Yıldırım: Kürt düşmanlığı AKP'ye kaybettiriyor
HDP Grup Başkanvekili Yıldırım, yüzde 91 oy almış '82 anayasası gibi referandum sonuçlarının da meşru olmadığına dikkat çekti.
HDP Grup Başkanvekili Yıldırım, yüzde 91 oy almış '82 anayasası gibi referandum sonuçlarının da meşru olmadığına dikkat çekti.
Yıldırım, Erdoğan'ın ABD'den sonuçsuz döndüğünü ve Kürt karşıtlığının kendisine de kaybettirdiğini belirtti.
Zorunlu olarak kongreye giden HDP, bugün Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi nedeniyle yeni eş genel başkanını seçecek. Sonraki gün ise Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden genel başkan olabilmesi için AKP kongre düzenleyecek. HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, yeni dönem siyasetlerini ve AKP’deki değişimi değerlendirdi.
‘ABD’DEN SONUÇSUZ DÖNDÜLER’
Değerlendirmesine Erdoğan ve ekibinin ABD ziyaretine değinerek başlayan Yıldırım, bu seyahatin 20 gündür ülke gündemini meşgul ettiğine, ancak bu düzeyde bir sonuç alınmadığına işaret etti. Görüşme öncesi Erdoğan’ın yaptığı açıklama ve yapılan haberleri hatırlatan Yıldırım, “Erdoğan giderken ABD’ye nokta koyacağını, Suriye meselesi ile ilgili kırmızı çizgilerini aktaracağını söylüyordu. Topu topu 20 dakikalık yapılan görüşmeden Suriye meselesinin 2 dakika bile görüşüldüğünü düşünmüyorum. Çok daha farklı meseleler görüşülmüştür. Türkiye ekonomik bir dar boğazdadır. Bununla ilgili ve Reza Zarrab ve Fetullah Gülen’le ilgili görüşmüş olabileceğini düşüyorum. Türkiye her ülke gibi kendisine kırmızı çizgiler çizebilir. Ama kırmızı çizgisinin bütün toplumsal meseleleri diyalog, müzakere ve barışçıl meselelerden yana kırmızı çizgi koymalıdır. Gereksiz yere bu ülkenin gençlerinin kanının akmayacağı ve canlarının toprağa düşmeyeceği bir kırmızı çizgi koymalıdır” diye konuştu.
Görüşme sonrası Erdoğan ve Trump’ın yaptığı ortak açıklama hakkında da konuşan Yıldırım, “Trump görüşme sonrası çok ciddi bir açıklama yapmadı. Açıklamada Erdoğan uzun konuştu. Trump ise konuşmasının bir bölümünde kalkmış Lavrov ile yaptığı görüşmeyi anlatıyor. Düşünün, Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmeden çıkıyor ama bir hafta önce görüşme yaptığı Rusya’nın Dışişleri Bakanı ile ilgili düşüncelerini dile getiriyor. Aslında Sayın Trump’ın bu görüşmeye verdiği değeri de gösteriyor” dedi.
‘SİYASETLERİNİ KÜRT KARŞITLIĞI BELİRLİYOR’
Türk devletinin tüm dış politikasını “Kürt karşıtlığı” üzerine oturttuğuna işaret eden Yıldırım, “Daha iki yıl önce Salih Müslüm PYD’nin eş başkanı olarak Türkiye’ye geldiğinde ve ağırlandığında başbakanlık korumalarıyla havaalanına gidiyordu. Şimdi o günleri düşündüğümüzde Türkiye’nin Ortadoğu’daki efektif gücü çok daha fazlaydı. Suriye politikalarına müdahil olma gücü daha belirleyici bir noktadaydı. Aslında Türkiye ekonomik ve sosyal olarak çok daha iyi bir noktadayken şimdi bu noktada olması maalesef Kürt karşıtlığı üzerinden üzerinde kurmuş olduğu içteki savaş, dıştaki ise çatışmalı kültürün getirmiş olduğu bir sonuçtur” ifadelerini kullandı.
‘ÇATIŞMALI POLİTİKAYA SON VERİRLERSE…’
"Türkiye’nin itibarlı ve Ortadoğu politikalarında daha fazla etkileyici ve belirleyici olmak gibi bir niyeti varsa ivedi olarak çatışma politikasını terk etmeli" diyen Yıldırım, 100 yıllık toplumsal yara haline gelmiş Kürt meselesinde diyalog ve çözümü esas almaları gerektiğini dile getirdi. Yıldırım, “Bu meseleyi çözmediği sürece dış devletlere bağımlı hale gelen, daha fazla taviz veren ve kendi ülkesinin halkının çıkarlarını değil, özellikle taviz verdiği ülkelerin çıkarlarıyla hareket etmek zorunda kalacağı ayan beyan orta yerde duruyor. Türkiye’nin bir an önce Kürt meselesini siyaseten çözmeye başlaması, Ortadoğu başta olmak üzere uluslararası arenada daha bağımsız ve güçlü ülke haline gelmesini sağlayacaktır” diye konuştu.
