Demokratik Toplum Kongresi (DTK) HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile birlikte tutuklanan HDP’li milletvekillerine ilişkin DTK binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya HDP il ve ilçe yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi, KJA, HDP Milletvekilleri Erol Dora, İbrahim Ayhan, Adem Geveri, Çağlar Demirel, İmam Taşçıer, Mahmut Doğrul, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’in yanı sıra yüzlerce yurttaş katıldı. DTK önünde toplanan yüzlerce kişi “Direne direne kazanacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “HDP halktır halk burada” sloganları atıldı.
AKP TEK BAŞINA İKTİDAR OLMAK İÇİN BU SÜRECİ BAŞLATTI
Ardından burada açıklama yapan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, AKP hükümetinin darbelere karşı mücadele eden parti olarak anlatmaya çalıştığını ancak en sonunda yeni bir darbe gerçekleştirdiğini söyledi. Yüksek, “AKP en amansız mücadeleyi darbeye ve darbecilere karşı yürüteceğine dair açıklamalar yapıyordu. Açıkça belirtmek gerekiyor. AKP eliyle darbelere karşı olduğunu ve buna karşı mücadele ettiğini söyleyen AKP eliyle başka bir darbe süreci yaşanmıştır. Tüm bunları dünya kamuoyuna göstermek istiyoruz. Bu darbeler 7 Haziran’da başladı. Tek başına iktidar çıkmadığı için halkın iradesini kabul etmeyerek bir darbe süreci başlatmıştır. İlk olarak barış ve çözüm sürecini askıya aldı. Tek başına iktidar olmadığı gibi HDP’nin barajı geçmesini kendisine karşı tehlike olarak gördü. Tek başına iktidar olmak için yeni bir süreci başlattı. O günden bu yana binlerce parti çalışanları gözaltına alındı tutuklandı. 30 seçilmiş belediyemize el konuldu ve kayyum atandı. Seçilmiş iradeyi ortadan kaldırıp yerine tayin atadı. Yüzlerce televizyon basın kuruluşunu kapattı. Binlerce öğretmeni sendikalara üye oldukları için görevinden atıldı” dedi.
AKP KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜM ARAYIŞINI DARBELEDİ
Yüksek, son olarak Amed Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanlarının tutuklandığını ve yerlerine kayyım atandığını ardından ise aylardır kamuoyunu hazırladıkları HDP’ye karşı 4 Kasım darbesini gerçekleştirdiğini belirtti. HDP’ye karşı darbenin yeni bir aşama olduğunu ifade eden Yüksek, “Bunlarla Türkiye açık bir cezaevine dönüştürülmüştür. Bununla bizlere mesaj verildiğini düşünüyoruz. Kürt siyaseti ile birlikte hareket eden bütün demokrasi güçlerine bir mesaj veriliyor. ‘Kürtlerin, Kürt halkının ve onunla dayanışma içinde olan ezilen kesimlerin, yoksulların, emekçilerin bu mecliste yeri yoktur’ deniliyor. Biz bunu böyle anlıyoruz. Bizler Kürt siyaseti olarak DBP olarak HDP’nin bileşeniyiz. Bir HDP projesi kurduk. Yıllardır çalışıp çabaladığımız Türkiye’nin demokratik güçleri ile ortak hareket etme çabası için HDP’yi kurduk. HDP ile Kürt sorununa çözüm aradık. HDP ile temel amacımız buydu. Ezilen inanç gruplarıyla, farklı kesimlerle, ötekileştirilen, ezilenlerle birlikte olmak istedik. Tek çatı altında yaşama projemiz HDP’dir. Sadece Kürt siyaseti olarak ilerlemek istemedik. Ama HDP ile Türkiye’nin tüm kesimleriyle bir olmak beraber olmak istedik. Bunun için seçimlere girdik. Halkımız bu projeyi destekledi. Yüzde 10 üzerinde oy aldık. Birlikte çözüm arayışımızın bir ifadesiydi. Şimdi AKP’nin Kürt sorununun çözüm arayışını darbelediğini görüyoruz” diye konuştu.
