Amed’de kadınlar ‘Leyla’ya ses ver inisiyatifi kurdu’

TJA öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, “Yaşamı savunuyoruz; Leyla ile dayanışıyoruz” şiarıyla bir araya gelerek, "Leyla’ya Ses Ver İnisiyatifi" kurduklarını deklere etti.

Özgür Kadın Hareketi (TJA) öncülüğünde bir araya gelen ve aralarında kadın örgütleri, hak savunucuları, aktivistler, sivil toplum örgütü temsilcileri, Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri, Plaza de Mayo Anneleri, hukukçu ve gazeteci kadınların olduğu çok sayıda kadın, “Yaşamı savunuyoruz; Leyla ile dayanışıyoruz” şiarıyla bir araya geldi. Makine Mühendisleri Odası Amed Şubesi'nde bir araya gelen kadınlar, gün boyu yürüttükleri tartışmalar ışığında Leyla’ya Ses Ver İnisiyatifi kurduklarını açıkladı.

Dünyanın farklı coğrafyalarında ve Türkiye’deki tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi direnişlerine dikkat çeken inisiyatif, açlık grevi eylemcilerinin taleplerinin dinlenmesi çağrısında bulundu. Kürtçe ve Türkçe dillerinde “Em jiyane dıparezın bı leyla re tedıkoşın”, “Yaşamı savunuyoruz, Leyla ile dayanışıyoruz” yazılı pankart açıldı. Açıklamanın Kürtçe metni TJA Aktivisti Ayşe Gökhan, Türkçe metnini ise Halkların Demokratik Partisi Kadın Meclisi üyesi Nilgün Salmaner okudu.

Dünya’nın farklı coğrafyalarında ve Türkiye’deki tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi direnişlerine ilişkin sorumluluk çağrısında bulunan Salmaner, açlık grevi eylemcilerinin sesleri olacaklarını vurguladı. Salmaner, “Tek bir insanı yitirmeye yol vermeyeceğiz. Asla onları yalnız bırakmayacağız. Seslerinin boşlukta kaybolmasına izin vermeyeceğiz. Duyan var, gören var, umursayan var ve çaresiz değiliz, çare sestir demek için, seslerinin ülkenin ve dünyanın dört bir köşesinde duyulduğunun, seslerine ses verildiğinin, bedenleri dışında mücadele edecek olanakları olmayanlardan vazgeçmediğimizin bilinmesini istiyoruz” dedi.

Ülkedeki karanlığa karşı ilk ışığın her zaman cezaevlerinde yandığını belirten Salmaner, cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin ise yine aynı amaçla başlatıldığını ifade etti. Başlatılan açlık grevi eylemlerine karşı halklara düşenin bu eyleme ses vermesi olduğunun altını çizen Salmaner, şu çağrılarda bulundu: “Bizlere düşen, yaşanan antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalara karşı cezaevlerinde bedenini açlığa yatıranlara ses olmak, mücadelelerine ses vermek değil midir? Orada yanan ışığa aydınlık bir yarın umuduyla sahiplenmenin yollarını bulmak değil midir? Bunu yapabiliriz. Çünkü biz sandığımızdan çok daha güçlüyüz. Canlarını kaybetmeden, yaşanılır bir ülke için asgari bir talepte bulunan insanlarımız, kız kardeşlerimiz yitmeden harekete geçmeliyiz.”

Açlık grevi başlatan eylemciler için Diyarbakır’da “Yaşamı savunuyoruz, Leyla ile dayanışıyoruz”, “Sessizlik öldürür, yaşatmak için ses oluyoruz” seslerini duyuyoruz, seslerine sesimizi katıyoruz” demek için bir araya geldiklerini şiarıyla çok sayıda kadınla gün boyu tartışma gerçekleştirdiklerini belirten Salmaner, birlikteliklerini sürdürmek, daha güçlü ses olabilmek için ulusal ve uluslararası dayanışma inisiyatiflerini oluşturma kararı aldıklarını ve acil eylem planı hazırlayacaklarını ifade etti.

Salmaner, son olarak ise kadınların çağrılarını şu şekilde sıraladı:

“*Tecridin kalkmasını, hukukun uygulanmasını istiyoruz

* Uluslararası İnsan Hakları çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirmesi için sorumlu devletleri, kurum ve kuruluşları derhal harekete geçmeye çağırıyoruz.

* Var olan tüm ulusal ve uluslararası sivil inisiyatif, hareket, grup, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerini tek bir canı yetirmeden harekete geçmeye ve ortak mücadeleye çağırıyoruz.

* Leyla’ya ses vermek için imza veren 523 kadının çağrısını destekliyor, Leyla ve arkadaşlarının taleplerini destekleyen ve 'Açlık Grevindeki Leyla İçin Çağrı' başlığını taşıyan uluslararası kampanyayı imzalan 11 bin 50 imzanın gereğinin yerine getirilmesi için

Hükümeti ve Uluslararası muhatapları sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.”