‘MEŞRU DEĞİLLER’
AKP’nin yapacağı kongreyi ve referandum sonuçlarını değerlendiren Yıldırım, şöyle konuştu:
“Bizler AKP’nin yapacağı kongreye bir yere kadar ilgiliyiz ama ondan sonrasına bakmayız. Kongre gerçekleşmeden, yeni döneme dair düşüncelerini öğrenmeden biz niyet okuyarak herhangi bir şey söylemek istemeyiz. Ama Erdoğan’ın partili Cumhurbaşkanı haline geldiği 16 Nisan referandumuna dair meşruiyet sorunu hâlâ ortadan kalkmamıştır. 16 maddelik paketlerine bir yasal kılıf geçirmiş olabilirler, ama yasal kılıf geçirilmiş olması o paketin meşrulaştığı anlamına gelmez. Yasallık ile meşruiyet aynı şeylere tekabül etmemektedir. Yüzde 51’lik oy oranı zorla geçirilen bir pakete meşruiyet kazanılmış olsaydı 1982’de kabul edilen '82 anayasası da yüzde 91.7’yle geçmişti. Düşünün, yüzde 91 oy almış '82 yasası meşru muydu? Bize göre değildi. Bu ülkeye huzur ve mutluluk getirdi mi? Asla getirmedi. Son 35 yıldır bu ülkedeki bütün çatışma, kaosun, huzursuzluk ve mutsuzluğun nedeni işte yüzde 91’in üzerinde oy almış anayasa paketiyle ortaya çıkmış oldu. Bu paketin ivedi olarak adil bir seçimle yeniden ele alınmaması durumunda bu ülkeye huzursuzluk, mutsuzluk, kaos ve çatışma dışında hiçbir şey getirmeyeceğini düşünüyorum.”
‘BUZDOLABINA KOYANLAR ÇIKARACAK’
Erdoğan’ın AKP genel başkanı olmasının sadece AKP’yi değil parlamentoyu da teslim alması anlamına geldiğinin altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Güçler ayrılığı diye bir şey kalmamıştır. Parlamentonun yasama özgürlüğü, tarafsızlık ve bağımsızlığı da orta yerde yoktur. Bizler buradan ne mesaj verileceğinden ziyade, hangi adım atılır onu görmek istiyoruz. Parti olarak son 2 yılda bunca kan akmasına ve gençlerin toprağa düşmesinin yanlış politikanın ürünü olduğunu bilmemize rağmen her zaman diyalog ve müzakere çağrısı yaptık. Biz onların çağrısıyla diyalog, müzakere ve barışa gelebilecek bir düzeyde değiliz. Biz zaten o alandayız. Onlar 28 Şubat 2015’te çözüm sürecini terk etti. Bizler herhangi bir paketi buzdolabına bırakmadık. Buzdolabına bırakanlar çıkaracak. Bizim bulunduğumuz demokratik çözüm sahasına gelecekler. Bunu yaparken de kişiler, partiler üzerinden değil, ilkeler üzerinden Kürt meselesinin eşit, özgür yurttaşlık, kalıcı, onurlu bir barış perspektifiyle çözümün olduğu yerdeyiz. Bizim gidecek bir yerimiz yok. Onların bizi davet ettiği yer şu ana kadar savaş alanıydı. Biz o alanı hiçbir zaman teveccüh etmedik. Biz barış ve çözüm alanında kalmayı ısrarla sürdürdük. Bugün de o noktadayız."
‘DÜNYA DENEYİMLERİ ORTADA’
İktidarın Kürt meselesine menfaat olarak bakmaması gerektiğini vurgulayan HDP'li Ahmet Yıldırım, şunları da ifade etti:
“Özellikle iktidar çözüm sürecini akıllarından geçiriyorsa bunu olası bir erken genel seçim ya da başkanlık seçimine dönük konjonktürel ve taktiksel olarak ele almamaları ve böyle ele almaları durumunda sorunun çözümüne dair irade ve inancı kıracağını görmesi gerekiyor. Özellikle bizler buradan dünyada benzer sorunların çözümlerini deneyimlemiş olan ülkelerin de açığa çıkarmış olduğu bir müktesebata göre hareket edebileceğimizi düşünüyoruz. Hem dünya deneyimlerinden istifade edelim, hem de Türkiye’nin kendi özgünlüklerini göz önünde bulundurarak bunu harmanlayıp bir süreci yeniden işletebiliriz. Bu süreç öyle birileri istediği zaman buzdolabına koyabileceği, istediği zaman çıkarabileceği bir süreç olmamalıdır. Bu ülke toprakları kana doydu. Genç ölümleri artık istemediğini, akan kanın ise bir an önce durdurulması gerektiği, 'güvenlikçi' ve askeri politikaların yerine diyalog ve müzakere yönteminin elzem olarak kendini dayattığı bir süreçte onların kongrelerinin bu temenni ve kararlaşmalarla tamamlanmasını isterim."