Yeniden filizlenmek için toprağa serpildiler

Gerilla Mizgîn Zerya ve gerilla Zana Gevaş, fedaice ölümsüzleşmeyi kendilerine talimat bildiler. Bu emri kendileri verdi, kendileri uyguladı. 20 Ağustos’ta, yeniden filizlenmek için toprağa serpildiler.

Bir ses yükseliyordu. Başında, merakla durduğumuz cihazdan değil, Pîrbila’nın tam ortasından geliyordu, göğe yükselince ritimleri kalıyordu. Yoğun çatışmanın içerisinden uzakta olduğumuz bir ağacın altına kadar geliyordu. “Ne işin var ulan alçak! Güzelim Kürdistan’ımız da ne işin var!” diye haykırıyordu. Tetiğin izi çıkmıştı parmaklarında, bombaların siyah barutu yüzlerini, gözlerini karalara boyamıştı. Alınlarına bağladıkları kefiyelerini hiç çıkartmadan, yüzlerini hiç silmeden, ellerini tetikten hiç kaldırmadan soluksuz bir şekilde savaşıp ilerliyorlardı. Kara dumanlarda kaybolan askerlerin arasından omuz omuza vermiş iki yiğit yürüyordu Pîrbila’nın tepesinde. İkisi de Cenga Heftanin’de, PKK’nin yiğitlik çizgisini güncelleyen, herkese hatırlatan yoldaşlarının izinden gidiyordu.

Zana ve Mizgîn; Cenga Heftanin’de Ağustos’a yakışan en güzel gerillalar. Göğüs göğüse çarpışmanın yenemediği iki gerilla. Obüslerin, havanların üst üste atıldığı, iki üç keşif uçağının altında, savaş uçaklarının Pîrbila alanını durmadan vurduğu anlarda ne tekniğin ne de bir ordunun yendiği iki gerilla. Cenga Heftanin’in başından beri hiç soluklanmadan, işgalciler hangi alandaysa o alana gidip orada savaşan, topraktaki yoldaşlarına basmadan, düşlerini omuzlayarak intikam nidalarıyla tüm Pîrbila alanını sarstılar.

Gerilla Mizgîn ve gerilla Zana. Bu, YJA STAR ve HPG’nin birleşen gücüydü. İki bedende bir olmaktı, erimekti özgürlük yolunda.

Kutsal Van suyunun denizi andıran görkemliliğinde doğdular. Aynı şehirde doğup, farklı sokaklarda oynadılar. Kürtlüğü yok etmek isteyen zihniyete, farklı sokaklarda aynı toprağın taşını attılar. Aynı dağın yolunu tuttular ve Heftanin’in en güzel mevsiminde, omuz omuza savaştılar.

Gerilla Mizgîn Zerya ve gerilla Zana Gevaş, işgalciler 20 Ağustos’ta Pîrbila alanına saldırmak istediklerinde, yemeden, içmede, uyumadan, dinlenmeden, oturmadan, konuşmadan mermileri tükenene, bombaları bitene, ellerindeki taşlar çatlayana, toprak avuçlarından kayana kadar savaştılar. Fedaice ölümsüzleşmeyi kendilerine talimat bildiler. Bu emri kendileri verdi, kendileri uyguladı. 20 Ağustos’ta, yeniden filizlenmek için toprağa serpildiler.