenin haberi yok. Ancak mahkeme, sanıkların cezaevinde açlık grevlerine katılıp katılmadığını yakından takip ediyor.

Pendik'te bir kuyumcu dükkanının soyulmasının ardından başlatılan soruşturma tamamlandı, dava açıldı. Ancak İstanbul polisi, bu kez mahkemeden dava dosyasını ve duruşma tutanaklarını istedi. Mahkeme de polisin istediğini yaptı. Bu davanın da gizli tanığı var. Ancak kimliği ilk duruşmada açığa çıktı. Soruşturmada dikkat çeken bir başka nokta ise sanık Ali Haydar Yıldız'ın yaralı olmasına rağmen yasalara aykırı bir şekilde ifadesinin alınması. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ise felçli Yıldız'ın sağlık durumundan haberi yok. Fakat mahkeme, hangi sanıkların cezaevinde açlık grevi yaptığıyla yakından ilgileniyor.

İstanbul'un Pendik ilçesinde 9 Ağustos 2012 tarihinde yaşanan soygunun ardından başlatılan soruşturma kapsamında Ali Kılıç, Ali Yumli, Ali Özerli, Cem Gül, Veysel Korhan Ağbaş, Ali Haydar Yıldız, Kamuran Nemutlu ve Eren Şenol hakkında dava açıldı. Davanın ilk duruşması, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

İŞKENCE EDER GİBİ İFADE ALDILAR

Dava dosyasında yer alan belgelere göre, polis soruşturma açısından pek çok yasa ihlalinde bulunmuş. Sanık Ali Haydar Yıldız'ın yaralı ve baygın halde ifadesinin alınması bu ihlallere bir örnek. Dosyadaki ifade alma tutanaklarına göre polis, 12 Ağustos, 16 Ağustos ve 16 Eylül günlerinde Samatya Eğitim ve Araştırma, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma, Kartal Eğitim ve Araştırma hastanelerinde Yıldız'ın ifadesini aldı.

16 Ağustos'ta saat 21.00'de başlayan ifade sırasında Yıldız'ın durumu ağırlaşınca 21.15'de ifade işlemine 20 dakika ara verildi. 21.35'de yeniden başlanan ifadeye bu kez 21.50'de 20 dakika ara verildi. 22.10'da başlayan ifade, saat 23.15'de sona erdirildi.

Avukatları, bu şekilde ifade almanın Ceza Muhakamesi Kanunu'na aykırı olduğunu belirtiyor. İfade alma ve sorgudaki yasak usülleri düzenleyen CMK'nın 148'e 1. maddesinde "ifadenin özgür iradeye dayanması gerektiği" belirtiliyor. Ayrıca, şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması istendiğinde, bu işlemin ancak savcılık tarafından yapılacağı kaydediliyor. Ancak Ali Haydar Yıldız'ın ifadesi her defasında polis tarafından alınıyor. 

POLİS AÇLIK GREVİNDEKİLERİ MAHKEMEYE BİLDİRMİŞ

Davanın ilk duruşmasına felçli tutuklu Ali Haydar Yıldız getirilmezken, mahkemenin Yıldız'ın felçli olduğundan haberinin bulunmadığı ortaya çıktı. Mahkeme, yargıladığı kişilerin sağlık durumlarını bilmiyor ancak tutukluların cezaevinde hangi açlık grevlerine katıldığından haberdar. Mahkemeyi haberdar eden ise Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü. Polis, dava kapsamında yargılanan tutukluların 1 Kasım-6 Kasım 2012 günlerinde Kürt siyasi tutuklularla dayanışmak amacıyla açlık grevi yaptığını mahkemeye bir yazı ile bildirdi. 

GÖRÜŞME TUTANAĞI NE DEMEK?

Dosyada dikkat çeken 'delil'lerden biri de, polisin dosyaya koyduğu "görüşme tutanağı" başlığını taşıyan yazılar. Gözaltındaki kişilerle yapıldığı öne sürülen görüşmelerden oluşan yazılarda, sadece iki polisin imzası bulunuyor. Görüşüldüğü söylenen kişinin ise imzasının yer almaması dikkat çekiyor. Avukatlar, hukuki bir belge olmamasına rağmen dosyaya konulan "görüşme tutanakları"nın dosyadan çıkartılmasını istedi. Ancak mahkeme heyeti bu talebi kabul etmedi.

‘GİZLİ' AÇIK TANIK

Benzer siyasi davalarda olduğu gibi bu davada da "gizli" tanık bulunuyor. Ancak, "gizli mağdur tanık" sıfatı ve "Pendik" kod adıyla dosyada yer alan kişinin, sanıkların kullandığı araca çarpan Selçuk Dağtaş adlı kişi olduğu ortaya çıktı. İlk duruşmada avukat Fazıl Ahmet Tamer, söz konusu kişinin gizli tanık olarak dinlenmemesi gerektiğini belirtti. Ancak mahkeme heyeti bu talebi kabul etmedi.

OLAY YARGIDA AMA POLİSİN İLGİSİ BİTMEDİ!

Dava açılmasına karşın polisin olaya ilişkin ilgisi ise devam ediyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 18 Aralık 2012 tarihinde İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne "gizli" ibareli bir yazı göndererek, dava dosyasının "iddianame ve duruşma tutanakları"nı istedi. Mahkeme de, istenilen evrakları CD ortamında polise teslim etti. Davanın avukatları, ilk kez böyle bir uygulama ile karşılaştıklarını anlatıyor.