TARİHİ KARARLAŞMA SÜRECİNE HALKIMIZLA BİRLİKTE KARAR VERECEĞİZ
AKP hükümetinin büyüyen bu birlikten rahatsız olduğuna işaret eden Yüksek, “Bize ‘Türkiye’nin bütünlüğü içerisinde çözüm aramayın’ dediğini anlıyoruz. ‘Bu arayıştan vazgeçin’ demek istediklerini anlıyoruz. Bu şekliyle AKP açıkça bölücülük yapıyor. Bizleri bölmek meclisten atmak burada yeriniz yok gidin başınızın çaresine bakın demek istiyor. Bu çerçevede HDP toplantı sonuçlarını açıkladı. Bizler DBP olarak HDP’nin bir bileşeni olarak HDP’nin yaptığı açıklamayı destekliyoruz. Yasama faaliyetlerini durdurmasını destekliyoruz. Meclisten çekilmeme, demokratik zeminden çekilmeme duruşunu da destekliyoruz. Çünkü biz hala siyasal bir çözüm arıyoruz. Bu çözümden kaçan AKP’dir. Dönüp halkımızla tartışacağız. Amed, Dersim, Serhat, Botan, İstanbul, Mersin Ankara ile bize destek veren bütün toplumsal kesimle bunu masaya yatıracağız. Stratejik bazı kararlar almamız gerektiğinin farkındayız. Ancak bizi seçen halkla tartışmadan bu kararları almak istemiyoruz. Bir yol ayrımı ile karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Böylesi tarihi bir kararlaşma sürecini halk ile beraber karar vereceğiz” dedi.
Yüksek, “Bize göre hükümet kararını vermiş görünüyor. Bizleri sistemin dışına, meclisin dışına atmakla çözümü baltaladı. Demokratik siyasetten vazgeçme niyetimiz yok. Bu alanı cuntacılara bırakma gibi bir niyetimiz yoktur. Bizim halkımız karşısında sorumluluklarımız var. Demokratik siyasal mücadelemizi vereceğiz. Biz durduğumuz noktayı ifade ediyoruz. Ne dünya 90’lı yıllardaki gibi bir dünya, ne Ortadoğu ne de Kürtler, nede seçeneksiz bir durumdayız. Farklı bedeller ödetilmek istense dahi biz bu halkı özgürlüklerine ve ülkeyi demokrasiye kavuşturacağız. Bunun bilinciyle hareket edeceğiz” dedi.
BİRLİK ÇAĞRISI YAPIYORUM
Yüksek tutuklanan HDP’li milletvekilleri içinde şunları ifade etti; “Sizler tarihe özgürlük uğruna mücadele eden insanlar olarak geçeceksiniz. Bunu yapanlar ise utancıyla baş başa kalacak. Türkiye’de faaliyet yürüten siyasi çevrelere çağrı yapmak istiyorum. Bu darbe sadece HDP’ye yapılıyor değil. Kürt halkının geleceğine yapılan bir darbedir. O yüzden birlik çağrısı yapıyorum. Buna karşı hep birlikte mücadele etme çağrısı yapıyorum. Türkiye’nin demokrasi güçlerine sesinizi yükseltin bizimle birlikte darbeye karşı mücadele edin çağrısı yapıyorum. Gün bugündür. Birlikte mücadele etme zamanıdır. Uluslararası güçlere de çağrı yapıyorum. Sesinizi daha çok çıkarın. Bu ülkede demokrasi kalmamıştır. Daha net tavırlar almalısınız. Bizler AKP’yi, anlayışını, zihniyetini durduracağız. Bu darbenin önüne geçeceğiz. AKP bunu kendi tabanına bile izah edemeyecek duruma gelecektir” dedi.
Yüksek son olarak HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bir sözünü hatırlatarak “O gemi o limana ulaşacak başka yolu yok. Biz bu gemiyi ulaştırmak için çalışacağız. Halkların umudunu o limana ulaştıracağız. Bunun sözünü veriyoruz” dedi.