YDG-H/YDG-K: AKP gerilim politikasıyla seçime girmeyi istiyor
YDG-H/YDG-K: AKP gerilim politikasıyla seçime girmeyi istiyor
YDG-H/YDG-K: AKP gerilim politikasıyla seçime girmeyi istiyor
YDG-H/YDG-K, 6-8 Ekim Direnişine dikkat çekerek, Kürt halkı ve özgürlük hareketi olmadan Ortadoğu'daki değişimlerin sonuçsuz kalacağının görüldüğünü belirtti. AKP'nin Öcalan'ın müzakere taslağına cevap vermemek için saldırdığı ve süreci boşa çıkarmak istediğinin ifade edildiği açıklamada, gençliğin devletin provokasyonlarına gelmeyeceği vurgulandı.
YDG-H/YDG-K, yaptığı yazılı açıklamayla 6-8 Ekim Direnişini ve AKP Hükümeti‘nin halka saldırılarını değerlendirdi.
'ERDOĞAN, KOBANÊ KATLİAMININ KOORDİNATÖRLÜĞÜNE SOYUNDU'
Açıklamada, şu değerlendirme yapıldı: "Kobanê'de DAİŞ eliyle başlatılan operasyonun arkasında gizli ve açık ellerin olduğu Kürt halkı tarafından biliniyordu. Özellikle faşizmden yana olan özgürlük düşmanı güçlerin Rojava saldırılarının arkasında uluslararası bir yönü hep vardı. Bunu özgürlük mücadelesi ile politik düzeyi ve öngörüsü olan halkımız çok rahat okumuş ve tavırsız kalmamıştır. Özellikle faşist TC devletinin açıktan düşmanlığı ve sözde cumhurbaşkanının pervasızlığı halk nezdinde sözün bittiği an olmuştur. Kürdistan halkı ve dostları Kobanê için ayakta iken 'ha düştü ha düşecek' diyen Erdoğan Kürt halkı ile arasındaki köprüleri atmış ve Ortadoğu'nun faşist örgütü ile açık ittifaklar yapıp pratikleşmesi için yoğun çaba harcamıştır. TIR'lar dolusu cephanenin yanı sıra trenler üstündeki panzerler ile halkımızın gözü önünde Kobanê katliamının koordinatörlüğüne soyunmuştu. Her şey çok açık ve göz önünde iken halkımızın 6-8 Ekim'deki onurlu direnişi beklenmeyen bir durum değildi. Ulusal bilinçle birlikte Kürt halkı demokratik hassasiyetiyle hareket etmiş ve sokaklara inmiştir. Kürt halkı nerede olursa olsun kazanımlarını koruyacağını 6-8 Ekim'de bütün dünyaya göstermiştir."
Kürt halkının serhildanlarının, Kürt halkı ve özgürlük hareketi olmadan Ortadoğu'daki değişimlerin sonuçsuz kalacağını, temel aktörlerden birinin de Kürtler olduğunu gösterdiğine işaret edilen açıklamada, değişimin özgürlükçü, halkçı eğiliminin öncüsü ve temsilcisinin Kürt hareketi olduğu belirtilerek, "1 Kasım eylemi ile demokratik hareketler bu öncülüğü hareketimize vermiştir. Bunun için herkes Kürt halkı şahsında direnenin insanlık olduğunu sokaklarda haykırmıştır" denildi.
'ÖNDER APO'NUN TEK SÖZÜYLE AKAN SULARI DURDURURUZ!'
