Mardin, Nusaybinli olan genç hukukçu Gülbin Şahin Dağhan, HDP’nin bundan önceki seçimlerde olduğu gibi yine bu ülkenin kaderi için kilit parti olduğunu belirtti. Dağhan, 24 Haziran’dan sonra HDP’nin başarısıyla ülke insanının gönlünde demokrasi umutlarının yeşereceğini söyleyerek ANF’ye konuştu.

‘MECLİS'TE YER ALAN TEK DEMOKRATİK PARTİ...'

Mardin 5. Sıra HDP Adayı, Hukukçu Gülbin Şahin Dağhan, seçim sürecine ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu...

Dağhan, HDP’nin maruz kaldığı baskı ve tutuklamaları, demokrasi, eşitlik, kadın hakları ve bağımsız yargıyı savunan tek parti olduğunu söyleyerek anlattı. Dağhan, şöyle konuştu: "HDP ile hukuk alanında STK'ler ile yaptığımız kadın hakları, insan hakları alanında çalışmalardan kaynaklı ve HDP’nin de bu alanlardaki etkin çalışmalarından dolayı sürekli irtibat halindeydik. Şu bir gerçekliktir ki, şu an Meclis’te yer alan partiler arasında, demokrasi, eşitlik, kadın hakları, bağımsız yargı alanlarında fiili çalışmaları olan tek parti Halkların Demokratik Partisi'dir. Bu sebepledir ki şu an iktidar parti tekelinde gerçekleştirilen bütün hukuksuzluklara karşı tepki gösterip ses çıkardığından, milletvekilleri, belediye eş başkanları, parti il, ilçe ve eş başkanları ve hatta cumhurbaşkanı adayımız şu an tutukludur."

Mardin’de HDP’den aday olmasındaki nedenlere de değinen Dağhan, şunları söyledi:

"Öncelikle aday olmamdaki birinci etken; Nusaybinli olmam, Nusaybin'de yaşıyor olmam ve özellikle son üç yılda Nusaybin başta olmak üzere Mardin genelinde yaşanan hukuksuzluklarla mücadele etmek ve bir nebze olsa bu halkın sesi olabilmek içindir. Bölgede yaşanan 'sokağa çıkma yasakları'nda onlarca kişi hayatını kaybetti, binlerce konut yıktırıldı ve halka ciddi bir travma yaşatıldı. Geçen süre zarfında iyileştirmeye yönelik etkin tek adım atılmadı. Daha önce de belirttiğim gibi bölgede avukatlık mesleğini icra etmekteyim. Bu sebeple bu işin mutfağında ve halkın yanında yer almaktayım. Mardin Valiliği ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü eliyle halka götürülen teklifler ciddi hak ihlalleri içermekte ve bölgedeki insanların mülkiyet hakları, barınma hakları, seyahat hakları ve eşit yaşam hakları ihlal edilmektedir."

‘AKP/MHP İTTİFAKI HDP’Yİ BARAJ ALTINDA BIRAKMAK İÇİN'

HDP’nin 24 Haziran seçimlerinde kilit parti olduğunu ve bundan dolayı AKP/MHP ittifakının HDP’yi baraj altında tutmaya çalışacaklarını da belirten Dağhan, şunları ifade etti:

"24 Haziran sadece Mardin değil bölgenin kaderi konusunda bir dönüm noktası olacaktır. Bilindiği üzere HDP diğer ittifakların dışında yer almaktadır. Oy oranları ve anketlere baktığımızda kilit partinin HDP olduğu açıktır. AKP/MHP ittifakı eliyle baraj altında bırakılması isteniyor. HDP'nin baraj altında kalması demek AKP’nin Meclis'te anayasayı dahi tek başına değiştirecek vekil sayısına ulaşacağı anlamına gelmektedir. İktidarın OHAL süreci başlatması ve bu süreci bahane ederek bütün Türkiye halklarının olumsuz etkilendiği KHK’leri düşünecek olursak, bu durumun Türkiye geleceği açısından nasıl ciddi bir tehlike oluşturacağı bilinmektedir."

‘ATAERKİL PARTİLERE KARŞI HDP...'

