YENİLENDİ

Yüksekdağ: 7 Haziran'ı insanların belleklerinden silmek istiyor

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Erdoğan'ın dokunulmazlıklar ile ilgili yasayı 7 Haziran'da onayladığına dikkat çekti, " 7 Haziran tarihinde onun yenilgisi var. 7 Haziran akşamı tek parti, tek adam iktidarı yenilgiye uğradı" dedi.

HDP'nin bugün gerçekleştirdiği HDP grup toplantısına Suruç'ta katledilen üniversite öğrencisi Nazlı Akyürek'in annesi Hediye Akyürek, İsmet Şeker'in kızı Dilek Şeker ile Suruç gazisi Güneş Erzurumluoğlu ve annesi Bircan Erzurumluoğlu ile SGDG üyeleri Fatma Edemen, Haydar Enes Atlıhan, Çiğdem Dağdeviren ve Hünkar Genç katıldı.
Grupta konuşan Eşbaşkan Figen Yüksekdağ, Ramazan ayına dikkat çekti, "Oruç tutan herkesin kötülüğü ve yalanı terk etmesi, dünyaya iyilikle bakması gerekiyor. Bütün insanların bu duyguda birleşmesini temenni ediyorum" dedi.
Efsanevi sporcu Muhammed Ali'nin ölümüne dikkat çeken Yüksekdağ, "Her şeyden önce bir barış insanını kaybettik" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da cenaze törenine katılacağı yönündeki haberleri hatırlatan Yüksekdağ, "Muhammed Ali'yi anan ve güzellemeler yapanlar O'nun barış kişiliğinden ders almaları gerekiyor. Bunu başaramayanlar onun cenazesinde anlamlı söz söylemeyi başaramazlar" diye konuştu. 
Yüksekdağ, 7 Haziran seçimlerinin üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlattı, "7 Haziran'ın hemen arkasından halkımızın büyüyen demokratik iradesine karşı bir darbe hareketi başlatıldı. Sandıklardan çıkan oyu ve iradeyi tanımayanlar bu iradeyi teslim almak için bir hareket başlattı. Bir yıl boyunca bu hareket acı ve gözyaşı üreterek bu aşamaya geldi. Bir yıl önce bugün kalıcı bir barışın tesis edilmesinde güven olmuştu. Hangi partiye oy verirse versin, demokratik seçime ve yarına güven artmıştı. Yarının da umudu ve demokrasiyi gören bir halk vardı. İnsanların gözü ve gönlü açılmıştı.  Ancak ardından darbe dönemini aratmayan baskılar ve tutuklamalar, söz söylemenin suç haline geldiği, duymanın bedelinin ağır olduğu bir dönemin kapısı açıldı" dedi.

'ÖLÜM OLMADAN SİYASET YAPAMIYORLAR'

İktidarın 7 Haziran'dan sonra yeniden eski ayarlarına döndüğünü belirten Yüksekdağ, şunları söyledi: "7 Haziran'dan  bu yana iki kez hükümet değişti. Hükümet dayanmıyor. Bir yılık süre içinde iki bin insan yitirildi. Aydını, öğrencisi, siyasetçisi, hakkını arayanlar, söz söyleyenler, sosyal medyada düşüncesini paylaşanlar hapse aıldı. Bir yıllık süre içinde onlarca kent ablukaya alındı. 7 ilçe enkaza dönüştürüldü. Tüm bunlar 8 aylık süre içinde yaşandı. Bir yıllık süre içinde savaştan ölümden gözyaşından başka bir şey göremiyoruz.  Bugünkü siyasi iktidar Saray'daki zat, ölümle, yıkımla ayakta kalmaya o kadar bağlanmış ki, ölüm olmadan nefes alamıyor. Kendisini yaşatamıyor. Barış olmasın, siyaset kurumu çalışmasın, sivil alanda söz söylenmesin diye bildikleri şer enstrümanını sınırsızca kullanıyor. Bu zor, bu ölüm uygulamaları biterse kendileri de bitecek. Bir yıl öncesinden bunu çok iyi biliyorlar. Ne diyorlar? Bu savaş kıyamete kadar sürecek. Kıyamete kadar sürecek, bütün yaşam boyunca sürecek dedikleri şey kendi şer iktidarlarıdır."
AKP/Saray iktidarının ölüm olmadan siyaset yapamadığının altını çizen Yüksekdağ, "Bizler onların ölüm siyasetine karşı yaşatmanın siyasetini yapıyoruz. Hemen bugün savaşa karşı çözüm istiyoruz. İşte bu nedenle HDP'yi kendi ölüm ve savaş siyasetinin karşıtı, hasmı düşmanı olarak görüyorlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dokunulmazlıklar ile ilgili yasayı 7 Haziran'da onayladığına dikkat çeken Yüksekdağ, "Bu bizlere bir mesaj değildir, kendisinin bizlere karşı mezarlıktan geçerken ıslık çalma tavrıdır. 7 Haziran akşamını elinden gelse, bütün insanların hafızasından, bellleklerinden silmek istiyor. 7 Haziran tarihinde onun yenilgisi var. 7 Haziran akşamı tek parti, tek adam iktidarı yenilgiye uğradı" diye konuştu. 

