Yenilenebilir enerjiler iklimsel afetlerden daha ucuz!
Yenilenebilir enerjiler iklimsel afetlerden daha ucuz!
Yenilenebilir enerjiler iklimsel afetlerden daha ucuz!
Küresel ısınmanın yol açacağı iklimsel değişimlerin engellenmesine yönelik umutlar gelecek yıl Fransa’nın başkenti Paris’te yapılacak zirveye bağlanmış durumda. Artık alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarına geçilmesini savunan uzmanlar, dünya ekonomisinin bu geçişten kaynaklı yaşayacağı küçülmenin, küresel ısınma nedeniyle meydana gelecek felaketlerin getireceği maddi yükten çok daha az olacağında ısrar ediyorlar.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan son Dünya İklim Raporu’na göre, yeryüzü sıcaklığı 1880 yılından bu yana 0,85 derece artış gösterirken, dünya üzerindeki birçok buzulda erimeler yaşandı. Geçtiğimiz günlerde Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da açıklanan sentez-raporda, denizlerdeki su seviyesinin 19 santimetre kadar yükseldiği gözlenirken, okyanuslarda koarbondioksti birikmesi sonucu ısınma ve ‘ekşime’ dikkat çekiliyor.
Yine bu yılki Dünya İklim Raporu’na göre, atmosferdeki CO2, metan ve azotprotoksit gibi gazların ulaştığı değerler, son 800 bin yılın en yüksek seviyesinde. Rapor, iklimsel değişimlerin dünya üzerinde insan yaşamına dönük var olan riskleri arttıracağı ve yeni riskler ortaya çıkaracağı uyarısını yapıyor.
2100 YILINDA SIFIR GAZ SALINIMI HEDEFİ
Uzmanlar uzun yıllardır insanların, küresel ısınma ve ona bağlı gelişen iklimsel değişikliklerden birinci derecede sorumlu olduğundan tümüyle eminler. Atmosferdeki sera etkili gazların oranının yükselmesine yol açan faaliyetlerin başında ise, fosil enerjiler olarak bilinen petrol, gaz ve kömürün kullanılması gösteriliyor.
Rapor, atmosfere salınan sera etkili gazların 2050 yılına kadar yüzde 40 ila 70 arasında azaltılmasını ve 2100 yılına gelindiğinde ise sıfıra indirilmesini öneriyor. Aksi takdirde, iklim uzmanlarının yıllardır dile getirdiği ‘2100 yılında yeryüzü sıcaklığının 19’uncu yüzyıla oranla 2 dereceyle sınırlandırılması’ hedefini tutturmak mümkün olmayacak.
ALTERNATİF ENERJİLER DOĞAL FELAKETLERDEN DAHA MASRAFSIZ!
Raporda yer alan önerilerin başında ise, yenilenebilir enerjilerin daha fazla kullanılması geliyor. Petrol, gaz ve kömür yerine, su, rüzgar ve güneşten elde edilen enerjinin atmosfere salınan CO2 miktarını azaltacağı belirtilirken, enerjideki dönüşümün dünya ekonomisine zarar vermeyeceğinin altı çiziliyor. Buna göre, fosil enerjilerden alternatif yenilenebilir enerjilere ‘gecikmeden’ geçilmesinin, yüzde 1,6 ila 3 arasında büyüyen dünya ekonomisine maliyeti yüzde 0,06 civarında olacak. Enerji dönüşümünün sağlanmaması ve küresel ısınmanın devam etmesiyle meydana gelecek felaketlerin Dünya ekonomisine zararı bunun çok çok üzerinde olacak.
Önümüzdeki yıl Paris’te yapılacak İklim Zirvesi’nde, halen yürürlükte olan Kyoto Protokolü’nün yerini alacak ‘bağlayıcı’ bir anlaşmanın imzalanması hedefleniyor. Bu anlaşma için görünürde en çok çaba sarfeden ise Avrupa Birliği (AB). Ancak, AB’ye ait veriler de, atmosferdeki kirliliğin önemli etmenlerinden olan fosil enerjilerin terk edilmesinin öyle çok kolay olmayacağını gösteriyor.
AVRUPA’DA YENİLENEBİLİR ENERJİLERİN PAYI HALEN ÇOK DÜŞÜK
2012 yılı verilerine göre, Avrupa ülkeleri içinde yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih edenlerin başında Norveç ve İsveç geliyor. Norveç, toplam enerji ihtiyacının yüzde 64,5’ini yenilenebilir kaynaklardan elde ederken, İsveç ise yüzde 51 ile ikinci sırada geliyor.
Letonya, Finlandiya ve Avusturya ise üçte bir oranında yenilenebilir enerjileri kullanıyorlar.
AB genelinde ise, yenilenebilir enerjilerin toplamdaki payı yüzde 14,1 ile oldukça sınırlı. Küresel ısınmayı önlemeye yönelik vaatleriyle bilinen Almanya’da dahi bu oran yüzde 12,4’de kalırken, Hollanda, İngiltere, Kıbrıs, Lüksemburg ve Malta yüzde 2,7 ila yüzde 6,8 gibi oranlarla dikkat çekiyorlar. Bu ülkeler, petrol, gaz ve kömür gibi fosil enerji kaynaklarını en çok kullanan Avrupa ülkeleri durumundalar.
Avrupa ülkeleri içinde nüfuslarına oranla karbondioksit (CO2) salınımında önde gelen ülkelerin başında ise Lüksemburg, Estonya ve İrlanda geliyor. 450 bin nüfuslu Lüksemburg’da kişi başına 22,6 ton CO2 salınırken, bu oran Estonya’da 14,5 ve İrlanda’da 12,8 tonu buluyor. AB ortalaması ise kişi başına CO2 salınımı yıllık 9 ton civarındaydı.
CO2 salınımı konusunda ‘iklim dostu’ olarak adlandırılacak ülkeler Letonya, Romanya, İsveç, Macaristan ve Hırvatistan oldu. Bu ülkelerde kişi başı CO2 miktarı 5,4 ile 6,2 ton arasında değişiyor.
EKONOMİK KAYGILAR YENİLENEBİLİR ENERJİLERE GEÇİŞİ ZORLAŞTIRIYOR
Her ne kadar IPCC’nin iklim raporu, enerjideki dönüşümün ekonomiye zarardan çok faydası olacağını savunsa da, birçok ülke fosil enerjilere yaptığı yatırımları bir çırpıda terk etmek istemiyor. Başta Almanya olmak üzere bazı Avrupa ülkelerindeki işveren lobileri, fosil enerjilerle çalışan santrallerin kapatılmasının ekonomiye ciddi zararlar vereceğini savunuyor. Buna rağmen, Almanya’da hükümet önümüzdeki ay açıklayacağı bir ‘aksiyon planı’ ile CO2 salınımını azaltacak projeleri yeniden belirleyecek.
2015 İklim Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak Fransa’nın daha az CO2 saldığına inanılan nükleer enerjiden vazgeçmesi beklenmiyor. Fransa, her ne kadar çevreye verdiği diğer zararlar bilindiğinden birçok ülkenin artık terk ettiği nükleer enerjide öncü ülkelerden ve bu sistemde ısrar etmeye devam edecek.
AB’nin üçüncü büyük ülkesi İngiltere de, petrol, gaz ve kömür gibi iklim düşmanı enerji kaynaklarından vazgeçmekte pekde kararlı değil.