Öztürk ev hapsi yüzünden Hatay’daki engelli ablasına gidemiyor

Yaklaşık 2 yıldır ev hapsinde tutulduğu için Hatay’da depremlerden etkilenen engelli ablasının yanına gidemeyen Ayten Öztürk, “Ablamın bana ihtiyacı var ama elim kolum bağlı” dedi.

Hukuksuz bir biçimde ev hapsinde tutulan Ayten Öztürk, memleketi Hatay’ı peş peşe sarsan depremlerden etkilenen yüzde 90 engelli ablasının yanına gidemiyor. 2018 yılında Lübnan Havalimanı’ndan Avrupa’ya giderken Lübnanlı yetkililer tarafından Türkiye’ye teslim edilen Öztürk, Ankara’daki bir gizli gözaltı merkezinde 6 ay boyunca işkence gördü, 3.5 yıl hapis yattı, psikolojik rahatsızlığı olduğuna dair raporu olan bir itirafçının yalan beyanlarıyla 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı ve 627 gündür ev hapsinde tutuluyor.

ANF’ye konuşan Öztürk, yüzde 90 engelli olan ablasının kendisine ihtiyacı olduğunu, bir an önce ev hapsinin kaldırılmasını gerektiğini vurguladı.

‘YÜZDE 90 ENGELLİ ABLAM GÜNLERCE ÇADIRSIZ KALDI’

Memleketi Hatay’ı sarsan büyük depremden sonraki süreci ev hapsinde olduğu İstanbul Küçük Armutlu’dan izlemek zorunda kalan Öztürk, halkına, ailesine ve akrabalarına yardım eli uzatamamanın üzüntüsünü yaşıyor. Evinde ziyaret ettiğim Öztürk, kendisine yaşatılan bu zulmün en az maruz kaldığı işkence kadar ağır olduğunu ifade etti. Doğma büyüme Hatay’lı olan Öztürk, Harbiye Mahallesi’nde bulunan evlerinin depremlerde büyük hasar gördüğünü, yüzde 90 engelli olan ablasının abisiyle günlerce çadırsız sokakta kaldığını, ancak kendisinin onlara yardım eli uzatamadığını söyledi.

DEPREMİ ABLASININ ARACILIĞIYLA ÖĞRENDİ

6 Şubat tarihli büyük depremi ablasının aracılığıyla öğrendiğini belirten Öztürk, yaşananları şöyle anlattı: “Deprem olduğunu iki saat sonra öğrenebildim. Ablam aradı ve ‘Korkma korkma yaşıyoruz, deprem oldu bir şeyimiz yok’ diyerek telefonu kapattı. Daha sonra şebeke olmadığı için ondan haber alamadım. Tanıdıkları aramaya çalıştım ama bağlantılar kesikti, kimseye ulaşamadım. Daha sonra tekrar bağlantı kurabildim ama çok az konuşabildik. Abimle panik içindeydiler ve ev hasar gördüğü, sürekli sallandıkları için içeriye giremiyorlardı. Ama ev hapsinde olduğum için bana önce durumu tam anlatmadılar. Daha sonra dışarda çadırsız kaldıklarını öğrendim.”

‘ABLAMIN HASTANEDE YATMASI GEREK’

Bacakları rahatsız olduğu için yüzde 90 engelli olan ve yürümekte zorlanan ablasının, abisiyle 1 ay boyunca çadırsız kaldığına dikkat çeken Öztürk, evinin önünde çarşaflarla etrafını tutturdukları çardak tipi avluda abisiyle birlikte kaldıklarını söyledi.

Öztürk, vücudunda sürekli yaralar açılan ablasının hastanede yatması gerektiğini ancak sahra hastanelerine güvenmediği için oraya gitmediğini anlattı. Öztürk, “Depremin olduğu ilk günler onu Mersin’deki kız kardeşimin yanına gönderdim ancak ev sahibi kardeşimi ev kirasını artırmakla tehdit ederek çıkarmak istedi. Ablam da tekrar Hatay’a dönmek zorunda kaldı” dedi.

‘ELİM KOLUM BAĞLI KALDI’

Ablasının bunca sene sonra ilk defa çadır, kalın giysi ve su temini için kendisinden yardım istediğini dile getiren Öztürk, “Halkın Gücü komitelerine başvurdum, onlar ihtiyaçları bulmaya çalışırken AFAD tarafından abime bir çadır getirildi. Evvelsi gün de ablam için yeni bir çadır getirildi” diye konuştu.

Depremden beri ailesine yardım edememenin ağırlığını yaşayan Öztürk, ev hapsinde olduğu için eli kolu bağlı kaldığını kaydetti. En zor süreçlerde hep uzaktan ve telefonla bir şeyler yapmaya çalıştığını dile getiren Öztürk, enkaz altında kalan ve kendisiyle aynı soy ismi taşıyan baba oğul Ayhan ve Ali Haydar Öztürk’e yardım eli uzattığını anlatarak, “An be an olanları telefonla izledim. Kurtarılmaları için çok uğraştık ama AFAD ekipleri çok geç geldiği gibi başka bir enkazdan bebek sesi geldiği için onları çıkarmadan gittiler ve maalesef onlar da sağ kurtulamadılar” dedi.

‘EV HAPSİM BİR AN ÖNCE KALDIRILMALI’

Ev hapsinin kaldırılması için avukatı aracılığıyla dilekçe verdiğini ancak henüz cevap gelmediğini anlatan Öztürk, ev hapsinin bir an önce kaldırılması gerektiğini vurguladı. Öztürk, şunları kaydetti: “Bana yaşatılabilecek her şey yaşatıldı. Ortada bir afet durumu var ama ben ailemin yanına dahi gidemiyorum. Ablamın bulunduğu koşullardan ötürü hayati riski var. Yanında ona yardım edebilecek refakatçi lazım. Abim ilgilenemiyor. Şu anda ev hapsini kaldırabileceklerken kaldırmıyorlar. Orada salgın hastalık riski baş göstermişken, yürüyemez durumdaki ve ihtiyaçlarını karşılayamayan ablamın yanında olamıyorum. Elim kolum bağlı. Benden resmen işkencede konuşmamanın intikamını alıyorlar, bu zulüm kabul edilemez.”