Zürich’te Maraş ve cezaevi katliamı konulu panel
Zürich’te Maraş ve cezaevi katliamı konulu panel
Zürich’te Maraş ve cezaevi katliamı konulu panel
İsviçre’nin Zürich kentinde, Maraş ve 19 Aralık cezaevi katliamında yaşamını yitirenler anıldı. İsviçre Kürt Dernekleri Federasyonu (FEKAR), BİR, KAR, İGİF, İDHF, İABF, ATİK, UPODUTAK temsilcileri ve üyelerinin katılımıyla gerçekleşen panelde 19 Aralık Maraş Katliamı’nı Anma Platformu oluşturuldu.
Avukat Fazıl Ahmet Tamer, Dr. Önder Özkalıpçı, 19 Aralık Cezaevi katliamı tanığı Arzu Torun’un konuşmacı olduğu panel, Maraş Katliamı’nda yaşamını yitirenler ve tüm devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Anmada, katliamın konu edinildiği bir sinevizyon gösterimi yapıldı.
Sinevizyon gösterimi ardından söz alan Avukat Fazıl Ahmet Tamer, “Malesef Türkiye ve Kürdistan tarihi katliamlarla ve böyle acılarla dolu. Eskiden insanlar katledilerek cezalandırılıyordu. Kapitalizmin gelmesiyle birlikte suçluluk oranı artınca cezaevleri, hücreler oluşturuldu ve siyasi tutsaklar tepkilerini cezaevlerinde yaptikları ölüm oruçlarıyla gösterdi. 19 Aralık katliamından sonra yüzlerce insan ölüm orucuna yattı. 122 insan hayatini kaybetti” dedi.
Dr. Önder Özkalıpçı da, 19 Aralık’ın çok büyük bir felaket, çok büyük bir katilam olduğunu belirterek sözlerine başladı. Bu tür panellerin herkesin tedavisi için çok önemli olduğunu vurgulayan Özkalıpçı şöyle devam etti: “Türkiye cezaevlerindeki mahkumların genel sağlık sorunlarının başında eğer işkence yoksa, insan hakları vakfının raporlarında göre, Türkiye cezaevlerinde işkencenin hala devam ettiğini biliyoruz. Cezaevlerinde insan öldürmeler devam ediyor. Bunun dışında en büyük sorun, mahkumların genel sağlık haklarının gaspedilmesidir.”
19 Aralık katliamında cezaevinde olan Arzu Torun ise, “19 Aralık katliamı çok vahşi bir katliamdı, Türkiye cezaevlerinde yaşanan en büyük katliamlardan biridir” diyerek sözlerine başladı.
Aynı zamanda bir direniş tarihi olduğunu da söyleyen Torun, “Bu ikisi de 19 Aralık’ın iki farklı ve belirgin yönüdür. 5 Temmuz 2000’de Burdur Cezaevi’nde iken kanlı bir katlima oldu. O operasyonda ben de oradaydım. Burdur cezaevinde 61 tutsak, 16 saat boyunca direndik ve ardından bize vahşice işkenler yaparak, yeraltı hücrelerinde bir hafta tuttular, daha sonra bizleri farklı cezaevlerine sürdüler. Ben de Nevşehir Cezaevi’e sürgün edildim” dedi. Torun, 5 ay sonra, yaraları daha iyleşmeden 19 Aralık katliamının yaşandığını sözlerine ekledi.
Burdur Cezaevi’ne yapılan operasyonun 19 Aralık katliamın provası olduğunu da sözlerine ekleyen Torun şunları belirtti: “Bize bir ton gaz ve bilmediğimiz kimyasal kullandılar. Aslında bizim üzerimizde deney yaptılar, daha sonra toplumsal oyalyarda kullanmaya başladılar” dedi.
Yaklaşık 4 saat süren panel soru cevap ile devam etti.