HDP’nin neden kadın partisi olduğuna da vurgu yapan Dağhan, şu değerlendirmeyi yaptı: "HDP bildiğiniz üzere seçim süreci için 5 bildirge yayımladı. Bu bildirgeler incelendiğinde, sadece seçim sürecine ilişkin vaatler olmayıp, yaşanan deneyimler ve Türkiye halklarının ihtiyaçlarını büyük oranda giderecek hususlar yer almaktadır. Mesela HDP ve HDP Kadın Meclisi eliyle hazırlanmış Kadın Seçim Bildirgesi… Bu bildirge tamamıyla kadın arkadaşlar tarafından yani muhatapları tarafından hazırlanmış olup, süregelen kadın hakları konusundaki eksik, hata ve yanlışları düzeltmeyi amaçlamaktadır. HDP’nin kadın partisi olarak adlandırılması, Türkiye genelinde ve listelerin başına kadın milletvekili adayı göstermesinden de anlaşılacağı üzere, bildirge, parti içerisinde fiilen vücut bulmuş ve bu şekilde de devam edecektir."

‘GASP EDİLEN HAKLARIN ÖNÜNE GEÇECEĞİZ’

Dağhan, seçilmesi durumunda, Kürt halkına yapılan zulümlere engel olmak ve Mardin bölgesinde yaşayan Süryani, Êzidî, Arap ve Ermeni toplumların gasp edilen haklarına dair mücadele vereceğini de belirtirken, şöyle devam etti: "Seçilmem ve Meclis'te yer almam halinde, öncelikle bölgeleri aşarak Türkiye sorunu haline gelen OHAL ve OHAL sürecinde yaşanan hak ihlalleri, Mardin’in Nusaybin ve Derik ilçesinde yaşanan 'sokağa çıkma yasakları'nda zarar gören ve halen mağduriyetleri giderilmeyen ailelerin sorunlarına çözüm olmaya çalışacağım. Bölgede yaşanan keyfi gözaltı, tutuklamalar ile iktidar baskısının önüne geçeceğim. Bunun yanı sıra, kadın arkadaşların motive ve hayat standartlarının artması için yerel mekanizmaları işletmeyi hedefliyorum. Şiddet ile mücadeleye yönelik yerel mekanizmalar üretmeyi de. Ayrıca bölgede yaşayan, Süryani, Êzidî, Arap, Ermeni ve diğer halkların bölgede gasp edilen mal varlıklarının kendilerine iadesini sağlayarak ana vatanlarında rahat yaşamalarını hedefleyeceğim."

'FAŞİZME KARŞI HDP VE DEMİRTAŞ'I SAHİPLENELİM'

Faşist düzenin yıkılması, tecrit ve haksız tutuklamaların, katliamların durdurulması için HDP’ye oy verilmesi çağrısında bulunan HDP Adayı Gülbin Şahin Dağhan, şu mesajları da verdi:

"Daha önce de belirttik, HDP Türkiye halklarının ortak vücut bulduğu ve eşitlik, demokrasi temelli bir partidir. Bu sebeple bütün Türkiye halklarına cevap olabilecek ve özellikle kadın partisi olmasından ötürü kadın arkadaşların siyasette yer alabilmesi ve siyasi aktör olarak özellikle bölgede tabir edilen erkek figürünün kaldırılması için HDP'de yer almaları gerektiğine inanıyorum. Tarih boyunca gerçek devrimler kadın eliyle gerçekleştirildi. Bu sebeple başta kadınlar olmak üzere, tüm Türkiye halklarını, faşist düzen değişiminde yer almak isteyen herkesi, HDP'yi HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ı sahiplenmeye çağırıyoruz. Ancak bu şekilde; tecrit ve bunun paralelinde yaşanan, haksız tutuklamalar, kadına şiddet, kadın katliamları iktidar şiddeti, iktidarın halkı yoksullaştırma çabasının önüne geçilebilir. HDP, AKP/MHP ittifakı tarafından baraj altında bırakılmaya çalışılıyor. Bu tabloyu görmek önemlidir. HDP’nin baraj altında kalması demek, AKP’nin anayasayı değiştirebilecek vekil sayısına ulaşacağı demektir."