6-8 Ekim Direnişinin, "AKP tarafından çözüm adına dayatılan çözümsüzlüğün halk nezdinde tükendiği an" olarak ele alındığı açıklamada, halkın öz gücü ile yeni bir arayışa girdiği ifade edilirken, halkın devlet kurumlarına müdahalesi ve onları ortadan kaldırmasının doğru okunması gerektiği kaydedildi. Açıklamada, "Böylesi bir süreçte eğer Önder Apo devlete ve AKP’ye bir şans daha vermese idi, hükümet bu seçimi göremeyecekti. Demokratik çözüme olan inancı ile Önder Apo sağduyu çağrısı yapmıştır. Olaylar bundan sonra durmuştur: Çünkü Önder Apo‘nun tek bir sözü bizim için akan suları durdurmamıza yeterlidir. Değil tartıştırmak, uygulanması canımız pahasına olsa tereddüt etmeyiz" mesajı verildi.
Açıklamada, 27 Aralık'taki Cizre operasyonuna da değinilerek, bunun devletin karanlık veya açık tüm güçleri ile ortak başlattığı irade kırma operasyonu olduğu vurgulanarak, şöyle devam edildi:
'AKP TARZ VE YÖNTEMDE DE DAİŞ'LEŞTİ'
"Serhildanlar sonrası devletin tutuklama furyası bekleniyordu. Bunun için Şırnak ve ilçelerindeki halkımız güvenliği için mahallerinde hendekler kazdı. Bu hendekler zorbalığa, faşizme ve zulme karşı kazılmıştır ve değerlidir. Çünkü özünde mazlumu zalime karşı koruma vardır. Kürdistan'ın diğer bölgelerinde bini aşkın tutuklama yapılırken bu alanda tutuklama olmamıştır. AKP tutuklama yapamadığı alanda daha vahşice katliamlara başvurmuştur. AKP artık sadece zihniyette değil, tarz ve yöntemde de DAİŞ’leşmiştir. Özellikle gençlik hareketinin çok net kararlarla sürecin temel yapıcı aktörü olduğu beyanından sonra saldırı gelişmiştir. İki şehadetten sonra yine Önder Apo’nun müzakerede elinin güçlenmesi için hendekleri kapatma kararı halkla beraber alınmıştır. Aynı gün panzerle bir gencimiz daha katledilmiştir ve gerginlik tam tırmandırılmıştır. Sayın Hatip Dicle aracılığı ile gelen mesajı halk coşku ile karşılarken yine bir çocuğun katledilmesi bardağı taşıran damla olmuştur. AKP gerilim politikası ile seçime girmeyi ve Önder Apo’nun müzakere taslağına cevap vermemek için açıktan saldırmakta ve süreci boşa çıkarmak istemekte, bunu ise gençlik hareketine yüklemek istemektedir. Gençlik hareketi olarak Önderliğe ve Hareketimize bağlılığımız tartışılmazdır. Özgürlük hareketi ve Önder Apo'nun militanı olarak her süreçte genel perspektifin ve stratejinin uygulanmasının öncü gücüyüz. Önderliğimiz ve Hareketimizin hiçbir talimatını tartıştırmadığımız gibi talimatın uygulanması için her türlü fedakarlığı yapmışız ve yapmaya devam edeceğiz."
'SÜRECİN DİKKATLİ VE USTACA YÜRÜTÜLMESİ GEREKİYOR'
Gençlik hareketi olarak provokasyonlara geçit vermeyeceklerini duyuran YDG-H/YDG-K, "Çünkü TC devletinin oluşumundan günümüze kadar hep uluslararası ve yerel kirli ittifakları ve komploları olmuştur. Her seferinde kendi komplolarına kılıf bulmakta ustalaşan bir yapı ile karşı karşıyayız. Çok dikkatli ve ustaca yürütülmesi gereken bir süreci yaşıyoruz. Önderliğimizin '93’ten beri yoğun emekle bir düzeye getirdiği bir çalışmanın başarısı için tüm yapılarımız tam bir hassasiyet gösterecektir" diye ekledi.
Açıklamada, "Şehit yoldaşlarımız ve küçük generallerimizin özgür Kürdistan hayali için soluksuz mücadele edeceğimizin ve zaferi Kürdistan halklarına yaşatacağımızın sözünü yineliyoruz" ifadeleriyle son buldu.