Deq kültürü genç nesillere aktarılıyor

Amed’de binlerce yıllık deq kültürünü yaşatmaya çalışan Fatma Temel, “Deq kültürünü yaşatma ve genç nesillere aktarmak istiyorum” dedi.

Fatma Temel, ninesinin vücudunda gördüğü deq motiflerini genç nesillere aktarmak için çabalıyor. Temel, bu işe kendi vücuduna nakşederek başladığı söyleyerek, gün geçtikçe farklı simgeleri de deneyerek kendini geliştirdiğini ifade ediyor.

Kürdistan’da “Deq” olarak bilinen motiflerin hepsinin farklı anlam ve etkileri vardır. Antik çağlardan günümüze insanların bedenlerine nakşettikleri, sosyal yaşamlarını, inançlarını, kahramanlıklarını, erdemliliklerini, hangi soya ait olduklarını, mutluluklarını, kötülüklerden korunmaları gibi düşüncelerle çeşitli simgeleri sembolize eden deq motifleri, unutulmaya yüz tutmuşken Amed’de yeniden gündem olmaya başladı.

Fatma Temel, ninesinin vücudunda gördüğü deq motiflerini genç nesillere aktarmak için çabalıyor. Temel, bu işe kendi vücuduna nakşederek başladığı söyleyerek, gün geçtikçe farklı simgeleri de deneyerek kendini geliştirdiğini ifade ediyor.

HER MOTİFİN BİR ANLAMI VAR

Temel, deqlerin insan vücuduna işlendiğini ve anne sütünün yanı sıra il ile yapıldığını belirtti. Nakşedilen motiflerin hepsinin bir anlama sahip olduklarını söyleyen Temel, bu kültürün sadece Kürt halkına ait olmadığını hatırlattı.

Deqın, Kürdistan’da genellikle kadınların vücutlarında olduğunu ama erkeklerin yaptırdıklarını ifade eden Temel, şöyle devam etti: “Bölgelere göre motifler de değişiyor. İnsanlar bu motifler farklı anlamlar yüklüyor. İnsanlar bağlı bulunduk soy, aşiret veya ailelerini temsil eden motifler de yaptırıyor. Yine hastalıkları önlemek adına da yaptıranlar var. İnsanlar buna inanarak, totem yaparak deqleri vücutlarına nakşetmişler. Tek başına estetik bir ölçü kazanmak için değil, aynı zamanda mistik bir yanı da olduğu için yapıyorlar. Mesela kimi motifler sadece vücutta görünmeyen yerlere, kimileri el yüzeyine, kimileri ise yüzün farklı bölgelerine yapılması gerekiyor; alın, şakak, çene gibi. Yapılan her yerin de kendine göre bir anlamı var. Hatta bazı motifler birbirlerinin aynıdır, ancak manaları farklıdır, nakşedildiği yere göre değişiyor.”

İLK ÖNCE KÖYÜMDE BAŞLADIM

Deq kültürünü yaşatma ve genç nesillere aktarma isteğine ilişkin de konuşan Temel, şunları söyledi: “Mardinliyim. Ailemizde çok nadir olsa da genel olarak çevremizdeki insanlarda görürdüm deqleri. Önce deqın ne olduğunu ve o motiflerin anlamlarının neye tekabül ettiğini öğrenmeye başlayarak yola koyuldum. Deqlerle ilgili okumalar yaptım, belgeseller izledim. Bu araştırmalara başlamadan önce kadınların eski makyaj yöntemi olduğunu zannederdim. Araştırmalara başlayıp deq yapanlarla konuştuktan sonra bunun çok daha özel bir şey olduğunu gördüm. Sonrasında ben de artık yapmaya başladım. Köydeki gençlerin de dikkatini çekti ve onların vücutlarına nakşetmeye başladım. Üniversite için Amed’e geldim ve aslında burada da yapmak isteyenlerin sayısının arttığını gördüm.” 

KÜLTÜRÜ YAŞATMAK İÇİN ATÖLYE

Temel, deqın kültürel ve tarihsel özelliğinin olduğunu, giderek yok olmaya yüz tuttuğu için yaşatma ihtiyacını kendisinde hissettiğini ifade etti. “Bu kültürün kaybolmaması için bir atölye açtım” diyen Temel, şöyle konuştu: “Atölye açtığımı duyanlar buraya gelip deq üzerine araştırmalar yapıp, fikir alışverişinde bulunuyoruz. Aynı zamanda burada deq de yapıyorum. Daha çok kadınlar geliyor.  Benim asıl amacım da bu kültürü genç nesillere aktarmaktır. Bazen öğrenciler gelip deq üzerine tezler filan hazırladıklarını söylüyor. Bu vesileyle ben de onlardan bir şeyler öğrenmiş oluyorum. Orta vadede ise deq kursları açmayı, genç arkadaşlarla beraber çalışmayı düşünüyorum. Yine yaşlı insanlarla görüşüp deqın tarihine ilişkin kaynaklar oluşturmak istiyorum. Kürt kültürüne dair zaten genel olarak ortaya bir şeyler koymak istiyorum.”

DEQ'IN ORJİNİNİ KORUMAYA ÇALIŞIYORUM

Deq yapmaya gelenlerin olumlu geri dönüşleri olduğunu belirten Temel, şunları ekledi: “Ben sadece Kürt ve Mezopotamya tarihine, kültürüne ait motifleri nakşediyorum. Prensip olarak diğer desenler veya dövme, tatto motiflerini tercih etmiyorum. Örneğin kimileri gelip, deqten isim nakşetmek istiyorlar ama bu talepleri geri çevirmek zorunda kalıyorum. Deq, tarihsel ve kültürel olarak dövme ve tattodan farklıdır. O yüzden ben prensip olarak deqın orjinini korumaktan yanayım. Hatta deqın motiflerini değiştirmeye bile korkuyorum. Yeni bir tasarımı ortaya koymaya dahi çekiniyorum.”