'BU FOTOĞRAFTA ACİZLİK VAR'

Özyönetim kentlerine giren polis ve asker güçlerinin yıktıkları yerlere astıkları bayrakları hatırlatan Yüksekdağ, "Bu fotoğrafta acizlik var, bu fotoğrafta yıkım var. Taş üstünde taş koymayan berhava eden bir iktidarın yıkıntısı var. Bu bayrağı sahiplenen bütün halklara yapılmış bir hakaretin fotoğrafıdır" dedi.
Nusaybin'de çekilen görüntülerin tüm Türkiye halklarına yapılmış bir hakaret olduğunun altını çizen Yüksekdağ, bir hafta önce gittiği Yüksekova'daki izlenimlerini anlattı. 
 
Yüksekdağ, dokunulmazlık yasasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylandığı gün olan dün askere sınırsız dokunulmazlık getiren yasa teklifinin Meclis gündemine taşındığını belirtti, "Askeri vesayete son verdiğini söyleyen Saray iktidarı, bugün militarist yapıyla bir koalisyon kurmuştur" dedi.
Erdoğan'ın Genelkurmay ile koalisyon yaptığını, bugün Türkiye'yi MGK'nın yönettiğini anlatan Yüksekdağ, demokratik kriterlere her türlü bağlılığını koruyan tek partinin ise HDP olduğunu vurguladı.
DBP Şırnak il yöneticisi Hurşit Külter'den 27 Mayıs'tan bu yana haber alınamadığını kaydeden Yüksekdağ, Külter'in Genelkurmay Komutanlığı'nın Şırnak Karakolu'nda tutulduğuna dair belgeler olmasına rağmen gözaltında olduğunun kabul edilmediğini belirtti, "Hurşit Külter kaybedilme tehlikesiyle karşı karşıya" dedi.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla başlayacak olan yargılamalara dikkat çeken Yüksekdağ, "Bizleri yargılamak için talimat verilen savcılar, yargıçlar çok iyi bilsinler. Bizleri yargılayanlar kendileri yargılanacaklar. Bu operasyona suç ortaklığı yapanların kendileri de hesap verecek, bizim veremeyeceğimiz hesap yok. Ama bu Saray operasyonuna suç ortaklığı yapanlar bedelini ağır ödeyecek" diye konuştu. 
Ermeni soykırımının Alman Parlamentosu'nda kabulünün ardından hükümetten gelen açıklamaların nefret söylemi olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, Erdoğan'ın Türk ırkının tespiti için kafatası ölçümlerinin yapıldığına dair konuşmasını dinletti, "'Biz yaradılanı yaratandan ötürü severiz' sözünü dilinden düşürmeyen zat, Almanya'daki Türk parlamenterden kan desti istiyor. 'Siz Türk olamazsınız' diyor. Ne yazık ki bu yaklaşımlar Türkiye kamuoyunda bir infiale sebep olmuyor." dedi.
Nefret körükleyen bir siyasetle uzlaşmayacaklarının altını çizen Yüksekdağ, bütün halklara Ermeni soykırımı ile yüzleşme çağrısı yaptı. Saray'ın soykırım anlayışından kopamadığı için yüzleşemeyeceğini belirten Yüksekdağ,  "Bizler ırkçılığın her türlüsüne karşı, halklarımıza karşı işlenen nefret suçlarına karşı, barış anlayışına dayalı siyasetin izinden yürümeye devam edeceğiz" dedi.
Erdoğan'ın kadınları hedef alan "Anne olmayan kadın yarım kadındır" sözünü hatırlatan Yüksekdağ,  "Kadınların cumhurbaşkanı ya da iktidardaki herhangi birinden kadınlık dersi almaya ihtiyacı yok. Ama Saray'dakinin insanlık dersi almaya ihtiyacı var. Kadınlara annelik dersi veren bu zat, en fazla annelerin bedduasını alan zattır" diye konuştu.
Yüksekdağ, Erdoğan'a, "Bu kadınlar sizlerin savaşında ölsün diye çocuk doğurmak zorunda değil" diye seslendi. Kadınların yeni yaşamı kuracak güce sahip olduğunun altını çizen Yüksekdağ, "Onların karşında varız, var olacağız" dedi.

SURUÇ ŞEHİTLERİNİ ANDI

Yüksekdağ, grup toplantısına katılan Suruç ailelerini selamladı, Suruç şehitlerini andı. Yüksekdağ, "Yıkılmış Kobanê'ye el uzatmak için yola çıkmışlardı. Aileleri onlara düş yolcuları demişti. Bugün düşleri Kobanê'de gerçek oldu. Kobanê'yi ele geçirmek isteyen IŞİD şimdi kaçacak delik arıyor. Dün Kobanê düştü düşecek deniliyordu, bugün Rakka düştü düşecek" diye konuştu.