Yeni liberalizm ve ırkçılığa karşı ‘Sosyalist Forum’

Yeni liberalizm ve ırkçılığa karşı ‘Sosyalist Forum’

İsveç’in başkenti Stockholm’deki “İşçi Eğitim Merkezi”  hafta sonu yeni liberalizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, savaşlar, baskı ve sömürüye karşı mücadelenin ele alındığı “Sosyalist Forum”a ev sahipliği yaptı.

Sosyal Demokratlardan Komunist partilere kadar solda yer alan tüm parti ve grupların renkleriyle ve bayraklarıyla katılıp standlar açtıkları bu yıl ki “Sosyalist Forum”da İsveç ve Avrupa’da yükselişe geçen ırkçı, yabancı düşmanı ve faşist parti ve örgütlenmelere karşı mücadele öne çıktı.

Sağlık ve eğitim sektöründe özelleştirmelerin öğrenciler, öğretmenler, hastalar ve sağlık çalışanları üzerinde yarattığı olumsuz etkiler, iklim değişiklikleri, İsveç tekellerinin neden oldukları insan hakları ihlalleri, İsveç ve dünyada sendikal ve işçi hareketinin sorunları, kadın hareketi ve feminizm arasındaki ilişki, varoşlarda yaşanan sorunlar, politik müzik, tekellerin kar hırsları, sosyalizmin günümüzdeki sorunlarını konu alan 100 civarında panel, konferans ve seminerin yapıldığı “Sosyalist Forum”a her yaş ve meslekten binlerce kişi katıldı.

Sosyalist Forum’a konuşmacı olarak katılmaları için değişik ülkelerden yazar ve insan ve kadın hakları savunucuları konuşmacı olarak davet edildi. Tunus’dan Tunus Üniversitesi Filozof Bölümü Professörü ve Tunus Kadınlarını Araştırma ve Gelişim Derneği Genel Sekreteri Khadidja Ksouri Ben Hassine ve Espresso dergisinde ilticacılarla ilgili yaptığı haberlerle adını dünyaya duyuran İtalyan Gazeteci Fabrizio Gatti’nin konferans verdikleri foruma katılan İsveçli yazarlar kitaplarını imzaladılar.

Ben Hassine, 1956 yılından günümüze kadar Tunus kadın hareketinin kısa bir analizini yaptıktan sonra konuşmalarını devrimden sonraki gelişmeler üzerinde yoğunlaştırdı. 1957 yılından beri Arap ülkeleri arasında kadın hak ve özgürlüklerinin en gelişkin olduğu ülkenin Tunus olduğunu hatırlattı ancak  devrimden sonra işbaşına gelen İslamcı hükümetin kadınların pek çok haklarını gasp ettiğini ve ülkeyi Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelere dönüştürmeye çalıştığını söyledi. Erkeklerin birden fazla kadınla evlenmelerine olanak tanıyan ve kadını sosyal yaşamdan koparıp erkeklerin kölesi haline getirmeye çalışan siyasi iktidarın bu girişimlerine karşı geçtiğimiz yılın Ağustos ayında yarım milyon kişinin sokaklara döküldüğünü ifade etti.

İlticacıların karşı karşıya kaldıkları güçlükleri ve İtalyan makamlarının ilticacılara yönelik insanlık dışı tutumlarını açığa çıkarmak amacıyla Bilal adını alarak Kuzey Kürdistanlı bir ilticacı olarak Senegal’den diğer ilticacılarla birlikte yola çıkan Mali, Nijer ve Libya’dan sonra İtalya’ya gelerek iltica eden gazeteci Gatti  yaşadıklarını “Bilal köleliğe doğru Avrupa’ya” adlı kitabıyla kamuoyuna duyurmuştu. Konferansta seyahati sırasında kendisini ve birlikte geldiği ilticacıların karşılaştıkları güçlükleri anlatan Gatti, Avrupa Birliği ülkelerinin giderek iltica politikalarını sertleştirdiklerini, Libya ve Türkiye gibi ülkelerin ilticacıların Avrupa’ya geçmelerini engelleyen bir dizi önlemler almalarından sonra deniz yoluyla Avrupa’ya ulaşmaya çalışan ilticacıların felakatlerle karşılaştıklarını ve her yıl binlerce ilticacının boğularak yaşamını yitirdiğini söyledi.

Rus Sol Cephe’nin liderlerinden Aleksey Sachnin, 2011 ve 2012 yıllarında Sol Cephe’nin  Putin iktidarına karşı yüzbinlerce insanın katıldığı gösteriler yaptığı için örgütlerinin hedef alındığını, gösterilere sldıran polisin yüzlerce kişiyi yaraladığını söyledi. Kitleleri seferber etmeyi başaran Sol Cephe’nin gelişimini engellemek için Cephe içinde yer alan örgütlerin yöneticilerine yönelik tutuklamalara gidildiğini ve 28 kişinin hala cezaevinde tutuluğunu belirtti.

“Arap Baharı” olarak adlandırılan ayaklanmalar sırasında Aftonbladet Gazetesi için haber yapmak amacıyla Mısır, Suriye ve İran’da görev yapan Gazeteci Staffan Lindberg, kitle eylemlerinin gelişimi ve güvenlik güçlerinin saldırılarıyla ilgili şahit olduğu olayları aktatırken, Gazeteci-Yazar Kerstin Lundell, uluslararası petrol tekellerinin Afrika’nın yeraltı kaynakları ve petrollerini nasıl talan ettiklerini anlattı. Lundell, İsveç Dışışleri Bakanı Carl Bildt’in Lundin Oil petrol tekelinin yönetim kurulunda bulunduğu sırada Sudan ve Etiyopya’da on bini aşkın kişinin öldürüldüğünü ve yüz bini aşkın insanının topraklarından sürüldüğünü ve olanlardan Bildt’in haberi olduğunu belirterek Bildt’in tekelin neden olduğu katliamlardan dolayı yargılanması gerektiğini söyledi.

Bir diğer toplantıda ise Kolombiya’daki barış görüşmeleri mercek altına alındı. İsveçli politikacılar barış görüşmelerinin sağlıklı yürümesi için İsveç’in devreye girmesini talep ederlerken, Latin Amerikalı örgütlerin temsilcileri yerli halkların ve sivil toplum örgütlerinin barış sürecine dahil edilmemelerinin ciddi bir eksiklik olduğunu belirttiler ve bu eksiklik giderilmediği takdirde kalıcı bir barışın sağlanamayacağı uyarısında bulundular.