‘Şiddeti değil, boşanmayı önlemeye çalışıyorlar’

Rosa Kadın Derneği yöneticisi Av. Berfin Polat, AKP-MHP iktidarının kadınlara şiddeti değil, boşanmayı önlemeye çalıştığını söyledi.

Avukat Berfin Polat, kadınlara ve kadın kurumlarına yönelik şiddetin çok yönlü olduğunu belirtti. 

ANF’ye konuşan Rosa Kadın Derneği yöneticisi Av. Berfin Polat, derneklerinin, AKP-MHP ittifakının kadınlara ve kadın kurumlarına yönelik saldırılarına karşı ve kadın kurumlarının KHK’lerle kapatılmasından sonra kurulduğunu hatırlattı.

Kadınlara, muhaliflere ve diğer toplumsal dinamiklere saldırarak otoriter iktidarın kalıcılaştırılmaya çalışıldığını kaydeden Av. Polat, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadınları hedef alan eylem planlarına dikkat çekti. 

Av. Polat, “Boşanma sürecinde veya sığınma evlerinde kalan kadınlara dini rehberlik yapacaklarını söylüyorlar. Aslında biz kadınlar, bunu da şöyle okuyoruz; dini kullanarak kadınları ikna etmeye çalışacaklar. Dolayısıyla eylem planlarında kadına yönelik şiddeti engelleyen bir politika göremiyoruz. Şiddeti değil, boşanmayı önlemeye çalışan bir tutum görüyoruz. Bu zihniyeti, kadınlar üzerinden tüm topluma yaymaya çalışıyorlar” diye konuştu.

NAFAKAYI VERMEKTEN İMTİNA EDİYORLAR

Devletin yargı kurumunun da kadınlara yönelik ayrımcı bir tutum içerisinde olduğunu ifade eden Av. Polat, şöyle devam etti: “Bugün bir boşanma davasında bile yargının kadınları esas alan bir pratik sergilemediğini görüyoruz. Hükmedilen nafaka ücreti 370 TL’dir. Bir kadının evlendikten sonra eğitim ve iş hayatından uzaklaşmasından dolayı ev içi emeğe yönelmesi söz konusu oluyor. Hatta bu ev içerisindeki emek sadece kadına yükleniliyor ama boşanma durumunda bu 370 TL’lik yoksulluk nafakasını dahi vermekten imtina eden bir düzenle karşı karşıyayız.”

ÇOK YÖNLÜ ŞİDDET VAR

Kadınlara ve kadın kurumlarına yönelik şiddetin çok yönlü olduğunu vurgulayan Av. Polat, “İstanbul Sözleşmesi ile tırmanan ve şu an Medeni Kanun’unun kimi maddelerine saldırmakla devam eden bir süreç var. Yine Kürt kadınlarına yönelik saldırılar var. Aysel Tuğluk gibi hapishanelerde tutulan Kürt kadınlarına yönelik saldırılar devam ediyor. ATK raporları ve ‘cezaevinde kalamaz’ kanaatleri beyan edilse de tahliyesi engelleniyor. Kadınlar olarak dayanışarak, bu süreci omuzlamaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.