Zeynep Şiyar: Katliam politikası ve tehdidi bitmiş deðildir

Zeynep Şiyar: Katliam politikası ve tehdidi bitmiş deðildir

Yekitiya Jınên Azad (YJA) üyesi Zeynep Şiyar, Maraş Katliamı ile hedeflenenin Alevileri sindirmek olduðunu ancak PKK’nin verdiði mücadele sayesinde Kürt halkının Alevi’si ve Sünni’siyle yarattıðı birlik sonucunda bu politikayı boşa çıkardıðını söyledi.

Maraş katliamıyla Maraş katliamının üzerinden 34 yıl geçmesine raðmen failleri halen yargılanmadı. 19 Aralık 1978’de Kürt Alevileri hedef alan saldırılarda yüzlerce insan katledilirken yüzlercesi de yaralanmıştı. Yekitiya Jınên Azad (YJA) üyesi Zeynep Şiyar da Maraş katliamının faillerinin hala ortaya çıkarılmadıðına dikkat çekerek, “Ancak katliamın failleri halkımız nezdinde bellidir. Bu katliamı devlet bizzat kendisi yapmıştır” dedi. Kendiside katliamın maðdurlarından olan Şiyar, başta katliamda yaşamını yitirenleri anarak o günlere ve günümüze ilişkin önemli deðerlendirmelerde bulundu.

KATLÝAM PLANLIYDI

Şiyar “Katliamın otuz dördüncü yıldönümünü yaşıyoruz. O gün şehit düşen halkımızı saygıyla anıyoruz. Çok acı ve tarihi bir gündü. Hafızalardan asla silinmeyecek bir gündür. Bu güne kadar andık bundan sonra da anmaya devam edeceðiz” diye konuştu. Katliamın yaşandıðı dönemde PKK’nin yürüttüðü mücadelenin de önemli bir düzeye ulaştıðını belirten Zeynep Şiyar , “Maraş katliamı o döneme özellikle denk getirilmişti. Bu bilinçli olarak planlanmış yapılmış bir katliamdı. Çünkü Kürdistan’ın bu bölgesinde ve Maraş ta yaşayan halk Kürt Alevi bir kimliðe sahipti. Eðitim düzeyi gelişkin bilinçli ve aydın bir halktı. Komünal deðerlerine baðlı yaşamaktaydı. Tüm bunlardan dolayı katliam bilinçli olarak bu bölge de yapıldı” dedi.

“Maraş katliamının diðer bir nedeni ise, halkın PKK mücadelesine sahip çıkıp katılımlar gerçekleştirmesiydi. Mücadele burada önemli bir tabana sahip olmuştu, Bu katliamın hedefi halkı mücadeleden uzaklaştırma, sindirme böylece terbiye ederek kendi devlet egemenliðine almaydı” diyen Şiyar devamla şu deðerlendirmelerde bulundu:

“Bölge zengin bir kültür mozaiðine sahiptir. Kürt, Türk, Çerkez, Arap, Alevi, Sünnilerin yanında deðişik halk, mezhep ve kültür gruplarının iç içe ve birbirlerine saygılı, barış ve dayanışma içerisinde yaşadıðı bir bölgedir. Bu halkların aralarında çatışma, çelişme gibi bir durumları bulunmamaktaydı. Bundan dolayı devlet bu durumdan rahatsız oldu, halkları bir birine düşman hale getirmek için bu katliamı gerçekleştirdi. Bunun için de Alevi –Sünni çelişkisi yaratmaya bu çelişki üzerinden başta Kürt halkı olmak üzere bu bölgeyi sindirmek, mücadeleden uzaklaştırmak için katliamı gerçekleştirdi. Zaten düşmanın baştan beri özellikle kürt ve Alevilere yönelik politikası böl, parçala, yönet politikasıdır. Bu yöntemle başta Kürt halkı olmak üzere bu bölgede ki diðer halkları bir birine düşman haline getirmeye çalışmıştır. Bu amaçla halkı bir katliamdan geçirdi.”

KATLÝAMIN ANILARI HALA CANLIDIR

Katliamın anılarının yöre insanının zihninde hala canlı olduðuna vurgu yapan Şiyar ,o günlere ilişkin şu hususlara dikkat çekti: “Katliama maruz kalmış insanlar tarafın dan o günler hala anlatılır. Hafızalar da hala canlılıðını korumaktadır. Yediden yetmişe toplumun bütün kesimlerine, hamile kadınlara uygulanan vahşet bugün halen belleklerdeki canlılıðını korumaktadır. Yüzlerce Alevi – Kürt katledildi. Fakat katliamcı güçlere karşı tepkisiz kalınmadı. Halk önemli bir direniş de gerçekleştirdi. Başta partimiz PKK olmak üzere devrimci güçlerin öncülüðünde önemli bir direniş ve mücadele yürütüldü. Halk katliamcıların karşısında durarak hem devlet vahşetini geriletti hem de mücadele saflarına katılım gerçekleştirerek önemli bir cevap olmayı bildi.”

ALEVÝ ÝNANCI VE KÜLTÜRÜ PKK ÝÇERÝSÝNDE YAŞAMAKTADIR

Katliam sonrasında yaşanan sürgün, göç ve mültecileşmeye de deðinen Şiyar, “Bu katliamın diðer olumsuz bir etkisi de bölge halkını yaşadıðı topraklardan uzaklaştırma, mülteci konumuna getirip yurtsuzlaştırma politikası olmuştur. Bunun için de başta Türkiye metropolleri olmak üzere Avrupa’ya göç ettirme yöntemiyle bölgeyi insansızlaştırma temel hedef olmuştur. O dönem Avrupa ya çıkış çok zor olduðu halde Maraş ve çevresinden insanlarımız göçe teşvik edildi. Örneðin yurt dışına çıkışlar güç olmasına raðmen bu insanlarımıza çok hızlı bir şekilde gerekli çıkış belgeleri verildi. Bundan dolayı önemli oranda bölge halkı yurt dışına çıktı” dedi.

“Fakat yurt dışına çıkan bu halk düşmanın istediði gibi köklerinden uzaklaşmadı” diyen Şiyar , devamla şunları söyledi: “Kendi topraðına, kültürüne, diline, inancına yabancılaşmadı. Bunun da en önemli sebebi PKK mücadelesine olan katılımı ve baðlılıðı olmuştur. Alevi inancını PKK mücadelesinin içinde gören halkımız mücadeleyi sahiplendi. Alevi inancı ve kültürü önemli ve direnişçi bir kültürdür. Hep katledilme tehdidi altında yaşayan bu halk sindirilmemek, katledilmemek ve yok olmamak için direnmiştir. Böylece kimliðini korumuştur. Bundan dolayı 19 Aralık 1978 de yapılan bu katliam amacına ulaşmamıştır. Orada yaşayan tüm halklara, Alevi- Sünni Kürt halkına çaðrım varlıklarını korumaları, birliklerini saðlamaları ve kendi mücadeleleri olan PKK’ye katılımlarını daha da güçlendirmeleridir. Bu mücadele tüm Kürtleri kapsayan bir mücadeledir. Ezilen halkları, ezilen inançları kapsayan bir mücadeledir. Mücadeleye katılımlarıyla varlıklarını daha özgürce koruyup geliştirebileceklerdir.”

AKP DÝN ÇELÝŞKÝSÝ YARATARAK HALKLARI BÝR BÝRÝNE KIRDIRTMAK ÝSTEMEKTEDÝR

YJA üyesi Zeynep Şiyar, geçen aylarda Malatya ve Adıyaman’da yaşan olaylara da dikkat çekerek, bunların birer katliam provası olduðunu ancak halkın duyarlı yaklaşımı ve anında tepki göstermesiyle önüne geçmesini bildiðini söyleyerek şunları kaydetti:

“Katliam politikası ve tehdidi bitmiş deðildir. Hala halkımızın üzerinde bu tehdit günümüzde de vardır. AKP bu yöntemi hala uygulamaktadır. Geçtiðimiz aylarda bunun 1978’dekine benzer provaları Adıyaman ve Malatya’da uygulanmak istenmiştir. AKP din çelişkisi yaratarak halkları bir birine kırdırtmak istemektedir. Bunun sebebi yine bu iki şehirde yaşayan halkımızın PKK’ye olan yakınlıðı ve sempatisidir. Halkı mücadeleden uzaklaştırmak, ürkütmek için bilinçli yapılmış bir provokasyondur. Kürtlüðünden vazgeçirmeye çalışılmaktadır. Bunun için de Maraş örneðini öne çıkarıp aynı yöntemle kapı işaretleyerek halkı sindirmek istemişlerdir. Buna karşı toplumumuzda bir duyarlılık ve kamuoyu yaratıldı, tepkiler hemen geliştirilip bu katliam provasının önü alındı. Halkımızın bu politikaları görüp AKP’nin oyunlarına gelmeyeceðine, kendi birliðini yaratacaðına ve partimizin mücadelesini kendisine esas alarak katliamlara cevap olacaðına inanıyorum. Maraş katliamının halkımız üzerinde tabi ki olumsuz etkileri oldu fakat direniş yanı daha ön plana çıktı. Kürdistan da sadece Maraş ta deðil, Kürdistan’ın hemen hemen her bölgesinde katliamlar yapılmıştır ve günümüzde de devam etmektedir. Roboski bunun en son örneðidir. PKK mücadelesi katliamlara hesap sorma mücadelesi olmuştur. Onun için de başta Maraş olmak üzere halkımız kazanmıştır. Kürtler birlik olarak bunu başarmıştır. Maraş’ta yaşayan Alevi halkımız genel Kürdistan özgürlük mücadelesi içinde daha aktif rol oynamalıdır. Kürtlerin birliði için daha fazla fedakarlık yapmalıdır. Maraş’ta yaşayan diðer halklar ve Türk Alevileri de bu mücadele içerisinde yerlerini almalıdırlar. Çünkü onlar da aynı sistem tarafından ezilip sömürülmektedirler. Aynı katliamcı politikalara maruz kalmaktadırlar. Birbirlerine destek olurlarsa sonuç alacaklarına inanıyorum.”